"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir üzüm yıkama hikâyesi, ya da unutamadığım ders

Armağan Bahtiyar
16 Aralık 2016, Cuma
İnsan çocukluk ülkesinden çıkamaz denir ya...

Hatıralar dendi mi gider çocukluğumla oynaşır, konuşurum. 

***

Geniş gönüllüdür çocukluğum. Ne zaman kapısını çalsam beni içeri buyur eder. Konuşur da konuşur, gülüşüp ağlaşırız. 

***

Çocukluğum beni kabul edince bütün yaşlarımı, çocukluğumun ta çok ötesindeki yaşımı unutur; birden çocuk olurum. 

***

Ve insanın çocukluğundan kalan öyle derin izler vardır ki oralardan bir türlü çıkamazsınız. 

***

Bu sık gidip geldiğiniz bir akrabanızdır, bir mekândır, bir arkadaşınızdır, yaydığınız kuzunuzdur, bir ağaçtır, bir kır, dağ, deniz seyahatıdır ve sairedir.

***

Servet Yengemi burada anlatmazsam bu köşenin bir yanı eksik kalır, diye düşündüm ve çok özel gibi zannedilen bir yolculuğuma sizi de kattım.

***

Kim bu kadın?

Bi’ kere sapasağlam imanı var. 

Avamdan fakat dilini, tavırlarını, hayatını hep bir yenilemek isteyen biri... Belki ilk mektebi de okumamış. 

Fakirliği bütün zerrelerine kadar -çoğumuz yaşadık ve yaşıyoruz da- yaşayanlardan... Soran, acabalanan, duyan, duyuran, vefakâr, gözü yaşlı...

Kendisine değil de daha çok başkasına bir şey olunca telâşlı... 

Azimli, değişik, kararlı, mütevazı... Hep gülen, acıları içinde yoğuran...

Dilinden salâvat eksik olmayan... Sürekli zikirde, duâda, dudakları belli belirsiz kıvışlayan...

Allah’ın adı anılınca heyecanlanan... Yakın; çok yakın bir akrabamız... 

***

Bir gün ne oldu; unutmuyorum. 

Çocuğum... Belki okula da gitmiyorum. 

Gecekondu bir evleri var. Onlardayım. Çok yakındık zaten; özellikle ben sık sık giderdim. Oğluyla bir gün mü, birkaç gün arayla mı; yaşıtız. {Allah ona da bu fakire de bu satırları okuyan sizlere de sağlıklı, hayırlı, hakikat yolunda ömre benzeyen uzun  ömürler versin.}

***

O zamanlar lavabo yok. -Var da; bizde yok.

-Servet Yenge’miz ikramı sever. Beyaz üzüm varmış onu ikram edecek. 

Lavabo olarak kullandığımız, “çağ” dediğimiz, abdest alınan, bulaşık yıkanan, akarı/deliği olan, evin bir kenarındaki bölüm... İşte orada beraber üzüm yıkıyoruz. Derken bir salkım üzüm elinden kaydı, o delikten uçup gitti. Kadıncağızda bir telâş bir telâş... Ağlayacak! 

Dökülen üzümler değil; ağzından {bana} dökülen kelimeler kafama, kalbime çakıldı kaldı: “Gördün mü ya; âyetler gitti.” 

Bunu unutabilir misin? 

Âyet denince ben hep sadece Kur’ân’dakileri bilirken; bu kadın bana -farkında değil, ama- öğretmenlik yapıyordu. 

Gittiğim/gideceğim okullarda anlatılmayanı anlatıyordu.

***

İşte bu kadın geçenlerde Hakk’a yürüdü. Ve ki ne çok merak ederdi oraları. Ne yapsak etsek kendini kendine beğendiremezdik. Ben kimim ki derdi. Dilenciye de zengine de tavrı pek değişmezdi.

***

Beni ne kadar sevdiğini biliyorum. 

Adı gibiydi. Cömertti. Gönlü genişti. Dedikoduyu, gıybeti sevmezdi. Hayata dolu dolu bakardı. 

***

Annemle Cennette buluştular diye ümidim var. 

Aleyhissalâtü vesselâm Efendimizin (asm) sohbetlerindedir diye hissediyorum. Çünkü ikisi de çok salâvat göndermişlerdi. 

***

Cenazede bulunmak kısmet olmadı. 

Bir yandan beni beklemiş bir yandan da: “Kölesi olduğum; -bu onun deyişlerinden- bu karda kışta gelmene de gönlüm razı olmazdı” diye de gelmeyişime kendisi mazeret bulmuştur. 

Rahman ve Rahim’in sonsuz müsamahasını iyi biliyordu. 

Makamı Cennet ola...

Okunma Sayısı: 2080
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Toygar

    16.12.2016 08:50:58

    Allah rahmet eylesin, duası makbul kullarının hürmetine bizleri de bağışlasın!

  • Zübeyir

    16.12.2016 05:32:26

    Allah razı olsun, çok samimi bir yazı... Ve samimane safi insanları gordukce insan şukrediyor. Tebrikler..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı