Ooh, Ramazan...
Mis gibi “açlık...”
Olur olmaz isteklerime “tokluk” geliyor.
Nedense çocukluğum geliyor yanıma!
Annemin Ramazan hazırlığı geliyor.
Babamın telâşeleri ah!
Ramazan geliyor birden...
Ağlayanlar gülüyor.
Gülsün... diye yazıyorum, ha!
Biliyorum; dünya kan ağlıyor.
Biliyorum; bir yanda dünyayı yiyenler; bir yanda kurşun...
Zaman savuruyor takvimleri.
Bulutlar durmuyor yerinde!
Zengin-fakir farkı eriyor.
Bana en tanıdık ay Ramazan;
Ta çocukluğumdan aklımda kalmış.
Sıkı bir arkadaş ha!
Oynaş kaynaş oluyoruz.
Gözlerime bakıp bakıp gülüyor.
Elimden tuttuğu gibi beni çocukluğuma götürüyor.
Sanki durmuş da zaman;
İşte imsak, işte sahur, işte teravih...
İftar sofralarında kaç bayramlık heyecan...
Dur, sus, duy, gör, bil, ayıl...
Oku işte bu ayda inmeye başladı Kur’ân.
Bu belki de düne kadar telâşelerden duyamadığın ezan...
Ayrı bir ülke, ayrı bir mevsim bu Ramazan...
*
Meselâ bir ay kabul et ömrünü...
Meselâ kalbinle konuş biraz...
Meselâ değer mi kırmaya kırılmaya...
Meselâ belli olsaydı ayrılış saati...
Say ki Ramazan bir ömür işte...
*
Bizim olmadığını daha iyi anlıyoruz ekmeğin, suyun Ramazanda! Ne bizim ki! Şu sahip olmaları bırakalım bari bu Ramazanda! Misafirlik hafif şey, güzel şey! Ev sahibi gibilenip de hafifleşme!
*
Bir aşka benziyor Ramazan;
Ne zaman baksam... gülüyor!
Her köşe başında selâmlaşıyoruz;
Teklifsizce koluma giriyor!
*
Bu iftarlarda bir sır var;
Koşa koşa gidiyor insan.
Kuş olup uçuyorsunuz.
Bütün yüzler gülüyor sofrada.
Suyundan ekmeğine ayrı bir gülüyor.
Bu b/aşka bir sefa...
Kapılar açılıyor durmadan:
Sevgiye, huzura, sonsuza...
*
Oruç mu? O tok gözlülüğü... açlığa karşı o tokluğu yok mu... bayılıyorum!
*
Geldi Ramazan geldi.
Davulcunun sesi geliyor.
İyi; çocukluğumdan kalma şeyler var.
Zaman; aynı yerde mi duruyor;
Çocukluğumu uyandırır gibi...
Bir yandan annem sesleniyor bir yandan davulcu...
Vuruyor ha vuruyor.
Gitsem baksam mı acep!
Ve belki hâlâ çocukluğum;
Kaldığı yerde uyuyordur!
*
Ramazan...
Çocuk bakışlı,
Kur’ân nakışlı ay...
Ta çocukluğumdan kalma...
Tam bana göre...
*
Silâhlar oruç tutmaz mı anne!
Silâhlı amcalar evlerine gitmez mi!
Bu karanlık geceler bitmez mi!
*
Davulcu... tozunu savuruyor gecenin.
Sokakların adını yeniden koyuyor.
Erisin diye karanlık, zulüm, eşkiyalık...
*
Ramazan...
Gözlerimin içine içine bakar!
Bakar da peşine beni de takar.
Günlerce aç, susuz, uykusuz...
*
İlk davul sesini duydum;
Anladım Ramazan...
Çook, çok uzaklardan çocukluğum...
Bir de rahmetli annem...