"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Kadir”in kadrini bilmek gerekir

Ali Rıza AYDIN
30 Haziran 2016, Perşembe
Geldi geliyor derken, mah-ı Ramazanın, yirmi beşinci gününe ulaştık. Ramazanın varlığı, her darlığı izale ettiği gibi; yirmi altıncı gece de, ihya edebilenlerin günahlarını silip süpürmesi, harlanan gönüllere su serpmesi bakımından müstesna bir zaman dilimi, ümit dolu bir gece.

Kadir Gecesi, kitabî adıyla “Leyletü’l-Kadr” kâinatı aydınlatan, dinimizi anlatan, ruhumuza ışık tutan ve Kelâmullah’ın, Kelâm-ı Kadim'in, yani Kur’ân-ı Kerîm’in nazil olduğu nûrefşân bir gece.

Lügat karşılığı “hüküm, şeref, güç, yücelik” mânâsına gelen ve Kur’ân-ı Kerîm’in 97. Sûresinin de adı olan Kadir / Kadr, içinde bu gecenin bulunmadığı bin aydan daha hayırlı olduğu, Kitabullah’ta ifade edilmektedir.

Bu sûre, münhasıran, Kadir Gecesi’nin fazileti hakkında nazil olmuştur.

Ramazan-ı Şerifin her gecesinin, tek gecelerinin, son on gününün gecelerinin ve bilhassa, yirmi altıyı yirmi yediye bağlayan gecenin Kadir Gecesi olma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğu ifade edilmektedir.  

Bazı kaynaklarda Peygamber Efendimizin (asm), Kadir Gecesi’nin vaktini haber vermeye teşebbüs ettiği, ancak o sırada bir konuda anlaşmazlığa düşen iki sahabenin Resûlullah'a (asm) müracaat etmeleri üzerine buna fırsat bulamadığı, daha sonra da zihninden silindiği bildirilmektedir.1

Unutmanın bir hikmeti, Unutturan’ın da bir muradı vardır elbette.

Kadir Gecesi’nin kesin olarak bilinmemesinin hikmeti üzerinde duran âlimler, bu durumun, gecenin feyzinden istifade etme bakımından daha uygun olduğunu söylemişlerdir. Zira Kadir Gecesi’nin bildirilmesi hâlinde Müslümanlar, sadece o geceyi ihya etmekle iktifa edip, diğer gecelerde yeteri kadar gayret göstermeyebilirlerdi. Kısmî belirsizlik sayesinde ise mü’minler, Kadir Gecesi ümidiyle Ramazanın bütün gecelerini ibadet şuuru içerisinde geçirebilirler.

İşte, yarın, o gün!

Her Müslüman, Ramazan’ın geride kalan günlerini ve özellikle yirmi beş gecesini -hatasıyla kusuruyla- ihya etmenin gayreti içinde olmuştur elbette.

Mağfiretini ümit ederek, mükâfatını O’ndan bekleyerek tazarru ve niyaz ile kapısını çalmıştır Rabbimizin. Yarın ise bu günlerin, geceleri finali. Yarın gece, O’nun kapısını çalmakla kalmayıp, kapısının eşiğine yatmak gerekmez mi ikrar ederek, itiraf ederek, istirham ederek? Çünkü Hâlık-ı zülcelâl, Leylet’ül-Kadr’de, uzun bir ömre; dolu dolu geçen seksen üç seneye denk bir sevabı kazanma imkânını lütfediyor bizlere.

Bu fırsatın, yani “Kadr”in, kadrini bilmek; bu gecede dirilmek gerekir.

Bu müstesna gecede hem kendimize, hem herkese gönüller dolusu duâ edelim. Çünkü Allah’ın izniyle, duânın ulaşamayacağı menzil, açamayacağı kapı yok.     

Rabbimiz, bu gecede, kimsenin elini boş çıkarmasın; cümle mü’min kullarını, bu geceden istifade eden; affedilen kullarından eylesin.

Dipnot: 1. Buhari, Fazlü leyleti'l-Kadr, 4; Müslim, Sıyam, 217; Darimî, Savm, 56.

Okunma Sayısı: 1377
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı