"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fototrajik kareler

Armağan Bahtiyar
11 Ağustos 2017, Cuma

Kare-1

Tıka basa gevezelik...

Tıka basa cehalet...

Tıka basa “evet efendim”cilik...

Tıka basa fukaralık...

Tıka basa gürültü...

İnsanlık sırasındaki sıramız/numaramız ne haldedir deyu bir sorumuz da olmalı... Gerçek gündemimize dönmeye vakitler bulamadan ömürler bitiyorsa; bu işte bir “iş”ler olsa veya bir “iş” olmasa gerek... 

Baş döndüren oyalamalardan başımızı kaldırıp: “Ne oluyor, bunun benikası var?” gibi bir iç muhasebeye çok ihtiyaç var.

Kare-2

Bu israf var ya bu israf; her türlü huzursuzluğun anahtarı... Gelin; insanı para, başarı, diplomadan ibaret görmeyelim. 

Kare-3

Ah, dostlarım!

Konuşuyoruz; tıkanıp kalıyoruz bir yerde!

Kem küm ediveriyoruz!

Zorlanıyor muyuz; yanlışa “yanlış” derken!

Hakikati yaraladığımızdan habersiz...

Konuşma yürümüyor, çok zaman.

Bir cadı kazanı; kaynayan...

Ne bulursak atıyoruz içine.

Çok yorulduk; ne yapsak; bilmem ki!

Kalbimiz bir avuç...

Kalbimiz, ah neler alır içine...

Bak “içindekiler”e...

Kare-4

Ve otobanlar...

Ve gökdelenler...

Ve fabrikalar...

Bölüyorum, topluyorum ve saire...

Pek “huzur” çıkmıyor; niye?

Kare-5

Acele “can” aranıyor!

Kare-6

Aklım yetti yeteli, gazetelerin manşetleri aynı: Anarşi... terör... silâh... bomba... savaş... zam... dedi ki... demiş ki... Hani şiir... Hani estetik... 

Hal bu ki... (Halbuki yazmıştım; ayırdım!) mevsimler öyle söylemiyor. Sanatı görüp Sanatkâr’la konuşmanın ipuçlarını veriyor durmadan. Artık; gündemi değiştirsek diyorum; yani biraz yaşasak! Biraz farkına varsak lezzetli nefeslerimizin!

Kare-7

Bir avuç dünya...

Daracık zamanlar...

Kucak kucak fukaralık...

Bu savaşlar niye var?!...

Kare-8

Hayatımda hiçbir şey bu kadar birbirine girmemişti. Okuduklarıma, yaşadıklarıma bakıyorum... yok, yok; bakamıyorum!

Kare-9

Ara verdik çok ara okumalara yazmalara, düşeni kaldırmalara... Cömerttik; fani bilirdik dünyayı. Kavgadan kargaşadan uzak dururduk. Acayip zamanlara düştük. Çat ayazda terliyor; Temmuzda üşüyoruz. Okula gidiyoruz; cehaletimiz artıyor. Sofralardan “aç” kalkıyoruz. Evler çoğaldıkça; çalacak kapı azalıyor! Kalabalıklarda yalnızlığım çoğalıyor. Annem, eve gel, diyor; sokakların dilini iyi biliyor.

Kare-10

Mesele anlaşıldı: Silâh fabrikaları açlık; ilâç fabrikaları hastalık imal ediyor!

Kare-11

Silâhların gölgesindeki bir dünyaya düştük. Silâhlar; caydırma, savunma amacı olmaktan çıkıp saldırı aleti olmuşsa... toprağa gömülmeli ve imalatı durdurulmalıdır. Yoksa dünyada emniyet şeridi bile kalmayacağa benziyor. 

Kare-12

Dünya aklını başına almalı; kalbini yerine koymalı. Yani dengesini ve duygusunu kaybeden dünya; herkese kaybettirir! Sahne yanarken; sahnenin gerisindekiler nereye kadar gülecek?!... İki kere iki her zaman dört etmiyor; aksine “dert” ettiği çok! Bu malûm senaristlerin tarih, edebiyat, estetik, insaf bilgileri, telâkkileri/algıları çok hasarlı ve çok zaman da yok ve veya gibi gibi... Sayın tezgâhçılar! Mevsimlerin renginden, kokusundan haberiniz yok gibi... Koklayın yaşamayı, hayatı hele bir. Gelin, görün, bakın; silâh ve para kokusundan iyidir.

Kare-13

Geldiğimiz adres ürkütüyor.

Silâhlar ölüm kusuyor!

Günahlar sere serpe...

Ahlar arşa çıkıyor.

Kanlı ve gözyaşılı dünya...

Az gittik uz gittik.

Bir de baktık ki...

Okunma Sayısı: 1835
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı