"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsanın öteki adı: Gözbebeği

Armağan Bahtiyar
05 Mayıs 2017, Cuma
Okumadıklarımızın...

Yalanların...

Doğrudan sapmaların...

Hırsızlığın...

Arsızlığın...

Edepsizliğin...

Yamyamlığın...

Kan dondurucu vahşiliklere seyirci kalmaların...

Cimriliğin...

Fakirliğin...

Kitapsızlığın...

Göz boyamacılığın...

İstismarın...

İsrafın...

Mal mülk yığmaların...

Mevsimleri görmeden yaşamaların...

Bir kedinin gözleriyle göz göze gelmediğimizin...

Işık kirliliği ile yıldızları gecelerimizden uzaklaştırmanın...

Köylerimizi garip bırakmaların...

Ağaçları hayatımızdan çıkarmaların...

Hayvanlara saldırıların...

Betona, asfalta, makineye tapıcılığın...

Bina dikmeyi; bir şey yapıyorum zehabına kapıldığımızın...

Secdeleri tozlandırdığımızın...

Maddeyi/parayı öne -en öne- koymaların...

Sanalı gerçek sanmaların...

Diplomayı gözümüzde büyütmelerin...

Doktora, ilâca; denize düşenlerin yılana sarıldığı gibi sarılmaların...

Gevezeliğin...

Gevşekliğin...

Gürültünün...

Sevgisizliğin...

Kâinattaki musıkîyi duymadığımızın...

San’attan San’atkâr’a geçişteki yolları örtmeye çalışmaların...

Tembelliğin...

İşi başkasına havale etmelerin...

Kısa işi uzuna çevirmelerin...

“Sen çalış; ben yiyeyim!”lerin...

“Ben tok olduktan sonra; başkası açlıktan ölse bana ne!” lerin...

Şehirlerin ortasına hançer gibi binalar saplamaların...

Meydanları şehirlerden kovmaların...

Hürriyete yan bakmaların...

“Ben bilirim; sen sus!”ların...

Estetik fukaralıklarının...

Sıla-yı rahîmden uzaklaşmaların...

Yalanla doğruyu iç içelendirmelerin...

Aynı evde yabancı gibi yaşamaların...

Nemelâzımcılığın...

Ümitsizliğin...

Keşmekeşin...

İnadın...

Enaniyetin...

Hodfuruşluğun...

Şöhret sarhoşluğunun...

Tezekkürü, tefekkürü, teşekkürü hayatımızın her ânına yaymamız gerektiğini anlatanların azlığının...

Yunus’un dediği gibi karıncaya ulu nazarla bakmamaların...

Kısacık dünyaya uzun emeller tepiştirmelerin...

Ölümü ah ölümü; ölümüne unutmaların...

Her duyduğuna inanmaların...

Ehl-i tahkik olmayışların...

Kısa yoldan para kazanma yollarını sonuna kadar zorlamaların...

Rahata koşmak isteyişlerimizin...

Şehirleri yaşanmaz hale getirmelerin...

Kısaca ve muhakkak çok uzunca; insan olduğumuzu sık sık unutmaların ağır faturasını ödüyor dünya. 

***

Çok yorulduk. Durup  dinle(n)mek gerekiyor. Sadece kendimizi değil yolları, suları, toprağı, kurtları kuşları da çok yorduk. 

***

Okullar var; eğitim yok! Evler var; huzur yok! Evlilikler var; aşk yok! Hükûmetler var; iktidar yok! Ballar var; tat yok! Yollar var; “yolcu” yok! Sofralar var; misafir yoksa; dünya kendini yoklamalı...

***

Silâhların gölgesindeki bir dünyaya düştük. Ve dünyamız ağır yaralı... 

***

Yine Mayıs gelmişken çiçekleri okşamanın bu deminde kalbimizi dinlemeye vakit vardır diye düşünüyorum. Vakit vardır birbirimizi tanımaya. İnsanın bir anlamının da “gözbebeği” olduğunu bilince; bunca ince bir varlığın daha kavgalara vakti olur mu ki!

Okunma Sayısı: 2048
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı