"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Büyük fırsat mevsimi

Ali Rıza AYDIN
25 Mayıs 2017, Perşembe
Çok defa, geldiğinde kıymetini bilmeyiz; gittiğinde, inim inim inleriz. Maalesef, bu fırsatı göremediğimiz ya da lâyıkınca değerlendiremediğimiz zamanlar az değil.

Yazarken çizerken, okurken dinlerken başka bir hâl oluruz; Ramazan’ı baş üstüne kondururuz. Bu, ona saygı, ona ihtiram mânâsında güzel bir duygu, olması gereken bir davranış, ama esas olması gereken; nasıl ki, bir namazı, ömrümüzün son namazı gibi kılacaksak; eriştiğimiz Ramazan ayını da son Ramazan, tuttuğumuz orucu son orucumuz bilip, onu ruhumuza massetirmeliyiz âdeta.

Günlük hayatımızda kampanyalar, câzip gelen alış veriş fırsatlarıyla sık sık karşılaşırız.

İnsanlar üç kuruşun hesabını yapıyor. Hâlbuki elde edilecek şey, şunun şurasında üç günlük dünyanın üç kuruşluk menfaati.

Eğer maksat kazanmaksa, buyur; işte sana büyük fırsat!

Yarın, ilk teravihini kılıp, ilk sahuruyla beraber Ramazan orucunun birincisine; yani, “bir incisine” niyet edeceğiz inşallah. Ve böylece, rahmet sağanağı inmeye başlayacak huzme huzme; yayılacak hânelere, hale hale.

Haşyet dolu kalplerle, pare pare gönüllerle, semadaki ellerle, semeredâr amellerle; Rabbimizin huzurunda olmanın mânevî hazzı ile bir başkadır Ramazan.

Yaş dökülen gözlerle, tesbihfeşân dillerle ve seksen küsur sene ömre denk Leyle-i Kadri ile manâ demetidir, Ramazanın gecesi de gündüzü de.

Bir ay müddetince, her gününe bir senelik ibadeti sığdırmak; sevapların kefesini bize doğru ağdırmak; bedenleri, rahmetinin deryasına daldırmak, ancak Ramazan ayına mahsus fırsatlar manzumesiyle mümkündür.

“Fırsat” dedik ya!

İşte sana, ihsânâtı, ikram fırsatı...

İftarlarıyla, ikramlarıyla, hayır hasenatları, zekât ve sadâkasıyla ruhların âdeta letafet kazandığı; gönlün, tâ arş-ı âlâya uzandığı bir “naz” ve “niyaz” mevsimidir Ramazan.

Göz bir başka görüyor bu mevsimde ihsanı, insanı; insan ihtiyacını… Kulak bir başka işitiyor, Allah’ın (cc) Kur’ân’ını, dil ne çok bilir oldu nimetlerin kıymetini, tadını. 

Ramazan bu; Rabbimizin “Benim ayım!” buyurduğu ay.

Ramazanı dolu dolu geçirmek, Ramazanda günahları sildirmek; gönlü yorgun insanlar sevindirmek ve bu surette, hakikaten sevinmek ne devlet, ne saadet.

Ramazanı, Ramazan gibi yaşamalı, ibâdâtın hazzıyla; geceleri kalkan elin nazıyla, gözü yaşlı yapılan niyazıyla…

Ve nihayet, kul olma arzusuyla Ramazanı ihya etmek “ömrümüzün son orucu” diyerek, mağfiret dileyerek; kendimizi affa mazhar, mes’ut bir kul bilerek…

Gayretimiz makbul olur; taatimiz kabul olur İnşaallah.

Ramazan-ı Şeriflerinizi tebrik eder, bu mübarek ayın rahmetine, feyiz ve bereketine mazhar olmanızı Cenâb-ı Hak’tan dilerim.

Okunma Sayısı: 1670
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı