"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Dünyaya mı meylettik?

Ali Rıza AYDIN
29 Ekim 2015, Perşembe
Bir Müslüman’ın, özellikle Müslüman hanımların rüküş kıyafetler içinde görünmesi hiç arzu edilir bir durum olmadığı gibi; haddi aşar seviyede lüks giyinip kuşanması da hoş karşılanır şey değil.

Bakış açısındaki değişim, hassasiyetlerimizdeki ciddî yıpranmalar neticesi olarak günümüzde bir kısım tesettürlü hanımların kıyafetleri, kullandıkları aksesuarlar tesettürlü olmayanlardan daha lüks, daha ihtişamlı; onlara “taş çıkartır” derecede.

Tepeden tırnağa fantezi! 

Başta gözlük, elde pahalı marka telefon, ayakta topuklu ayakkabı, omuzda para tuzağı cinsinden değerli çanta… Maddî şartlarını iyileştirmiş efendilerinde olduğu gibi, hanımlarının da altında 4x4 otomobil… 

Müslümanların iktisadî hayatının iyileşmesinden, nâmerde muhtaç olmamalarından ancak iftihar ederiz. Biliyoruz ki, her nevî hizmetin bir ucu paraya dayanıyor. İktisadî grafiğini yükselten gerek fert, gerek devletlerin maddeten güç kazandıkları; bununla, gayr’a karşı dik durdukları bir gerçek. 

Bediüzzaman’ın, “Bu zamanda Îla-i Kelimetullah, maddeten terakkîye mütevakkıf” (Tarihçe-i Hayat, 83)   sözü işin hizmet yönünü, maddî imkânın manevî hizmetler için de ihtiyaç oluğunu nazara vermektedir. Bu açıdan bakıldığında toplumun geçim şartlarının iyileşmesi, imkânın hayata yansıması, hayırlı hizmetlerde kullanılması ihtiyaç dairesinde bir şey; eldekinin saçıp savrulması,  harcamanın haddi aşan seviyelere ulaşması ise vahamet derecesinde bir mesele.

Yıllarca, memleketin sırtına sülük gibi yapışan; kolay elde edilen mübhem servetlerle şımaran bir “mutlu azınlık”tan bahsede gelir ve bundan duyduğumuz rahatsızlığı çeşitli vesilelerle dillendiririz. İsraf deryasında yüzen -kadın erkek- bu insanları ehli dünya olarak değerlendirip, işin ahiret cephesini düşünerek onlara üzülür, kendimize de teselli veririz. Gelgelelim, yukarıdan beri ifade etmeye çalıştığımız ve son yıllarda türeyen zümre, mütedeyyin olduğunu düşündüğümüz insanlar arasından çıkan bir başka mutlu azınlık!

Bunu nasıl izah edebilir, hangi fetvaya dayandırabiliriz?

İslâm bize, cazibedar dünya zevklerini mi anlatıyor; Cennetin dünyada olduğunu mu tarif ediyor acaba?

Anlata geldiklerimize, her ne kadar mefluç taraftarlık illetiyle kılıf bulunmaya çalışılsa da, para-pul olmayanda zaten yok; orta esnaf, alt tabaka, perişan. Varlıklı olanlarda ise, lâkabı “dünyevîleşme” olan israfın pompaladığı hayat modeli apaçık ortada. Yani, dostlar, terazinin kefeleri denk değil!

Tevil edenler; “Yeni Türkiye’nin yeni toplum modeli” diyenler olacaktır. Olur ya, bu da bir görüş!

Görüş tamam da, görünüşe ne diyelim?

Okunma Sayısı: 1231
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı