"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İçini terk edenler için

Armağan Bahtiyar
03 Mart 2017, Cuma
Sabahı es geçmeyin; koklayın. Şehrin telâşesini duymayın. Kumruların sabah seslerine kulak verin.

Sabah, kahvaltınızda mutlaka olsun. Sabah, fırından yeni çıkmış çıtır simit gibidir; dikkatlerinizi çabuk tutun. Çocukluğa, gençliğe benzer; acelecidir. Kuşların kanatlarına binip birazdan yola çıkacak; ne yapacaksan yap; gözlerin sabahken henüz.

***

Unutunca içimizi; dışarda kaldık! Dışarısı soğuk, dışarısı kalabalık... Uzak çok uzaklara gittik. Kalbimizi kıyasıya  terk ettik!

***

İçimde bir deniz var; nerde biter nerde başlar?!... İçimde bir deniz var; kâh durulur kâh coşar.

İçimde dalgalar... içim sakin bir liman arar. Boşalır, dolar; okyanus ve dahası kadar...

***

Çok sustuğuna göre; çok birikti söyleyeceklerin. İki nokta bırakayım o zaman cümle sonuna; bir şeyler söyler/yazarsın diye:...

***

Şöyle... Dikkatle bak gözlerine; Özetle gitsin hayatı!

***

Gitmesem de olur yerlerden bana ne! Geveze derler adımlarıma. Gözlerim! Geveze olacaksın diye korkuyorum; Gel geç şeylerde işin ne! Aman kalbim aman; Çıkmasın gevezeye çıkmasın adın!

***

Kardan adam... desem... değil; Kardan adam-ın eti yağı erir! Taştan adamlar... desem... değil; Taşlar da erir un ufak olur! Kim bunlar öyleyse put gibi?!... Bunlar ufak adamlar; şarkıları, türküleri yok.

Sırtları pek, karınları tok! Gözlerinin olduğuna bakmayın; bakarkörler! Kalplerinde ne var bilmem de ellerine bak; cimriler.

***

Dünyayı uzun bildiğimizden... Kırılmaz sandığımızdan aynaları... Ve daha başka başka şaşılıklarımızdan...

Öyle çok ki elimizde; böyle böyle bunlardan hayal kırıklıkları... Sukut-u hayal mi; sükût-u ne hâl miydi?!...

***

Uzun yoldan geldiğimi anlasalar bir Temmuz sıcağında. Kuyudan kar suyu getirseler. Bir ağaç gölgesinde öğle uykusu çeksem. Kuşlar, gökyüzü, yapraklar, cırcır böcekleri hoş geldin, rahatına bak, dese!

***

Hayat; su gibi akan bir şey mi! Yıldızlar gibi kayan! Ellerimi tutan var! Uykularımı uyutan!

Çabuk mu yavaş mı! Selâm mı savaş mı! Nefes başı aş mı. Hayat; yiyip içtiğim!

Yolumda bir hayat var. Sağımda, solumda... Omzumda bir hayat var; Beni bir saran...

Unutsam bile... unutsam mı?!... Mevsimleri ıskalayıp nereye?

Hayat ey, sen nasıl bir dâvetsin! Git git... bir hayretsin!

Seni; durgun sularda okudum! Seni; azgın sularda... 

Seni; ağustosböcekleri söylerken... Seni dinlerken... uyudum uyandım!

Aynalarda göz kırptım sana! Bana bir hatıra gibi baktın!

Bir tebessümün vardı; kış, bahar... Hayat; adın ne sık değişiyor!

***

Şöyle farkına vararak bir nefes çekmek... Kalbimizin sesini duymak... Gözlerimize gökyüzünü doldurmak... Şiir oluyorum birden!

***

İçimiz her mevsim eleğimsağma... Git git dağlar var içimiz de... Dalga dalga sular... Açılıp kapanan bulutlar... Uzayan yollar... İçimiz sonsuz bir diyar...

***

Suları kuruttuk, ormanları yaktık. Haraç mezat sattık zamanlarımızı. Mekân ve zaman arıyoruz; alıştık kısır döngülere. Nereye gidiyorduk?!...

***

Ne çok unutuyorum yaşamayı. Hayret; adımı sorsalar şaşırıyorum. Bir ağaç gibi tutunsam köklerime;

Ben de açabilirim belki ağaçlar gibi... Ben de uçabilirim belki kuşlar gibi...

***

Ağ/larım içten içe; iyice bir fırtına kalbim... Yağmur yağar, ağlarım. Bir çocuk vurulur, ağlarım!

Ellerim yalnız kalır. Misafirlerim gider sessizliğin elini tutarım. Nice ahlarımı bir solukta yutarım.

Yırtarım perdeleri bir ufuk, bir güneş , bir, bir, bir... Niçindir, benim bu gökleri dolduran ağladığım niçindir?!... Ağ/larım içten içe... Gizlice ve apaçık bir kanaviçe gözlerim... Gözlerim hep böyle sonbaharlı bahçe?!...

***

Aynada ilk defa gördü gözlerini! Nefeslerini duydu bir ara! Ellerini gezdirdi saçlarında!

Bir adım daha yaklaştı kendine! Gözlerini kapattı; içindeki ufka daldı. Kendine bu kadar kapanmamış; kendine bu kadar açılmamıştı. Gülümsedi birden. Mal mülk biriktirmeyi beceremiyordu. Çam sakızı çoban armağanı hediyeler dağıtıyordu. Hayatı sevmeye başladı!

***

Yıllar geçer; Rüzgârdan daha rüzgâr yaşar ve yaşarız azar azar... Ölüm uğramaz “yaşayanlara!” Ara; aynalarda kendini! Yokla kendini her ân; nerdesin?! Ya bir iz peşinde ya da kaybolup gitmektesin! Ayna mısın perde mi; “şimdi” de değilsen; nerdesin?...

Okunma Sayısı: 1775
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı