"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mutluluğu yanlış yerde aramak!

Ali Rıza AYDIN
08 Ocak 2015, Perşembe
Beşerî hisleri, dünyevî duyguları depreştiren garabet bir “Yılbaşı” gecesini daha geride bıraktık. O geceye mahsus programlar, eğlenceler; o geceden beklenenler, düzmece kehanetler başını alıp gidiyor her sene sonu.

O geceye mahsus alış veriş bile diğer günlere göre farklı: Tedarikte bulunulurken, satıcıya, “et, ekmek, çerez, meyve ve saire” dedikten sonra; “bir şişe de şu zıkkımdan”, şeklinde sıralanıyor liste muhteviyatı.

Öyle ki, bir cihette, parayla pespayelik satın alınıyor. 

Bu yapıya sahip kimseleri “bir kısım insanlar” olarak basite indirmek mümkün değil. Değme koca koca adamlar; san’at icra ettiklerini düşünen san’atçılar bu senaryonun oyuncuları. Dünya Hıristiyanlarının hayat tarzını taklit ederek memleketimizde de uygulanan rezaletler yumağı bu gecenin öncesi tatil, sonrası tatil. Âdeta, “her ne yapacaksanız adamakıllı yapın; yeter ki, sapasağlam kalın” der gibi! 

Devlet, bunun tasasını çekiyor ve sarhoşa şoför, edepsize asayiş görevlisi tahsis ediyor bu ülkede. Sırf bu endişeyle, İstanbul iline 15 bin polis memuru görevlendirdiğini medyadan öğreniyoruz. Bunun 5 bini İstiklâl Caddesine veriliyor; 10 bini de, diğer semtlere tevzi ediliyor, asayişi temin etmeleri için. 

Neden?

Çünkü biliniyor ki, o gece alkollü içki tüketimi tavan yapacak; şişede durduğu gibi durmayan alkol yüzünden birçok hadisenin çıkması ihtimal hesabıyla biliniyor ve bu durum, peşinen bekleniyor.

Netice:

Binlerce insanın, kazanma ümidiyle kaybettiği kucak dolusu paralar; gürültü patırtı sonucunda ölenler, yaralananlar; ahlâksızlığı tervic eden, teşvik eden yüzlerce maskaralıklar; yine bu gecede gözden çıkarılanlar ve yıkılan yuvalar…

Allah aşkına, bu meselenin neresinde mutluluk, umutluluk? 

Bırakın, mutluluğu; mutsuzların, mutsuzluklarını bu surette bastırmanın çabasından başka bir şey değil, bir gecelik alâyiş. Yani, bir geceliğine deve kuşu oluvermektir “Yılbaşı” denen bu ecnebi âdeti. 

 Zira “…Sarhoşluk, hakikî vazifelerden gelen elemleri ve ihtiyaçları sarhoşlukla muvakkaten unutturduğu cihetle menhus ve kısa bir zevk verir”. (Emirdağ Lâhikası, 53) Ama yarının sabahında, yine başlamaktadır hayat. Ve o sabah, -günahkâr da olsalar- o insanları vazifeler, teklifler; hatta tekdirler beklemektedir, Müslüman olmaları hasebiyle.  

Tahayyülümüzdeki memleket resmine hiç de uymayan bir manzara.  

Rabbim akıl, fikir, izan versin ve doğruları görmeyi nasip eylesin eğrileri doğru zanneden herkese. 

Her hâl ü kârda, “Hatadan dönmek fazilettir”.

Bir sonraki “Yılbaşı” yortusuna kadar bir sene zaman var. Umulur ki, bir çokları, bir sene zarfında yanlışları fark ederek İslâm kültürüne dönerler; Rabbimizin mağfiretine ererler. 

Okunma Sayısı: 1461
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı