Ağaç, çiçek, böcek... ya delâletin olur ya da dalâletin... Bu ağaç san’atkârı gösteriyor dersin delâletin olur; ağaçta ağaçtan başka bir şey görmezsin bu da dalâletin olur.
* Saraydaki Esma tecellîleri dikkatle bakan herkesi tesellî etmektedir; dikkat ve rikkatle bakıla...
* Esmasız her bakışın adı, adresi, adesesi... kayıptır.
* Esmasız yaşamak kör, sağır, dilsiz yaşamaktır.
* Kâinat kitabını okumak, her yaprağın mektup olduğunu bilmek varken; bilelim o zaman ve varlıkların dilini çözmek olsun dersimizin adı. Her kelime/miz şifre çözüm olsun aynı ânda.
***
Duâ - 1
Ellerim...
Uyusa duâda...
Uyansa duâda...
***
Nar Çiçeği
Gözümün önünde çiçek açtı;
Çılgın renklerinden ürktüğüm...
Gözümün önünde nar oldular;
Yoktular; var oldular!
Şimdi girerken çıkarken evden;
Bir gülüyorlar bana bir...
Nar(dan başka bir şey) oluyorlar!
Hepsi beni çok seven Yâr’dan hediye...
***
Duâ - 2
Esmaül Hüsna okuya duya...
Yaşayasın e mi!
***
Geç kaldık
Zamanların hatırı var.
Hatırı var hatıraların.
Hızına yakalandık çağın;
Geç kaldık hatırına gülün.
Yol boyu papatyaların;
Geç kaldık hatırına ufukların.
***
Bahar mı geliyor ne!
Havanın havasına bakıyorum da...
Ha, daha geçen gün;
Otuz bir ocakta bir bahçede,
Çiçeğe durmuş eriği görünce...
Kışta bahar selâmını...
Ne sevindiydim öyle!
Biter diyorum, o zaman, bitecek demek ki:
İstibdat kışının haşin yüzü de.
Açar ümidim; var hürriyet çiçekleri...
(Az üşümedik ve hâlâ üşüyoruz!)
***
Dünyaya nizam vermeye kalkma; sana “tefekkür” düşer.
Adını öğrenmek yani.
Neyi rayına/yerine oturtacaksın?!... Kuşları, karıncaları, yıldızları, güneşi mi?!...
Hepsi Hakk’ın çizdiği yörünge/de... Sen kendine bak; aynaya yani!
***
Gözlerim öksüz kalır
Hayatın gürültüsü var;
Uykuların horultusu...
Tortusu kalır zamanların;
Batan gün gibi ufuklarda...
Bir tutam kızıl bulut,
Bir avuç mavilik gibi...
Ben giderim; ellerimin gölgesi kalır.
Aklım kalır buralarda;
Yarım bıraktığım ekmeklerde kaldığı gibi...
Bir güzel yüzde gözlerim kalır;
Ayrılırım; gözlerim öksüz kalır.
Ölürüm...
Aşklarım ah, aşklarım yarım kalır.
Çekirdeğim ben,
Düşerim toprağa...
Kabuklarımın hüznü kalır toprakta;
Tortular, horultular, kabuklar...
Kalır da karın altında...
Yavaş’lar, çabuk’lar unutulur;
Çekirdek gibi yeni bir yol tutulur;
Baharı solur bütün ölmüşlüklerim.
***
Kar perdesini kaldır, kaldır;
Altında bahar göreceksin.
Kaldır, perdeleri, kaldır;
“Nerde?”leri göreceksin.
***
Adı: Rahmet... olan yağmurlara alışığız.
Yağar, deriz ve çok zaman “ıslanmayız” bile!
Şimdi... meteor yağmuru...
Başımıza taş yağıyor!
Uyanmak türlü türlü;
Uyanırsak eğer!
***
Bir çiçek kaç kelimeyle bakılırsa o kadar tebessüm eder!
***
Sabahı kokla; taze su kokusu...
Yollar... uzun zamanların uykusu...
Uyandırmalısın!
Güneş... okşar usulca yolcuların mahmur saadetini.