"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Görmez’in güzel çağrısına, çağrımızdır! - 3

Ali FERŞADOĞLU
25 Ağustos 2016, Perşembe
Yaşanmış, mücerreb (tecrübe edilmiş) canlı örnekleri Doğu ve Güneydoğu’da, Türkiye ve dünyanın her tarafında Risale-i Nur dersini alanlara psiko-sosyal ilmin verileriyle araştırınız, inceleyiniz. Hiçbirisinin en küçük bir şiddet hadisesine karışmamış olduğunu göreceksiniz.

Bediüzzaman Mevlidlerine bakınız; Doğu-Batı kucaklaşmasının şaheser örneklerini hayranlıkla temaşa ediniz.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu, şimdiyye kadar koparılmamışsa, Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur ve Nur talebeleri sayesinde değil midir? Araştırmalar, anketler, ilmi, fikri çalışmalardan bazılarını, Diyanet İşleri Başkanı ve ilim adamı sıfatıyla siz de okumuş veya duymuş olmalısınız…

Dünya çapında bir alim, bir mütefekkir, bir müfessir, bir psikolog, bir sosyolog olan Bediüzzaman Said Nursi, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’nun insanıdır. 1910’lu yıllarda o bölgeleri gezerek, gözlemleyerek, araştırarak özelde bölgenin, genelde Türkiye’nin ve İslam aleminin temel, çağdaş içtimai, siyasi problemlerini çözmüş, hastalıklarını teşhis etmiş, tedavi yollarını Münazarat isimli eserinde de göstermiştir.

Müslüman ilim, fikir adamlarının, bilhassa İlahiyatçı, politikacı, yönetici ve bilhassa Doğu kökenlilerin satır satır okuyup müzakere etmesi gerekmez mi? Sıradan köşe yazarlarını okuyanların; en azından genel kültür adına Risale-i Nur’u, bilhassa Münazarat’ı okuyup, müzareke, mütalaa ve fikir alışverişinde bulunmaları gerekmez mi?

Sosyal çalkantıların, terörün, yönetim krizlerinin, etnik köken eteşlerini söndürecek böyle küçük hacimli, kapsamlı tam teşhis koyan, derin başka bir eser varsa; buyurunuz onu da efkar-ı ammenin dikkatine sununuz…

Diyanet İşleri Başkanlığı ileri gelenleriyle (başkan yardımcılarınızı, bölüm başkanlarınızı, müftülerinizle) bir araya gelip Risale-i Nur’un, “tevhid ve vahdet” derslerini yapmanıza ihtiyaç var!

Her tarafa, ama, bilhassa ve bilhassa Doğu ve Güneydoğu Anadoludaki illere giderek, müftü ve yardımcılarını, diğer amir, memurları, imam-hatip ve vaizlerini, Diyanet personelini bir araya getirerek Risale-i Nur’dan “tevhid ve vahdet”, yani, ittihad-ı İslâm, uhuvvet, tesanüd, ihlâs, muhabbet, sadakat, şefkat, yardımlaşma, dayanışma, imtizaç ile kucaklaşma” dersleri yapmanıza ihtiyaç, hem de büyük ve acil ihtiyaç var!

Çağrımızı yineleyelim: Madem İşaratü’l-İcaz’ı bastırdınız, diğerlerini ve özellikle mezkûr eserleri basınız, dağıtınız! Cami kürsülerinde, minberlerde, mihraplarda, Diyanete bağlı eğitim merkezlerinde, hapishanelerde, hastanelerde, anlatınız ki, “tevhid ve vahdet-i hakiki” dersleriyle “fitne ve fesadın kanlı eli bizi ayırmasın!”

Böylece darbeleri lânetlerken, hergün, her saat kalbimize, İslâm âleminin kalbine inen manevî darbeleri de lisan-ı hal, lisan-ı kal, lisan-ı duâ, lisan-ı fiil ile de tel’in edelim.

“Bütün levm ve itab ve nefret; heva, hevese tabî olanlara olsun. Selâm ve selâmet, hüdaya tabî olanlar üstüne olsun. Amin...” (Bediüzzaman, Tarihçe-i Hayat, s. 89.)

 Hürmet ve çağrı bizden, icabet sizden, tevfik ve hidayet Rahman, Rahim, Kadir-i Küllî Şey, Vehhab-ı Zülcelâl-i vel-İkram olan Allah’tan…

Okunma Sayısı: 3498
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gökhan Sarpkaya

    4.9.2016 10:48:49

    Sayın Ali bey D.İ.B.'na çağrı konulu seri yazınızı okudum. Tebrikler. Ben de dediklerinize can-ı gönülden katılıyorum. Fakat mevcut ve geçtiğimiz günleri gözönüne alınca sizin beklentilerinizin karşıda dikkate alınabileceğini, alınsa bile hayata geçirilebileceğini üzülerek hiç sanmıyorum ve beklemiyorum. Keşke sizi dinleseler. Selametle.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı