"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Aklıselim kimseler, elbet bunu dinlerler!..

Ali Rıza AYDIN
31 Aralık 2015, Perşembe
Eski dünyanın yeni senesi!

Her şey yaşlanıyor. Eşya da, insanlar da, dünya da... Dün doğan bir yavru bugün, bir günlük; bu ayın sonunda, bir aylık;  ilâ ahir… Hiçbir şey kararında kalmıyor ve yerinde saymıyor.

Bugün, yani 31 Aralık günü, bir senenin son günü. 

Milletimizin, bu günü, bilerek Hıristiyanları takliden kutladığına pek ihtimal vermiyorum. 

Evvelâ, oturup düşünmek gerekmez mi bu günü? Bir sene müddetince neleri yapamadığımızı; neleri ihmal, hangi şeyleri ihlâl ettiğimizin şöyle bir muhasebesini yapmamız, hatalarımızla hesaplaşmamız gerekmez mi? 

Bütün bunlar orta yerde dururken, yeni bir senesinin gelişini kutlamak; hem de bir ihsan-ı İlâhî olarak elimize verilen, bize ikram edilen bir geceyi günahlarla kutlamak, “kurtlamak”, kıymetli bir zamanı kokuşturmak olmaz mı?

Yılbaşında, dindar olanla olmayanın hayat tarzlarına, neler yaptıklarına ibretle şahit oluyoruz, her sene. 

Dünya ile sarmaş dolaş olanlar bu gecenin akıntısına kapılıp, nefsinin cazibesine takılıp, günlerini gün ederken; İslâmî hayatı ciddiye alanlar, dindar olanlar, en azından şöyle düşünüyorlardır her hâlde:

“Senelerin son günü, ömrümüzün bir yıl daha ihtiyarlanması, kesin akıbetin biraz daha yakınlaşması, bir takvim yılının daha elimizden uzaklaşması; yapabildiklerimiz kazanç hanesine kaydedilirken, yapamadıklarımız için fırsatların kaçmasıdır, yılbaşı.” 

Elbette ki iman sahibi kimseler, bu gecelerde gayrimüslimlere benzer uygulamalarla -maazallah- sefalete, sefahate meyletmek yerine; ahirete, ebedî âleme mal olacak çalışmalarla ibadete, taate daha çok meyletmeli, daha çok gayret etmelidirler.

Gelelim madalyonun öteki yüzüne:

Fert cephesinden bu hassasiyeti beklerken, devlet erkânından da beklemek elbette ki, vatandaşlık hakkımız. 

Hıristiyan dünyasının her senenin son gününü Christmas, diğer bir söylenişiyle Noel olarak kutlamasını, o günün gecesine mahsus birçok uygulamalarda bulunmasını; hediyeler, çekilişler, piyangolar furyasını model kabul ederek yıllardır, isim başlığı “Millî” olan bir piyangonun ülkemizde de uygulanması, dinen “haram” hükmündeki yasal kumar belâsı hangi gerekçeyle izah edilebilir acaba?

Binlerce iştirakçinin günlerce tutulduğu “kolayca milyoner olma” sevdâsını ve nihayet, sukut-u hayal fırtınasını kimler, nasıl dindirir acaba?

Bunu, bizim düşündüğümüz gibi; bizi düşünenlerin de, düşünmesi gerekir!    

Geliniz; gerek fert, gerekse devlet olarak bu milletin mizacına uygun işler yapalım. Bu günahtan kurtulmaya acil çözüm bulalım. 

Efendimiz (asm), ümmetine ne diyor, bakar mısınız:

“Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da ondandır.” (Ebû Dâvûd, Libas, 4.)

Aklıselim kimseler, elbet bunu dinlerler!..

Okunma Sayısı: 1113
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı