"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Böyle mi olmalı?

Ali Rıza AYDIN
09 Mart 2017, Perşembe
Hayat var oldukça, toplum da var olacak; toplum, yani insanın olduğu yerde de sorunlar bulunacak.

Bunların yel, sel, deprem, savaş, yangın, kıtlık gibi bazıları tabiatı itibariyle zaten sorun; bazıları ise, sorun hâline getirilen “sorun”lar. Siyasetin, hayata karışması; hayatın, siyasete bulaşması ve benzeri durumlar…

Bir defa siyasetin, diğer adıyla politikanın, devlet işlerini düzenleme ve yürütme san’atıyla ilgili özel bir görüş ve anlayış oluşu ve gönüllerde makes buluşu, önce cazibesini; ardından da mücadelesini ileri seviyelere taşıyor.

Buna hazır olan ya da kendisini buna yeterli bulan kimseler enerjisiyle birlikte maddî-manevî birçok şeyini ortaya koyarak; toplumu daha iyi idare edeceği inancı veya iddiası ile “siyaset” denen mücadele arenasına çıkıyor.

Peki, arena da kimler var?

Aktörün hedeflediği herkes; yani, potansiyel oy; yani vatandaş.

Oy talebinde bulunmak, siyasetçinin işi; oy vermek de bizim görevimiz. Çünkü bu, demokrasi ile idare edilen ülkelerin muayyen aralıkta uygulaya geldiği olmazsa olmazları.

Tavan, böyle; biz, gelelim tabana:

Yurtları ve yurt duyguları aynı olan kişilere “vatandaş”; birbiriyle anlaşıp dostluk edenlere “arkadaş”; aynı ana babadan doğmuş ya da aralarında çok değer verdikleri ortak bir bağ bulunanlardan her birine de, “kardaş / kardeş” denilmektedir.

Vatandaşın, yaşadığı ve üstünde öldüğü memleketinin ticarî, sınaî, siyasî ve içtimaî meselelerine ilgi duyması, gerektiğinde, vaziyet etmesi vazgeçilmez bir hak olduğu gibi; derdine merhem, sırrına sırdaş, yoluna yoldaş olmak da arkadaşın, arkadaşı üzerindeki hakkı; aynı ana babadan olma kardeşlerin ise, birbirlerinin üzerinde gerek dinî, gerekse hukukî birçok hakları bulunmaktadır.

Buraya kadar tamam!

Öyle de; aynı ana babadan olmasalar bile, aralarında çok değerleri olanların, ortak bağları bulunanlar her biri de kardeş / kardaş olarak tanımlandığına; ondan da öte, Cenâb-ı Hak, Kitabında; “Mü’minler ancak kardeştir” dediğine ve ardından “Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin” (Hucurat, 10) diye emrettiğine göre; ey din kardeşler, ey nur kardeşler! Bizler işin neresindeyiz?

Yine oy sandığı göründü, kardeşlik de dürüldü.

Bilirsiniz; halk arasında, “Para, anayı kızdan ayırır” diye bir deyim var. Ben de, bunu günümüze uyarlayarak, “Siyaset babayı evlâttan, kardeşi kardeşten ayırdı” diyorum. İnşaallah, sürç ü lisan etmiyorumdur.

Konusu ne olursa olsun, seçim sath-ı maili geldi, sandık göründü mü ver yansın ediyor, kardeş kardeşe. Hem de ezici, üzücü; âdeta, linç edici lisanla…

Bırakalım kardeşler arasındaki şu gerginliği; siyaseti, kendine meslek ittihaz eden siyasetçilerimiz yapsın. Bizim varlığımıza, bir oy sandığında ihtiyaç duyulur, bir de, ahirette; hesabı görmek, defteri dürmek için.   

Ey “Kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur” diyen Bediüzzaman’ın talebeleri; milletini daima birliğe, dirliğe, kardeşliğe teşvik eden bir ecdadın ahfadı! Akıbet böyle mi olmalıydı?

Gelin, “Keşke” sözünün kapısını kapatalım.

Okunma Sayısı: 2020
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı