"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kula kulluk edilmez

Ali SANDIKÇIOĞLU
29 Eylül 2016, Perşembe
Kâinatı yoktan var eden Hz. Allah’dır (cc). Yaratılanlar içinde insan; eşref-i mahlûktur. Hz. Allah (cc) bir hadisi kudsisinde “Ben gizli bir hazine idim bilinmem için insan oğlunu yarattım” buyurmaktadır.

İnsanlar bu âleme başı boş, yesinler, içsinler, gezsinler diye getirilmedi, yaratılmadı. Elbette ki insan oğlunun bazı ve önemli vazifeleri vardır. Bunu kitabımız Kur’ân-ı Kerîm şöyle haber vermektedir: “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım.” O halde dünya hayatında insanların ilk vazıfesi Allah’a kul olmak ve O’nun emirlerine uyup, yasaklarından kaçmaktır.

Bilindiği gibi yeryüzüne indirilen ilk insan Adem (as) Allah’ın kulu, aynı zamanda ilk peygamberi ve insanlık neslinin de atasıdır. (Adem ve Havva)

Ondan sonra Rabbimiz zaman zaman büyük peygamberler resul ve nebiler göndermiştir. Bu büyük peygamberlerin bir kısmının isimleri, hatıratı Kur’ân-ı Kerîm’de sarahaten anlatılmaktadır.

Bütün peygamberlerin vazifeleri insanları Allah’a dâvet etmekti. Son peygamber Hz. Peygamber Efendimizden (asm) sonra daha peygamber gelmeyecektir. “El ulema u veresetül enbiya/ Âlimler peygamberlerin varisleridir.” Gerçek âlimlerde insanları bugün vaaz ve irşatları ile talebe yetiştirmekle Resulullah Efendimizin (asm) varisleri olarak Allah’a (cc) dâvet ederler… Bu dâveti yaparken asla madde, para peşinde koşmazlar. Peygamber varisliğini dünyanın süfliyatı ile karıştırmazlar. İlmin vakarını korurlar. Din kardeşinin aleyhine olmaz, bölücülük yapmaz, fitne çıkartmaz, birbirlerine kardeş gibi davranırlar. 

Peygamber varisi hiçbir zaman kula kulluk etmez. Makam sahiplerine, zenginlere “müdahanede” bulunmaz. Hak etmediği halde yalandan kimseyi meth etmez. Onlar Hz. Peygamber Efendimizin (asm); “Bir insanı medih ederken gördüğünüz zaman yerden bir avuç toprak alarak yüzüne atın” hadisi şerifini bilirler. Çünkü; İslâm meddahlığı reddeder. Üzülerek ifade edelim ki, günümüzde bir çok din adamı bu hususta yanlış yapmaktadırlar. Kimileri üstlerine, amirlerine şık gözükmek için eğilip, bükülüyorlar. (Gerçek din adamlarımızı tenzih ederim.) Kimi din adamları üç beş kuruş için zenginlerin etrafına pervane gibi dönüyorlar.

Eğer bu hoca efendiler tasavvufla ilgileniyorsa; günümüzde olduğu gibi iş daha da garipleşiyor. Bağlı bulunduğu şeyhine kendini kabul ettirebilmek için neler yapıyorlar?

Aşırı derecede medih etmek, ‘en iyi benim şeyhimdir, yeryüzünde bundan başka böyle keramet sahibi bir evliya yoktur’ gibi… Günümüzde bir çok sahte şeyh kutsal değerleri istismar ederek dünyalık peşinde koşmakta.

Bir Arap şair şöyle diyor: “Yetişeceğin miktar sana zenginlik vermezse yeryüzünde olan emval ve eşyanın topu seni zengin eylemez.” (Vezaifül inas, 23-24)

Çok önemli ibret verici bir kıssa ile yazımızı bitirelim: Marufu Kerhi Hazretleri bir gün bilmediği, tanımadığı bir imamın arkasında namaz kılmış. Namazdan sonra imam Marufu Kerhi’ye: “Zatınız nereden yer içersiniz?” diye sorar. Marafu Kerhi bu suali işitince Dur, dur! Evvelâ şu kıldırdığın namazı tekrar edeyim. Zira rızkın nereden geldiğine şüphesi olan adamın Hâlıkına da şüphesi vardır. Yaradanına şüphesi olan imamın arkasında namaz olmaz. (Vezaifül inas, s. 28) der.

Hadiselerden ibret alabilmeyi Rabbim cümlemize nasip eylesin. Mevlâya emanet olunuz.

Okunma Sayısı: 5346
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı