"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İncitme

Ali Rıza AYDIN
03 Mayıs 2018, Perşembe
Birinin sözünden veya davranışından üzüntü duymak, kırılmak, gücenmek ya da küsmek incinmenin dışa vuran rengidir.

Toplum hayatında, insanî münasebetleri bir hadde, bir kalıba oturtmak elbette ki mümkün değil; ama kendimiz incinmemeyi ne ölçüde arzu ediyorsak, muhataba karşı âdâb-ı muaşeret çerçevesinde davranıp, onu incitmemek hususunda da o nispette özen gösterebiliriz.

Ziya Paşanın deyimiyle;    

“İncinmemek istersen eğer mülk-i fenâda

Bir kimseyi incitmemeğe hasr-ı merâm et.”1 

Yani, “Bu fâni dünyada incinmek istemiyorsan, kimseyi incitmemeye gayret et” diyor, Paşa.

İnsanları incitirsen, insanların çok olduğu şu toplumda yapayalnız yaşarsın.

Hallac-ı Mansur, taşlanırken, tenine temas eden gülden incinmiş; “Allah’ım! Bunlar bilmiyorlar. Benden önce bunları affet” demiş.

Atarken tutarken, yaparken çatarken işin nereye varacağının; sözün nasıl bir sonuç doğuracağının hesabını da iyi yapmak gerekir.

Ey arkadaş, incitme! “Eski dost düşman olmaz” atasözünü unut- ma. Zira bugün attığını, yarın tutmak zorunda kalabilirsin.

Ey hanımefendi! Eşini inciterek, onun kalbini kırarak Cennete gireceğini mi zannediyorsun?

Ey beyefendi! Eşinin, çocuklarının, arkadaşlarının, yakınlarının hülâsa; insanların kalbini kırdıktan sonra, hâlâ Cennete kolayca girebileceğini mi zannediyorsun?

İncitmemek kolay olsa da, incinmek zordur.

Şairin, şu beytinde ifade ettiği gibi:

“Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek.

İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar.”2

Bir kimsenin haksız yere kalbini kırmak zulümdür ve o kimse mazlûm olmuş, yani zulme uğramış demektir. Buna göre, kalbi incinen mazlûm, inciten de zalim olur.

Peygamber Efendimiz (asm), “Mazlûmun bedduâsından kork. Çünkü mazlûmun bedduâsı ile Allah arasında hiçbir engel yoktur”3 buyuruyorlar.

Bu işin azı çoğu, şakası makası yok!

Söz konusu olan insan kalbiyse değer verip, dikkat etmek gerekir.

Duygularla mücehhez olan, dünyanın yükünü omuzlanan şu insan; bir gül yaprağı gibi de narindir.

Hülâsa:

“Çiçeklerle hoş geçin balı incitme gönül

Bir küçük meyve için, dalı incitme gönül.”4

Evet… Şair öyle diyor.

Rabbimiz de bunu istiyor! 

Okunma Sayısı: 6044
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı