"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Her sene, sanki birinci sene…

Ali Rıza AYDIN
03 Mart 2016, Perşembe
Yeni Asya’yı diğer gazetelerden ayıran ve farklı kılan en mümeyyiz özellik, inanmışlığıdır.

Yaptığı işin ehemmiyetine, hizmet ettiği dâvânın kudsiyetine inanmış insanlar; Üstadlarının izinde sebatla yürüyen şuur sahibi gönül erleri 1970’den bu yana 70’lerin halâvetiyle, şecaatiyle ve Nur-u Kur’ân’a hizmetkâr olmanın şerefiyle bugünlere gelmiştir. Yani her sene, ilk senedir bu insanların gönlünde.

Bir ulvî dâvânın ve bu dâvânın şahs-ı mânevisi etrafında hâlelenen cemaatinin nâşiri efkârı olan Yeni Asya, aynı zamanda bu cemaatin nîrengî noktasıdır; yani, cemaati bir maksat etrafında buluşturan âlemdir.

Yeni Asya’nın arkasında holdingler yok, partiler yok, devlet yok. Onun yâr ve yardımcısı, Allah’tır (cc). 

Başka:

Üstadının manevî himmeti, dâvâsının şevketi ve inanmış; inandığı değerlere adanmış okuyucuları…Ne büyük zenginlik, değil mi? 

Yazarında, çizerinde, okuyucusunda tükenmez bir metanet… Risale-i Nur’a hizmet idealiyle geçen kırk altı yıllık memnuniyet…

Esasında, 47. Yıl demek; nâşirlerinin, kırk yedinci ahd-ü peymânı demek.

Yeni Asya, yarım asırdır tezgâhında, daima hakkı ve hakikati insanlığa nescetmiş,  gönüllere massetmiş; dahası, matbuata basına yazar, çizer mezun etmiş, onlarca. Nice marka kimseler, bu tezgâhın ürünü. Gel gör ki, “kaplumbağa kabuğundan çıkmış, kabuğunu beğenmemiş” deyiminde olduğu gibi, insanlar, köprüden karşıya geçmeye görsün!.. 

Bir kısım kimseler, lâfa gelince “ben de bu işin içindeyim, ben de, şu kadar senedir gazeteyi tanıyorum” diyor, ahkâm kesiyor; bir taraftan da doğru yanlış demeden birtakım eleştirileri bühtan ambalajıyla bezeyerek sosyal medyaya taşıyor.

Allah aşkına bu ne perhiz, bu ne lahana turşu? “Bunun neresi dostluk, neresi bu dairenin içinde olmak?” diye bu kimselere sormak gerekir?” 

Vakıa o ki; içeride zuhur eden fitne, dışarıdan gelen taarruzdan daha incitici, daha acıtıcı,  daha yıkıcı!    

İşte Yeni Asya, bütün bu garâbete, bütün bu zorluklara rağmen dimdik ayaktadır ve “Yeni Asya”dır.

“Bâkî bir hakikat, fânî şahsiyetler üstüne binâ edilmez” demiyor mu Üstadımız? Yani şahıslar fânî, dâvâlar ve dâvâların dayandığı değerler ise, bâkidir. 

Onun içindir ki: Kimler geldi, kimler geçti bu müesseseden. Sebat eden, yosun tuttu, akıntıda akmadı; hizmetinde sebkat etti, bu dâvâsına renk kattı.  

Dostlarım, kardeşlerim! Gelin, şahısları düzeltmek yerine, şahsımızı düzeltelim ve maksadımıza kenetlenelim.

Elzem olan, bugün budur!

Okunma Sayısı: 1120
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Rıza Aydın

    4.3.2016 22:05:15

    Dava adamlığı işte bu! İlginize teşekkür eder, saadet ve afiyet dolu günler dilerim.

  • Sema. Ceyhan

    3.3.2016 11:09:36

    Risale-i Nur'un naşir-i efkarı olan ve Risale-i Nur'un Meslek ve Meşrebine tam sadakat ve İhlâsla bağlı olan Yeni Asya ebediyete kadar yolun açık olsun! Her zaman senin yanındayız. Değil birileri Dünya toplansa bizi dâvamızdan ve Yeni Asyadan koparamaz. Çünkü bizler bu dâvâya baş ve gönül koymuşuz!!! Yazar ağabeyinde kalemine ve yüreğine sağlık...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı