"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu bayrama gönlü buruk girenler

Ali Rıza AYDIN
24 Eylül 2015, Perşembe
Bir mevhibe-i İlâhiye olan bayramlar, farklı şekil ve maksatla da olsa diğer dinlerde de olagelmiştir.

“Dinlerde” dedik, zira dinsizlerin ne bayramı ne de seyranı olur; onlar için hayat, maddesiyle değer bulur. Cenâb-ı Hak, mutîlere mükâfâten bayramları lütfetmiş; kullarımın ruhları şen, gönülleri gülşen olsun diye.

Malûm, Müslüman’ın iki bayramı var. Bunlardan biri, bir ay müddetle tutulan Ramazan orucunun hitamında idrak edilen Ramazan Bayramı; diğeri ise itaatin şahikası olan, hayatı ortaya konulan Hz. İsmail’in (as) ağır imtihanını ve bu imtihanla sergilediği kulluk biçiminin yâd edilişi manasına gelen “kurban”; yani Hâlık’ına feda olan canların ruh verdiği Kurban Bayramı.

Kurban kesmek, bir manada; “Emret Yâ Rabbî! Kurban olan bu can gibi, Sana kurban olayım” demektir. Yoksa, “Onların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşır”, (Hac, 37.) ne de buna muhtaçtır. İhtiyacı olan biziz; kapısına varan, dergâhında duran, mağfiretini uman biziz.  Öyle olunca, toplumda kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu canlı tutan bu müstesna günlerde yüzlerimiz güleç, gönüllerimiz sevinçli olmalı; ruhlarımız saadetle dolmalı.

Dolmalı, dolmalı da; nasıl?

Hüzne gark olanları, kahpe kurşunla vurulanları, saçlarını başlarını yolanları; ciğerparesinin acısını tevekkülle yutanları; zulme maruz kalanları; yurdu harap, sokaklarda kalanları; deryalara savrulup, sahillere vuranları göre göre nasıl mutlu olunur? 

İslâm ülkelerinden bir kısmının kan revan içinde; bir kısmının da viraneye döndüğü; açlığın, kıtlığın, susuzluğun; dahası, sahipsizliğin insan olan insanın yüreğini dağladığı bir manzara karşısında nasıl huzur duyulur? Bir sahan yemekle bütün aile fertlerinin doyup (!), onunla oruç tuttuğu; bir kısım insanların çilesinin zehrini “umut” diye yutup, gurbetin yollarını tuttuğu, acı dolu bir dünya fotoğrafıyla yüz yüze nasıl safa sürülür?  Netice de biz de insanız. Akıl alâkadarlığı itibariyle sıkıntılar, acılar, sancılar bir parça da bize temas ediyor.

Bugün Kurban Bayramı! 

Dünya vüsatinde baktığımız zaman milyonlarca can Hak yoluna kurban ediliyor. Yine dünya ölçeğinde düşündüğümüzde, hürriyeti gasp edilmiş milyonlarca Müslüman da canıyla, malıyla, ırzıyla, namusuyla istibdadın kurbanı. 

Kan ve barut, gönle gölge düşürdü.

İsterseniz, gelin, gözlerimizi yumalım ve bir süre kendimizi onların yerine koyalım; farazî olarak aç bîilâç, hasta, yaralı, harâbezâr olalım! 

Ne hissederiz, işin neresinde oluruz; nasıl bir bayramda bulunuruz acaba?

Sanırım, bizden, fazla fayda yok…

Hiç değilse, İlâhî rahmetin tecelli ettiği şu mübarek günlerde elimizle olmasa da, dilimizle, gönlümüzle yanlarında olalım ve mağdur, mahzun, mazlûm, yürekleri hicran içinde olan mü’min kardeşlerimizin yâr ve yardımcısı olması; yaşanan sıkıntıların, musîbetlerin artık nihayet bulması için Rabbimize niyazda bulunalım. 

Bilvesile bütün okurlarımın bayramını tebrik eder, kurbanlarının, ibadet ve duâlarının kabulünü Cenâb-ı Hak’tan dilerim.

Okunma Sayısı: 1299
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı