"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Zamanın her ânı yeni bir yaratılmaya sahne olur

Ali FERŞADOĞLU
12 Mayıs 2017, Cuma
Yüce Yaratıcı’nın kâinatta koyduğu kanun gereği varlıklar doğar, büyür ve ölürler.

Bu, kâinatın durağan değil, seyyar, akışkan olduğunu ve zaman mefhumunu gösterir. Zaman bir ip, bir şerittir ki, o heybet ve azamet sahibi Sani’ her sene bir başka âlemi ona takıp gösteriyor. Yaratılanlar, “âlem-i gayb”dan gelerek “âlem-i şahadet”e bir süre uğradıktan sonra yeniden “âlem-i gayb”a gidiyorlar. 

Zamanın her anı yeni bir “yaratılma/kün/ol emri”ne sahne olur. Her şeyin bir hakikati olduğu gibi, “’zaman’ dediğimiz, kâinatta cereyan eden büyük bir nehrin hakikati dahi, Levh-i Mahv İsbat’taki kudretin yazdığı sayfası ve mürekkebi hükmündedir.” 

Var edilenler, Yaratıcı’nın ilim irade ve kudretiyle yaratması neticesinde “mahv” veya “ispat” sahnesinde doğuyor ölüyor, yağmur yağıyor güneş açıyor, tohum çürüyor fidan filizleniyor. Başka bir deyişle, Yaratıcı zaman sayfası ve mürekkebiyle, kudretinin mahlûkat üzerinde yansımalarını sağlıyor. İşte, burada yaratılmışların doğma, büyüme ve ölme akışı “zaman” denen mefhumu doğuruyor. 

Ferdî tecrübelerden kaynaklanan zaman da, “psikolojik zaman” (ez-zamanü’n-nafsî), “genişleyen zaman” veya “varoluşsal zaman,” “biyolojik zaman” olarak tasnif edilir. Meselâ herhangi bir sıkıntı ve tehlike anındaki tecrübelere göre o zaman dilimi belki bir yıl kadar uzun gelir. Ama sevinç, huzur ve mutluluk içinde geçen 365 gün, belki bir dakika kadar kısa hissedilir. Tevbe Sûresi’nin 118’inci âyetinde buna işaret edilir. 

Metafizik zaman (ez-zamanü’l-gaybî) ise, göklerin, yerin yaradılışından önce de var olan zamandır ve dünyevî ölçülerin tamamen dışındadır. 

Bu zaman türünü ölçme imkânına sahip değiliz; çünkü bu zamanın ölçü birimi, dünyevî zaman biriminden çok farklıdır. 

Kur’ân, melekût veya gayb âleminin zaman biriminin değişik boyutlu olduğunu iki âyette nazara verir: 

“Melekler ve Ruh (Cebrail) oraya miktarı 50 bin yıl olan bir günde yükselip çıkar.”1 “Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde O’nun nezdine çıkar.”2 “Zaman, madde ve olayların düzenini sağlayan esrarengiz, gizemli, garip bir koordinattır. Biyolojik zaman, faaliyet, hareket, gelişme, hız ve büyümedir.” 

Dipnotlar:

1- Me’âric Sûresi, 4. 2- Secde Sûresi, 5.

Okunma Sayısı: 1733
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet

    12.5.2017 07:08:36

    Bizler çevremizdeki hızlara bakıyoruz.belki biraz ötesi olan ışık hızına.ruhumuzun hızı veya cebrail as hızı da var ilerilerde.fakat unutmamak gerekir ki son nokta kün demesidir rabbimizin.eşyanın sükut etmesi halidir bu hal.yunusu as. İbrahim i as. Anlamadır ve de perde arkasını bulma dır.geriye 1 adım kalıyor.o da olmadır.fani olmadır.zaten şifreler her mezar taşında yazıyor.el baki güvel baki.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı