"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meseleye neresinden bakalım?

Ali Rıza AYDIN
07 Temmuz 2016, Perşembe
Modern çağın araçları, pahalı oyuncakları zamanımızı; zamanımızla birlikte bizi de bir yerlere götürmekte, dolayısıyla bitirmektedir.

Çünkü zamanın boşa geçmesi, ömrün ziyan olması demektir.

Başta, birçok fonksiyona sahip olan, bilhassa kaliteli fotoğraf çekme kabiliyeti bulunan “akıllı” cep telefonları, akıllı sahiplerinin akıllarına (güya) kapı açıyor, ama beraberinde pek çok kapıyı da kapatıyor.

Bunun içindir ki, yüz yüze sohbet-muhabbet yok, okuma yok, çevreyle ilgilenme yok, tefekkür yok; saygı-hürmet ise, hak getire!

Öyle ya, akıllı (!) kimselerin bu meselelerle ne işi olur ki?

İnternet hizmetinin bu telefonlara, yani ceplere ulaşmasıyla herkes kendine bir dünya kuruyor; bu dünyanın malayani yollarında yürüyor.

Özellikle gençler için vazgeçilmez bir tutku.

Evde, işte, okulda, yolda, yolculukta; otobüste, tramvayda, vapurda herkesin elinde bir “akıllı” telefon…

Gözler bu nesneye kilitlenmiş, etrafını gömüyor veya bu âlet, görmez hâle koyuyor.

“Sosyal Medya” denilen ve internet üzerinden dünyayı elimizin altına getiren oluşumları ihtiyaç kadar kullanmaya; bunların müsbet taraflarından istifade etmeye söyleyeceğimiz bir şey yok. Biz de kullanıyoruz; biz de, -resmî ya da özel- birçok işimizi bu vasıtalarla görüyoruz. Hatta yirmi küsur senedir kaybettiğim ve görüşmediğimiz güzel bir insanla, bu yollarla buluştuk.

Bu da işin güzel tarafı!

Gerçek âlemin kapılarını kapatıp, sanal dünyada yaşamak ise, akla sığar şey değil. Ama gel gör ki, her geçen gün bunlara olan ilgi katlanıyor, artıyor.

Alışveriş bunlarla; dinî-dünyevî bilgi edinme, bunlarla; uzun uzun lâflar etmek bunlarla; sövmek saymak, hatta dolandırmak bunlarla!

Ne ararsan var, akıllı insanların “akıllı” telefonlarının içinde.

Amerika’da, Müslüman boksör merhum Muhammed Ali’nin cenaze merasimine katılanların yayınlanan genel görüntüsü dikkatimi çekti. O an bile, o hüzün anında bile akıllı insanların havaya kalkmış ellerinde akıllı telefonlar; manzara, telefon tarlası âdeta.

Maksadı ve gerekçesi ne olursa olsun, bu manzarayı yadırgadım; içimden “pes doğrusu” dedim. Onların orada bulunma sebepleri olan naaş musallada; o insanların hesapları-kitapları, hayal dünyaları ise, kim bilir nerede?

İnternet var ya, fotoğraf çekme özelliği var ya bu âletlerde; her yerde, her zaman; doğru yanlış her mahalde çekilen kareler, anında yayınlanıyor, her tarafa yayılıyor.

Bir gün, hoca efendi kürsüde anlattı:

Evinde, eşiyle sohbet ederken, ona, bir davranışın öneminden, faziletinden söz etmeye başlar. Eşi, onu dinleyeceğine, “Bana mesaj atıver” demiş. Hoca efendi kürsüde küplere biniyor: “Muhterem cemaat! Şu hâle bakar mısınız?” diyor. “Cep telefonları eşlerin arsına bile girdi. İki çift kelâm etmek yerine, ‘bana mesaj at’ diyor yahu!”

Evet, ne diyelim?

Akıllı insanlar, teknolojiyi kullanır; kendini onlara kullandırtmaz!  

Okunma Sayısı: 1342
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı