Yüzlerce cilt kitap da okuyorsun da... bir de kendini okumaya başlasan...
*
Ölsen haberim olurdu;/ “Yaşıyorsun” demek!/ Yaşasan haberim olurdu;/ “Öldün” demek!
*
Beni değiştirmeyeceksen... konuşma!
*
Kitap okunmayan yerlerde “tartışma” eksik olmaz!
*
Cehalet dolaşır; pisliğe bulaşır; ötesi var mı!
*
Hakikat bir gün parlar; karanlığın haddine mi düşmüş; güneşi perdelesin!
*
Sen, sen ol; “sen” ol!
*
Konuşmaya başladıkça sözünü kesmeye çalıştığımız ölüm bir gün yolumuzu kesecek!
*
Değişmeyelim diye; durmadan gündem değiştiriyorlar.
*
Bilmiyor bellemeyin; kitaba uzaklar hey! Kelimesizlik sizi her yerde perişan edecek. Kasanız keseniz doluysa; ona da güvenmeyin ha! Para da güzellik de bir ânlık şeylerden...
*
Zenginler servetini katlamış; fakirler de “katla/n/sın.”
*
Böyle mi oluyor kıyamete yakın zamanlar ki savruluyor neler; durmadan!
*
“Zaman” gelince; zamanında an/laş sen de!
*
Bütün çocuklar, bütün aşklar birbirine benzer; ikisi dünyayı gör(e)memenin, saflığın adıdır!
*
Her ân... sonsuz sayfa önümüze açılan;
Ya karartılan ebedîyyen ya da aydınlatılan...
...ve şu ân...
Ne; şu ân?!..
*
Hayır, hayır!/ Bu kuruntularla yaşayamazsın!/ Kafanın içi arı kovanı.../ Ne kadar kalabalık gözlerin;/ Göğe baksana!
*
Amacın yoksa yamaca nasıl geçeceksin?!..
*
Dünyanın âcilen, kâmilen -paraya pula, çula değil- hürriyete ihtiyacı var!
*
Doymuyoruz; ekmekler fırından aç çıkıyor!
*
Düşünmek lâzım diye düşünüyorum!
*
Nerdelerden, perdelerden geçip bir yol bulana kadar... Yaşamaya vakit bulamayanlar; ölmeye vakit bulabilirler mi?!..
***
Hayat... sonsuz kare;
Ölüm... bir kere.
*
Sanattan uzak dünya; savaşın, fukaralığın ortasında bulur kendini.
*
Çok cimri bir çağa düştük. Kendi malını bile kendinden kıskanan ve biriktirdikçe biriktiren...
*
Yaşamak ne kadar çeşitli olsa da hürriyet yoksa hiçbir çeşidi kalmaz. Bedenen yaşasa da ruhen ölmüştür o kişi.
*
Geceyi ezberlemek istiyorsun;
Sessizliği dinle!
*
İlk sözünü son sözü gibi söylerdi; son sözü yoktu bir türlü!
*
Yok, yok; yaşamak rollerine soyunuyoruz; kendimizle belki de oyun oynuyoruz!
*
Yaşamak... Şimdi’nin gözlerinin içine b/akmak...
*
Geri kalmış ülkelerde diploma, tabu, tapu mu konuşulur?!
*
Takılırım bir çiçeğe; içim/de aşk açar!
*
Baktığın aynalar nerde;
Sen ordasın!
İyi sakla; kırılmasın!
*
Huzur getirmedi oyuncaklar.../ Huzur getirmedi otobanlar.../ Huzur getirmedi apartmanlar.../ Huzur getirmedi diplomalar;/ Huzur başka yerde demek ki!
*
Ey, hayat! Sana her ân yeni isimler takıyorum.
*
Alınteri kalmadığı için mi kayboldu o güzelim mendiller?!..
*
...mi’lerle çıkıyorsun karşıma;
...mi’den gemilerle...
...ve’lerle bağlıyorsun beni;
Her dem...
Yepyeni iskelelere...
...gibi gibi yapıyorsun;
Gelişlerin fırtına;
Gidişlerin karboratipi...
*
Prova yapıyoruz;
“Bravo!” desinler, diye...
Desinler... diye mi yaşıyoruz?