"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kul olmak büyük pâye!

Ali Rıza AYDIN
18 Ağustos 2016, Perşembe
Sultan-ı Kâinat, Kur’ân-ı Kerîm’de ibadına, “Allah’tan başkasına kulluk etmeyin”1 buyuruyor.

İnsanoğlu, bu emr-i İlâhînin birinci derecede muhatabı olduğu hâlde, bu yerlerde ebedî kalacakmışçasına emelleri bir türlü tatmin olmak bilmiyor. Emelleri bitmediği gibi, bu uğurda, elemleri de bitmiyor. Çünkü âdeta putlaştırdığı ihtirasları, yani dünya metaı; vefâ etmeyen makam sevdası; yarınını garanti edemediği maişet iştihası bir cihette insanı, insana prestij eder derekeye düşürüyor.

Bütün mahlûkatın ve mevcudatın ahvalinden haberdar olan Allah, elbette ki bizi unutacak değil ya. Yeter ki biz O’na “kul” olalım, yolunda kül olalım.

Aç kalana rızık veren, acıyana şifa ihsan eden; dertlere merhem süren Rabbimize kul olmaktan âlî, ondan daha yüksek makam ne ola?

Kulluk ve itaat Allah’a yapılıyorsa abd “hür insan”; kula itaat, ona rabt olması durumunda ise, “köle”dir.

Hâlbuki insan, bütün samimiyeti ve tevazuu ile Allah’ın kulu olduğunu idrak ederse, Cenâb-ı Hak da kuluna merhamet eder ve himayesi altına alır; onu, sıkıntılarından beri eyleyebilir.

İbn-i Abbâs (ra) anlatıyor:

“Bir gün, Safa Tepesi’nde bulunan Allah Resûlünün yanına Hz. Cibril geldi. Efendimiz (asm) Cibril’e: ‘Yâ Cibril, hak ve hakikat ile gönderen Allah’a yemin ederim ki, Muhammed’in evinde ne azıcık un, ne de çorba var!’ dedi. Allah Resûlü daha sözünü bitirmeden, gökten çatlarcasına bir gürültü koptu. Allah Resûlü korktu ve Cibril’e: ‘Allah kıyâmetin kopmasını mı emretti acaba’ diye sordu. Cibril, ‘Hayır öyle bir şey yok; sadece İsrafil’e emretti. İsrafil, az evvel sözlerini duydu da onun için indi’ dedi.

“İsrafil, Resûlü Ekrem’in yanına geldi ve ‘Allah senin sözlerin üzerine beni, yeryüzü hazinelerinin bütün anahtarlarıyla sana gönderdi. Eğer istersen, şu Mekke dağını altın, gümüş, yakut ve zümrüt’e dönüştürmemi emretti’ dedikten sonra, ‘Sen kral bir peygamber mi, yoksa kul bir peygamber mi olmak istersin?’ diye sordu.

“O esnada Hz. Cibril, Efendimize (asm) mütevazı olmasını işaret ediyordu. Efendimiz (asm) cevabını verdi: ‘Kul bir peygamber olmak isterim.’ Bu cümleyi üç kere tekrar etti.”2

Bir başka rivayette ise, Peygamberimizin (asm), “Hayır yâ Rabbi, istemem; bir gün karnımı doyurayım ki Sana şükredeyim; bir gün de aç kalayım ki Senin lütfun ve keremin için Sana duâ duâ yalvarayım”3 dediği ifade edilmektedir.

Kulluk makamını, dünyanın en yüksek makamlarına tercih eden nebiyy-i zîşân Efendimiz (asm), Allah’ın kulu olduğunu sık sık tekrar ettiği, dergâh-ı İlâhîye el açıp gerek kendisi gerekse ümmeti için yaptığı duâlarına, “Senin kulun…” diye başladığı naklediliyor.

 Dünyaya ve dünya rütbesine, şöhretine, servetine kul olan abd; hür de olsa köle de olsa, iyilik sıfatını yitiriyor; makbuliyetini bitiriyor.   Bunun içindir ki Peygamberimizin (asm), bir hadis-i şeriflerinde;

“Altına, gümüşe ve lükse kul olan insan helâk olsun!”4 dediği rivayet edilmektedir.

Cenâb-ı Hak bizi kendisine “kul”, Habibine ümmet eylesin.

Bakınız, Cengiz Numanoğlu, meseleyi bir beyitle nasıl özetliyor:

“Kulu kul eyleyen, bil ki; çul değil;

Rütbeleri Allah verir, kul değil.”

O kadar!..

Dipnotlar: 1- Hûd Sûresi, 26. 2- Hayatü’s-Sahabe, 2: 58 (Beyhakî, Sünen, 7: 49 HD No: 13105). 3- El-Hindî, Kenzu’l-Ummal, 7: 344 HN No: 18616). 4- Tirmizî, Zühd, 42; ibn Mâce, Zühd, 8.

Okunma Sayısı: 2170
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı