Ben kitapları yangında ilk kurtulacak olarak görüyorum; ilk yakılacak şey olarak kitapları görüyorsanız; neyi konuşabiliriz!
*Ölmeden önce yapacağınız tek şey: İnsanlık.
*İnsanca konuşmadıktan sonra... “nece” konuşursak konuşalım; ne fark eder ki!
*Gazeteler sadece futbol yazsa bari; bu ne kadar futbol haberi... Futbolla mı kalkınıyor ülkeler... İfrat, israf, abartma, şişirme olmuyor mu bu kadarı!
*Her tarafı risk dünyanın; her tarafı ölüm...
*Bir tarafından görerek değil; her tarafından görerek hakikata ulaşabiliriz.
*Ölümü es geçince; hayatı da pas geçtik.
*En büyük makamın “makamsızlık” olduğunu gördüm; kimse göz dikmiyor oraya.
*Yarın, yarın deyip duruyorsun da yarın yok ki; düne takılıp kalmışsın dün yok ki...
*Bu arada; kendinle aran nasıl?!...
*Bir de; perde nerde diyenler var ki bilseler ki perde; gözlerinin önünde!
*Çok zaman uzağında yaşıyoruz kendimizin!
*Her top atana top atarsak; top atarız!
*Ve şu ân nefes alıyoruz ya... Ve ne çok şu ânı unutturan nelerin peşindeyiz! Yakamıza yapışan ve bizimle hiç ilgisi olmayan nelerin kaygısındayız! Hayatı ıskalama lüksümüz yok ki...
*Hem yıldızları görmek istiyorsun hem geceden korkuyorsun!
*Uyan da sabahı uyandır; ve uyandığın her ân sabahtır.
*Bunca gürültü ortasında; yaşamayı unutur insan; susss!
*Ya bir şeyler bırak git; ya da bırak git!
*Şimdi; sonsuzluktur.
*“Yaşamak” kokan kelimeler, eksik olmasın ceplerinden.
*Itırlı hikâyeler gibi yaşamak... Hikâyesi olmak... Hayatın rumuzlarını okumak... Hayata dokunmak yani... Biraz şiir katmak hayata ve bir emanet bu hayat nihayet... Niyetini hiç değilse kendine açık et.
*Gökdelenler mi, gönül delenler mi? Piramitler gibi Firavun kompleksleri...
*Olmadığım zamanların boşluğu odalarda;
Yankılanır mı acaba!
*Yansımıyorsun aynalara;
Git... kendini ara!
*Madem ki her ân ölebiliriz; o zaman her ân yaşayalım!
*Belki de bugün hiç yaşamadın!
*Arkadaşlar da kitaplar da ilâçlar gibidir; bazısının yan tesiri bazısının can tesiri öne çıkar!
*Aç gözünü; açgözlü olma!
*Şu ân dünyada demokrasinin olduğu bir adres verebilir misiniz?!...
*Artık şu “demsiz/densiz” gündemler değişsin için; için için bir gayretin içine girelim.
*Öyleleri var ki mezarları bilinmiyor, fakat hayatın hakkını vermişler. Ne gam...
*Yetmiyor;
Bulduklarımız;
Aradıklarımıza...
Arıyoruz.
*En yakınlarımızla yakınlığımız yoksa; yakınmanın sırasıdır.
*İnsan insana ufuktur.
*Artık hayata geçir; şu okuduklarını!
*Açıl hürriyet açıl; âcilen...
*Yalnızlığın en kalabalık çağındayız.
*İnsan kabalaştıkça; insanlık inceldiği yerden kopuyor!
*Bu kadar, işte; zorlama;
Bu; kader...
*Dalından düşmeden bir şeyler söyle!
*Para ve Nara isimli bir roman çağımızı ne “vahşi” anlatır/dı!
*Paketten hürriyet çıkmaz, çünkü hürriyet pakete sığmaz!
*Bir rüya bu dünya; mutlaka...
Mutlaka uyanacağız bir gün!
*Hatırı var her nefesin;
Hatırında olsun!
*Sana bir sen lâzım.
*Tecrübe tecrübe; tercüme oluyoruz zahir!
*Yo, yo; uyandırmalıyım sabahı;
Yıkansın dünyanın günahı.
*“Sıradan” olursan... sıra—dan çıkarırlar; sen yine de sıraya girme!
*Topa, tüfeğe yakınlık; kaleme, kâğıda uzaklık... Ey dünya, nereye gidiyor bu iş?!
*Kalem de silâh gibi ruhsatlı olsaydı; epeyce bi’ kaçak kalem kullanan olacaktı! Biri de ben olacaktım her/halde! Yasak; merak uyandırır ya...
*Dolmakalem nezaketi, kurşunkalem yumuşaklığı, tebeşir zenginliği...
*Çok zengin görüntüsü çağın; acılarımızı, açıklarımızı örtmeye yetmiyor.