"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dün, dün de kaldığına göre...

Ali Rıza AYDIN
19 Kasım 2015, Perşembe
Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîminde; “Gönül alıcı hoş bir söz, bir kusuru örtme, bir affediş, ardından eziyet gelen bir sadâkadan daha hayırlıdır” buyuruyor. (Bakara, 263)

Demek ki, gramofonun iğnesinin plâğın bir kanalına takılıp kaldığı gibi, insan da hayat safhasının bir sahnesine, hayatın olumsuz bir karesine takılıp kalmamalı. 

Hayatımızdaki hangi hadiseler geride kalmadı, hangi sıkıntılar aşılmadı ki?

Dolayısıyla, Mevlânâ’nın, “Dünle beraber gitti cancağızım / Ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lâzım” sözünden hareketle geçmişe, geçmişin tortularına bir sünger çekip; geleceğe ümitle bakmak, yeni projeler yapmak gerekir takılmamak, takıntı sendromu yaşamamak için. 

Gerek fikriyatımızla ve gerekse fiiliyatımızla yeni ufuklara bakmak, yeni teneffüs menfezleri açmak lâzım dünyamızda. Yani, bir şeyler yapmak lâzım, bir şeyler... 

Bakınız, Şems-i Tebrizî ne diyor: 

“Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta.”

Evet... 

Hakikaten yerinde bir söz.

Ölüm varken, ahiret varken; ahirete müteallik önemli vazifelerimiz, hatta sırtımızda yumurta küfemiz varken malayâni ihtiraslar bizi mahkûm etmesin.

İnsan isterse, iktidarı dairesinde bir değil, birçok şey yapabilir. 

Meselâ: Dargın olduğu bir kimseyi arayıp, aradaki buzları eritebilir; gönlünü kırdığı insandan özür dileyebilir; uzun zamandır görüşmediği bir dostunu ziyaret edebilir; fakire dolgunca bir sadâka verebilir; bir yetimin başını okşayabilir. Eğer bunları yapamazsa, karşılaştığı mü’min kardeşine tebessümle selâm verebilir. Veya bir çiçeği derince koklayarak gönlüne inşirah verebilir ve o çiçeğin Sanatkârını düşünerek ruhunu inbisat ettirebilir.

Bunların hiçbirini yapamazsa, bir mü'min kardeşine gıyaben duâ da mı edemez? 

Güzel şeyler yapmak, güzel şeyler düşünmek varken; şeytanın desisesine kanıp kardeşler, arkadaşlar, dostlar hakkında en ufak bir bed düşünce gönüllerde yer bulmasın; varıp, kalbe konmasın. Zira Hz. İsa (as), “Dünya bir köprüdür. Üzerinden geç, tamirine çalışma” ikazında bulunuyor.

Ey fâni dünyanın yorgun yolcuları! 

Dünyaya ait hangi şeyi ötelere beraberimizde götürebiliriz ki? İnsanlarla hoş geçinmek, hoşa giden şeyler demek çok zor olmasa gerek.  

Ömer Hayyam’ın tabiriyle biz insanlar, insanları, “Ya sırtımıza alıp taşıyoruz, ya ayağımızın altına alıp çiğniyoruz; Öğrenemedik bir türlü yan yana yürümeyi.”  

Velhasıl: Dün, dün de kaldığına göre dünden ders almalı, ama dünde kalmamalı; kardeş olmalı, kardeş kalmalı…

Okunma Sayısı: 1741
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı