"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Niyetlerimiz halis olsun

Ali SANDIKÇIOĞLU
28 Ekim 2016, Cuma
Hz. Allah (cc) bir hadisi kudsisinde mealen; ”Benim nurumu yerlerim ve göklerim ihata edemez. Ancak insan oğlunun kalbi nurumu ihata eder” buyurmuştur. İnsan vücudundaki kalbin manevî değeri çok, çok yüksektir. Hz. Peygamber Efendimiz, (asm) “Mü’minin kalbi Allah’ın evidir.”, ”Mü’minin kalbi Allah’ın hazinesidir”, “Mü’minin kalbi Allahın arşıdır” buyurmaktadır.

Hz. Peygamber Efendimiz (asm) ”Ela İnne fil cesedi mudaten” diye başlayan hadisi şerifte çok önemli bir haber vermektedir: ”Dikkat edin gözünüzü açın! İnsan vücudunda öyle bir et parçası vardır ki, o et parçası sağlam olursa bütün vücut sağlam olur. O et parçası hasta olursa bütün vücut hasta olur. Dikkat ediniz o et parçası kalpdir.”

Zahiren de böyledir. Kalp hasta olduğunda bütün vücut hasta olur. Manen de böyledir. Kalp tam olarak gerektiği gibi temizlenmezse manevî bakımdan yine vücut hasta olur.

“Kalpler ancak Allah’ı zikr etmekle mutmain olur.” Kalplerimizden her türlü fitne, fesat, kin, haset ve şeytanın iğvalarını çıkartmalıyız. Kalplerimize şeytanın vesveselerinin yerine Nuru İlâhinin, feyzi Muhammedi’nin nasıl gelmesinin yollarını aramalıyız.

Kalpleri fesada giden insanlar ne bu âlemde ne de ebedî âlemde arzu ettikleri huzuru bulamazlar. Zennuni Mısrî Hazretleri (Esbabi Felah, s. 238) insanların kalblerinin nasıl fesada gittiklerini bakınız nasıl anklatmaktadır:

1- Ahiret için ihlâs ve samimiyetle yapılan ameller ve ibadetler azaldı.

2- İnsanların bedenleri şehvetlerine esir oldu. (Günümüzde moda illetine esir olan erkek ve kadınlarımızın giyim ve kuşamlarına lütfen ibret gözü ile bir bakalım.)

3- Ölümün yakın olması, kişinin kabre daha çok yakın olmasına rağmen insanlar derin dünya düşüncelerine daldılar. Dünyaya tapmak, para ve mal delisi olmak, bitmez tükenmez hırs, gibi.

4- Yaradanın rızasını yaradılanlar üzerine tercih ettiler.

Amirler, şeyhler, zengin ve makam sahibi insanların rızasını kazanmak için Hz. Allah (cc) unutarak elden gelen gayretleri insanlara yönelik yaptılar.

5- Hava-i heveslerine tabi olarak Resulullah Efendimizin (asm) sünnetlerini terk etiler. (Günümüzde evlerimizde, iş hayatımızda bil cümle muamelelerimizde Resulullah Efendimizin (asm) sünnetleri ne derece hakim?)

6- Geçmiş ümmetlerin yaptıkları küçük günah ve (zelleleri) kendileri için delil kabul ederek “falancılar şöyle yaptı, bizde böyle yapsak bir şey olmaz” gibi fasit düşüncelerle Allah’ın rızasına uymayan yanlış işler yapmaya başladılar.  Böylece kalplere fesat dahil oldu. 

Rabbim bütün niyetlerimizi halis eylesin. Kalblerimizi şeytanın evi olmaktan çıkartıp Allah’ın (cc) nazargâhı, feyzi Muhammedi’nin (asm) tecelli ettiği yer eylesin. Cümleniz Mevlâ’ya emanet olunuz.

Okunma Sayısı: 5198
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı