"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Salepçi

Ali Rıza AYDIN
31 Ocak 2019, Perşembe
Merhum Osman Karaca Ağabey anlatmıştı:

Vaktiyle bir salepçi varmış.

Her sabah, Galata Köprüsü’nün belli bir yerine salep güğümünün yanı sıra birkaç fincan, birkaç tabak ve ibriğinden ibaret tezgâhını kurar; bu şekilde, geçimini sağlarmış.

Bir gün, bir şahıs, salepçiye yaklaşmış ve sormuş:

- Baba! Salep kaç para? 

- On beş kuruş, evlât diye cevap vermiş.

 Müşteri:

- Âlâ; ver bakalım demiş.

Güğümden doldurulan bir fincan sıcak salebin üzerine bir çimdik de toz tarçın serpilmiş ve müşteriye takdim edilmiş. Müşteri, salepten bir yudum çekmiş; bir yudum daha… Pek bir şey anlayamamış. Daha doğrusu, aradığı tadı bulamamış. Memnuniyetsiz bir tavırla, salepçiye:

- Be babacığım demiş. 

- Şu salebi on beş kuruşa değil de yirmi kuruşa satsan; içine de biraz salep, bir parça daha şeker katsan olmaz mı?

Salepçi, önce gözlerini müşterisinin gözlerine dikmiş; ardından da, başını yana yatırarak son noktayı koymuş:

- Geç be oğlum, geç!” demiş. 

- Ben bu salebi on beş kuruşa satarım, on beş senedir satarım. Bir içen bir daha içmez; gene satarım, gene satarım.

Öyle ya. Orası, Galata Köprüsü!

O salebi bir içen bir daha içmediği gibi; o köprüden bir geçen bir daha ne zaman geçer, Allah bilir.

İnsanların, Galata Köprüsü’ndeki adamın güğümüne bakıp da, içindekini salep; her eşkalini beğendiği insanın; lâfına bakıp da, onu adam sandığı gibi; ne tezgâhlar var toplum hayatında, ne tezgâhlar…

O tezgâha düşenin bir defacık yontulması yetiyor.

Sen, istediğin kadar “Bir daha sana uğrar mıyım?”; istediğin kadar “Senden alır mıyım?”  de dur.

Yırtındığın, çırpındığın boşuna!

İster kötü olsun ister güzel, adam tezgâhını kurmuş; köprünün başına oturmuş bir kere.

Çünkü ya köprüde ondan başka salepçi yok; ya da başkasının, salep satma hakkı yok.

 Alelekser, insanlar günlük hayatın her şubesinde, her safhasında salepçinin salebini tadıyor.

Yeryüzünde insanlar ya hancı, ya yolcu; ya satıcı yahut alıcı oluyor. Bir başka şık ise; salepçinin salebine kail olmak kalıyor.

Hudâ kerîm!

Salebi de, salepçiyi de elbette ki gören var! 

Okunma Sayısı: 1502
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali

    31.1.2019 14:09:57

    Aynen doğru.Allah büyük!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı