"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cehennemin hoş kokulu çiçeği: Şehvet

Ali Rıza AYDIN
07 Ocak 2016, Perşembe
Hissiyatın, hevesatın insan iradesine hükmettiği; hatta alt ettiği zamanlar olabiliyor. İnsan, cazibedar lezzetlerin dâvetine kanıyor; ardı sıra, ömür boyu yanıyor.

Hazret-i Peygamberimiz (asm), genel tarifi itibariyle haramları  “devletin korusu” olarak vasfediyor; korunun sınırını “yasaklar”; sınıra tecavüz edip etmemeyi ise, müminin “helâl-haram” kavramına dikkat etmesi şeklinde yorumluyor hadis-i şeriflerinde.

Mukavemet sınırlarını aşacak derecedeki isteğin, arzunun; bu arzulamayı ihtiras derecesine vardırmanın “şehvet” olduğu ifade ediyor birçok kaynakta. Bu, karşı cinse karşı duyulan istek ve arzulamanın sınır tanımazlığı olduğu gibi; hayat levazımatıyla ilgili nesneleri, mal, makam mevki, şöhret elde etme hususundaki ihtiras da şehvet olarak isimlendirilmektedir. 

Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerimde:  

“Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katında olandır”1 buyrulmaktadır.

Her aşırılık türünün arkasından bir nedamet duygusunun husûle geldiğini; buna sebep olan fikrin, fiilin “korunun sınırlarını” ihlâl etme riski taşıdığını ya da taşıma ihtimalini idrak etmek ve bu dengelere göre uygun yaşamak gerekir. Buna göre şehvet olarak tanımlanan davranışlardan biri, ihtiyaçtan fazla şeylere sahip olma arzusu, yani bir cihette hırs; diğeri ise haz verici şeyleri elde etme isteğindeki aşırılık, tutkudur.

Şeyh Sadi Hazretlerinin naklettiği ve “Babam, ruhunu teslim ederken, bana şu nasihatte bulundu:

“Oğlum! Şehvet bir ateştir, ondan sakın. Cehennem ateşini kendin için harlandırma. O ateşte yanmaya takatin yoksa bugünden sabır ile o ateşe su dök.”

 Şehvet, bir hadis-i şerifte, “Cennet şehvetlerle, cehennem hoşlanılmayan şeylerle çevrilmiştir”2 şeklinde ifade edilmektedir. 

Hadis-i şerifte, insanlara çekici gelen dünya nimetlerinden ihtiyaçtan fazla şeylere sahip olma arzusuyla ve nefislerine uyarak meşrû olmayan hazları elde etme kastıyla Allah’ın (cc) haram kıldığı şehevî fiillerle iştigal eden kimselerin Cehennemde azap göreceği nazara verilmektedir.

İmtihanlardan imtihan…

Bu tür imtihanlar karşısında sabredememek ve nefse mağlûp olarak gelip geçici zevklerin-hazların ve fâni menfaatlerin peşinde koşmanın karşılığı, ebedî bir hayatı elim bir azaba çevirmekten başka bir şey değildir.

“(Allah’ım,) bizi, şeytanî şehvetlerden kurtar; beşeriyetin kazuratından temizle.”3

Cümlemizi, şeytana mel’abe olmaktan muhafaza eyle Rabbimiz!

Dipnotlar:

1- Âl-i İmrân Sûresi, 14.

2 - Buhârî, Rikak, 27.

3- Said Nursî, Mesnevî-i Nuriye, 171.

Okunma Sayısı: 2009
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı