"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaşamak hatırla/t/maları

Armağan Bahtiyar
18 Kasım 2016, Cuma
Hayata takılan sözler - 12

Yok, yok! Her ân yaşadığımı zannetme;

Nefes alıyorum diye;

Unutuyorum yaşamayı sık sık;

Bulutları, gökyüzünü göster!

Perdeyi çek, pencereyi aç: ”Eylül’ü görüyor musun?” de!

Boş bırakma beni; ara sıra “havadan sudan” bahset!

Yaşadığımı hatırlat; lütfen!

*

Düşüncenin olmadığı her yer slogandır.

*

Adalet diye bir şey var ve herkes alacağını alacak; vereceğini verecek!

*

Gerçeği var ki buraya “yalan dünya” diyoruz. Burası; sonsuzluğa bir ayna... Faniliğimizin Sonsuz Varlığa bir işaret olduğunu görmek o kadar mı zor?!

*

Kendini bilmek istiyorsan oku; görmek istiyorsan yaz; duymak istiyorsan sus!

*

Edebiyat; estetik hallerin, en ince dillerin, mevsimlerin selâmının kapısına bırakır seni.

*

Rüzgâr eken; fırtına biçer. Beton eken; beton... Kitap eken; kitap biçecek. Ne ekiyoruz; evinize, caddelere bakın; yarınlarınızı görün! Taşa toprağa yatırım yapıyorsan; oradan insan bitmez. Ve bir kıstırılmış halde döne döne başımız döndü. Bu kısır/kusur döngüden çıkalım o zaman; diplomalı adamlar değil miyiz!

*

O da herkes gibiydi; ben de ona herkes gibi davrandım. Hadise böyle!

*

Bir işi başlatmak belki de bir rüyanın gerçekleşmesi olacak!

*

Karacaoğlan’ın üç derdi var/dı: Ayrılık, yoksulluk, ölüm. Ayrılığı, ölümü anlıyorum da... Dünya bu kadar zenginleşti ve hâlâ ekmek, su bulamayan milyonlar var. Dünya, ilerledi mi? Nerden belli?!..

*

Okumanın yazmanın heyecanı anlatılabilir mi ki?!..

*

İyi ki fani dünya!

Böyleyken kavga, gürültü, kargaşa...

Ebedî olsaydı?!..

*

Âlemin her ân yenilendiğinin farkında olmayanlar bıktırıcı konuşurlar.

*

Yarına ne bırakıyorsun; ne götürüyorsun gittiğin yere?

*

Güzeli arayanlar; çirkinliklere takılıp kalmazlar; geçer giderler oradan; işleri var çünkü.

*

Hep yarınlara hazırlanıyoruz; bugünü unutarak! Hani hayat “şimdi” idi? Kendi kendimizle çelişiyoruz. Her şey yarım kalıyor ve biz gidiyoruz.

*

Ne tuhaf değil mi; üniversiteleri bitirip insanın kendini tanıyamaması!

*

İnsan olmanın, gelişmenin abc’sini söyleyeyim: Her şartta hürriyet...

*

Adamın şimdiki zamanla alâkası yok... Boyuna geçmiş ve gelecek zamanları konuşuyor... Geçelim!

*

“Kapı…” dendi mi, hep “ümit” koşup gelir. Kapı ümittir; ümit kapıdır. Çalmayı bilelim yeter ki… Çalmanın, vurmanın bir notası vardır. Kapılar açılmak içindir. İnsan mı? Çabuk açılan çabuk kapanan bir kapı mı? Şu var ki… çok kapısı olduğu “açık.” “O kelime”yi bulursan… ta uzaklardan çıkıp gelir. Kapı açana kapı açılır. Hazır acizliğimiz var ya… Sonsuz duâ kapısı… İhtiyacı bitmeyenin duâ kapısından başka gideceği yer var mı!

*

Taşımalı eğitim mi olur; garip! Dünyaya örnek oluruz belki! Merak edip gelirler. Gelirler de taşımalı yaşamak görürler.

*

İnsan otursun; istediği gökyüzünün altında; Hürriyet, medeniyet ayağına gitsin.

Dökme suyla değirmen dönmez;

Atalar demişse bunu; sözünden dönmez!

*

Yani diyorum ki hayat çok kolay; biz, olmadık emellerimizin telâşçısı oluyoruz.

*

Hep değişen ve güzelleşen şeylerin tarifi mi olur! Güzel/lik seyredilir.

*

Yine sabah... istersen uyanma;

Yat istersen uyanan kurtlara, kuşlara inat...

Gözlerin ne kadar gece böyle;

Uyan da gör bu sabah rüyasını;

Bilirsin; çabuk biter rüyalar;

Ve ölmeden uyan.

*

Kalemin konuş/ul/madığı yerde; cehalet, kavga, kabalık konuşurmuş!

*

Dünyayı hızla tüketiyoruz. Kıyamet yakın mı acaba?!.. Beton; ağaçlardan değerli hale geldiğine göre... Dünya bu katılığa, vahşete ne kadar dayanabilir ki?!..

*

Kanunsuzluğun kanun, haksızlığın hak bellendiği yerde; kanun ve hak aramak hakikati incitir.

*

Başkaları niye başkalarının kurbanına karışır; anlamıyorum. Çocuk, kendi kurbanlarını görmeli.

*

Zelzeleler içimizin işini; işimizin içini olduğu gibi dışa vuruyor: “Orda kimse var mıııı?!..”

*

İstibdata âşık olanlar bilsinler ki, insanlık müstebidlere değil; hürriyete âşık...

*

Adaletin gözetilmediği her yerden uzaklaş!

*

Bir cümle kurdun mu hayatta? Hayatı bir cümle gibi okuduğun oldu mu?

*

Hayatı öldüren sözlerle işimiz yok; sen, hayatı güldüren bir söz bul kendine; haydi!

*

Bunca vergi nereye mi gidiyor?!.. Kitaba, kültüre gitmiyor da... Sorabiliyorsan sor yine de!

*

Haydi, nerdesiniz dünyanın edebiyatçıları, seçilmişleri, vesaireleri... Dünya niye yangın yerine döndü? İtiraf edin anlamadığınızı da dünya da başının çaresine baksın! Biliyormuş rollerini terk edin!

*

Böyle olmaz; dünya kendine bir çıkış yolu bulmalı!

*

Hürriyet bütün güzelliklerin toprağıdır.

*

Okuyor musun, diyorum;

Falan lise, feşmekân üniversite diyor.

Okulların “okumak” olduğunu sanıyor!

Kim aldanıyor?!..

*

Durumunu güncelle;

Her nefesini duy, diyorlar!

“Şimdi” diye bir şey var;

Adını koy, diyorlar!

Okunma Sayısı: 1459
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı