"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sinyalleri beyinlere bağlamak!

Ali Rıza AYDIN
21 Ağustos 2014, Perşembe
Yolda, seyir hâlindeyken her türlü sürprize hazır olmak gerekiyor. Şehir içindeyseniz, bir anda, bir taşıt önünüze “lap” diye durabiliyor, ne yapacağına dair bir işaret vermeden. Yine beklemediğiniz bir anda yanınızdaki bir araç önünüze kırabiliyor “sinyal” denen nesneyi kullanma zahmetine (!) katlanmadan. Yani, her an, trafik kazası hazır! Size ise, önce dikkatinizi toplamak; ardından da, “Ya sabır” demek kalıyor.
Sinyal, trafikte seyreden motorlu taşıtların eli, kolu, dili. Hangi yöne döneceğini, ne tarafa gitmek istediğini ışık diliyle haber veren olmazsa olmaz bir sistem.
Çok eski yıllarda, şoför, sol kapının açık camından çıkardığı sol kolunu kullanarak; sola dönecekse o istikameti parmakları açık haldeki eliyle dosdoğru göstererek; sağa dönecekse, bu defa, yine sol kolunu dirseğinden kırarak, tavana doğru uzatır, bileğini de sağa doğru kırıp, eli ile sağa döneceği haberini işaret diliyle bildirmeye çalışırdı.
Daha sonraları, araçların karoserlerinde, kola benzer, sol ve sağ olmak üzere her iki taraftan dışarı çıkabilen ve dönüş yapacağı yönü haber veren işaret kolları görülür oldu.
Bugün, gideceğimiz yönü ifade etmek için ne kolumuzu dışarıya çıkarmaya, ne de kol gibi yön gösteren işaret düzeneğini kullanmaya lüzum kalmadı; tarih oldu bütün bunlar.
Onların yerini günümüzün modern teknolojisiyle üretilen modern araçlarda, modern sinyal sistemleri, elektronik tertibatlar almıştır.
Direksiyonun sol tarafında, direksiyonu tutan sol elinizin parmaklarına en yakın noktada bulunan sinyal koluna ulaşmak “basit” denecek kadar kolaylaştı. Şimdi iş, üreticinin sürücüye en yakın yere yerleştirdiği sinyal kolunun beyinlere bağlanmasında!
Neden beyne bağlamak?
Beyinde şekillenen dönme düşüncesiyle, direksiyonu tutan sol elin eş zamanlı olarak kuvveden fiile dönüşmesi için. Yani, dönme ya da şerit değiştirme düşüncesinin trafikteki diğer taşıtlara en erken bir zamanda ifade edilebilmesi için.
Sinyal lambasıyla işaret verme mecburiyeti, onlarca trafik kuralından biri ve önemlisi. Trafik kuralları ise, acı tatlı, yüzlerce yaşanmış olayların sonucunda ortaya çıkan ve bu kazaların tekrar yaşanmamasını hedefleyen kanunî bir tedbirdir.
Acaba, muhtemel bir trafik kazasının önüne geçen ve güvenli seyri mümkün kılan “sinyal”in lüzumuna ne kadar inanıyor, ne kadar uyguluyoruz dersiniz?
Gelin, birlikte, halkın “Sinyal kolu nedir?” sorusuna verdiği cevaplardan birkaçını görelim:
“Çoğu taksi ve minibüs şoförünün araçlarda aksesuar olarak bulunduğuna inandığı kol. Kullanılmadığında, aracı satarken az yıpranmış olduğunu öne sürerek fiyat arttırmaya da çalışır bunlar.”
“Araçların % 100’ünde bulunan, ama sürücülerin % 99’u tarafından asla ve kat’a kullanılmayan araç içi aksesuar. Sen nereye döneceğini biliyor olabilirsin, ama arkandaki dallama senin düşüncelerini okuyamıyor olabilir; ver sinyali ki bodoslama dalmasın sana, o da bilsin ne yapacağını, değil mi?”
“Türkiye’de sürücülerin ‘eskiyeceğini’ düşündükleri için kullanmadığı şey.”
“Acemi sürücülerin, kullandıkları zaman trafiği durdurduğunu düşündükleri araba parçası.”
“Şampiyon, sinyalini ver, 2-3 saniye bekle sonra saldır yola. Yani sen sinyal verdin diye trafik sana el pençe divan durmuyor. Dikiz aynasından bir bak bakalım yol boş mu? Belki sinyal lamban zayıf, belki yanmıyor, belki arkadaki görmedi, Allah Allah. Dünyanın bin türlü hali var.”
Evet, bazıları “sinyal” hakkında böyle diyor.
Yorumunu ve gereğini siz kıymetli okurlarıma bırakıyorum.
Okunma Sayısı: 1209
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı