"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nurun hatt-ı hakikisi

Ali Yücesoy
04 Aralık 2016, Pazar
Nazzam-ı Zülcelâl ve Sani-i Zülcemal ve Fatır-ı Hâkim, Kitab-ı Kebir olan şu kâinat sarayını tefriş ettikten sonra, nev-i ben-i ademi çiçekli miçekli arzın kucağında yaratmış. Sonra göz vermiş bir de ona. Baksın diye. Bir de nur vermiş ki görsün diye.

Sonra o şecere-i âlem kitabını okur. O ağacın dallarında gezer. Bir meyvesini eline alır, tadar. O kudret kelimelerini tefekkür eder. Mânasına muvafık biçilmiş kaftanına, yani kabuğuna dikkat eder. Sonra idrak eder ki onun terzisi o isimler şe’ninden bir örtüyle örtmüş üzerlerini. Ya Settar dökülür dudaklarından.

“Örtüsü mânasını incitmez ve mânası örtüsünden gizlenmez bir nizamdır,” der ve tevhide yaklaşır. İ’cazına dikkat eder insan onu bir inci görür, nazmını idrak eder, bakar sonra nazzamı görür. 

 İşte aynen böyledir Kur’ân-ı Azimüşşan da. Tefsir eder o büyük kâinat kitabını o altından âyetleriyle. Kâinat kapıları o zümrütten anahtarlarla açılır.  Kalp kalesi o kelimelerle fethedilir. O çiçeklerle gidilir Dergâh-ı  İlâhiye’ye.  Onlara yâr olunur. Yâran istersen Kelâm yeter...

O incimisal  elmaslar gibi âyetler de muazzam bir örtüye bezenmiş şekilde gelmişti Resul’u Ekreme (asm) kırk katlı ipek bir kumaşla. Hem de kırk kat üstünden içindeki letafetini daha da gösteren i’caz kumaşıyla.  Sanki örtüsü değil de onun cildidir, ayrılamazlar. Hatta onsuz olamaz gibi. Adeta bir mühür gibidir.. 

İşte aynen böyledir Risale-i Nur da. Kur’ân’ın yıldızlarından nüzul eder. Kur’ân’dan başka üstadı yok. Kur’ân dan başka kaynağı yok. O nur üstüne nurdur. Ne şarkındır ne garbın. Doğrudan doğruya ona bağlıdır. Her harfi onun hesabınadır.

Ve o da tercümanı gibi Bedi’dir. Aciptir. Onun gibi gariptir. Başta kapalı gider de git gide açılır.  Emsaline benzemez. Manen olduğu gibi maddeten, yani lâfzen de garibüşşekildir. Onun da cildi hükmünde olan elfazı onun hak olduğuna en büyük delildir. Zira mühürlüdür. Taklid edilemez.

Hem sonra onun da letafetini arttıran kat kat örtüleri vardır. Tevafuklar..  Aynı tercümanı gibi. Tercümanının hayatındaki tevafuklar gibi. Her yerde Nurlarla  beraber olması gibi. Hafızalara kazınan Barla’daki resmi gibi. Kat kat gül goncası gibi. Dersini Resul-u Ekremden (asm) alır gibi.. “Ey örtüsüne bürünen!”1 âyetini maddeten tefsir eder gibi..

 İşte bunları düşünmüştüm Nurların örtüleri altındaki elmasları ararken. Sonra oradan ellerim boş da dönmedim. Bir vazifeyle çıkageldim. Vicdanım ellerime tutuşturuverdi. O da işte budur:

“Hangi müstensih olursa olsun, satırları, sayfaları ne şekilde olursa olsun, alâküllihâl, bu tevafukat-ı gaybiye öyle bir derecede var ki, şüphe bırakmıyor ki, ne tesadüfün işi ve ne de müellifin ve müstensihlerin düşünüşüdür.  Fakat bazı hatta daha ziyade tevafukat göze çarpıyor. Demek, şu risalelere mahsus bir hatt-ı hakikî vardır; bazıları o hatta yakınlaşıyor. Bundan anlaşılıyor ki, Kur’ân’ın bir nevi tefsiri olan Sözlerdeki hüner ve zarafet ve meziyet kimsenin değil, belki muntazam, güzel hakaik-i Kur’âniyenin mübarek kametlerine yakışacak mevzun, muntazam üslûp libasları, kimsenin ihtiyar ve şuuruyla biçilmez ve kesilmez. Belki onların vücududur ki öyle ister; ve bir dest-i gaybîdir ki o kamete göre keser, biçer, giydirir.”2

Yani bu fıkra manen der: “Ey Nurcular! Bu hatt-ı hakikiyi arayın bulun. Öyle neşredin!”

Hizmeti ihzar eder ve hadimlerini sevk eder bir geminin hademelerine duyurulur.

Dipnotlar: 1- Müddesir 1. 2- Mektubat, 372 B.S.Nursî

Okunma Sayısı: 2033
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı