"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İçimiz ne kadar Kudüs

Armağan Bahtiyar
15 Aralık 2017, Cuma
Kudüs... temiz demektir.

Kuddüs... sonsuz temiz olanın isimlerinden bir isimdir. 

Meselâ O’nun bu ismi olmasa; çiçekler bu kadar temiz olmaz, sulardan temizlik akmaz, baharlar mis gibi kokmazdı. 

Bu isim olmasa; pisliğimizde boğulurduk.

Buradan şuraya geliyorum.

Kudüs’ün “Kudüs” kalmasını istiyorsak; önce biz “Kudüs/temiz/pîr ü pâk” olacağız

*

Yalan bir pislik mi; pislik... 

İnsanla yalan yan yana gezer mi; gezmez. 

Bunu dilimize değdirmeyeceğiz. 

İnsan insanı ezer mi; ezmez. 

O zaman müşfik olacağız. Ya da adımızı değişeceğiz.

İnsan, alın teri dökmediğine el atar mı; atmaz. 

Elimizde haram şeyler varsa; onları yerine teslim edeceğiz. 

İçimiz başka dışımız başka ise; atıp tutmalar bir işe yaramaz. İçimiz neyse dışımız da odur.

*

İstanbul’a geldiğim yıllarda İstanbul daha çok İstanbul’du. 

Eşyalarıma da vefalı olduğumdan mıdır, nedir; onlardan ayrılmak da bir vefasızlık gibi gelir bana. 

İstanbul’daki bu kimlik değişikliği ya da kayması beni derinden yaralıyor. 

Ben de seviyorum yeni eşyalar kullanmayı. 

Eşyanın yenisi; dostun eskisi... tamam... 

Ancak İstanbul, eşya değil; dost, arkadaş, yâren yani her dem muhabbetlik bir şehirdevlet/devletşehir...

*

Dosta bu yapılanlar -hele de “dostları” tarafından- kesinlikle reva değil...

*

İstanbul beyfendi bir şehirdir. Sulhun ve sükûnetin mekân tuttuğu birkaç şehirden biridir. Sembol şehirlerin içindedir. ..ve gazabından çekinin derim. 

*

Vinç girmemesi gereken şehirleri sayayım mı: 

Mekke-i Mükerreme...

Medine-i Münevvere... 

Kudüs-i Şerif...

Aziz İstanbul...

Barla-ı Nuriye...

Buraya Yeşili çokça soldurulan Yeşil Bursa’yı da katmam gerekiyor. (Cennet burası... Cennet Bursa’ya dönmüş diye rivayet edilir ya...)

*

Kudüs’ün başına gelenler bir kıyamet senaryosu gibi... de... el bebek gül bebek gözümüz gibi bakmamız gereken şehirler de orta yerde...

Kâbe-i Muazzama’nın hemen yanı dibindeki şeddâdî betonazmanlar ne olacak?! Bu da bir saldırı... Koca çölde yer mi kalmadı! Medine-i Münevvere’nin hurmalıkları da betona bürünüyormuş. Para her şeyin önüne geçiyorsa; zaten batmışız yani zarardayız demektir

*

Kudüs... üzme bizi.

Ne desem; bilmem ki!

Şaşkın ve perişanız...

Anla bizi; Kudüs!

Belki adam oluruz!

Yaşamayı hatırlarız belki!

Taşları yerine koruz.

Şimdilik derin bir uykuyuz...

Dilimizde dilimiz yok...

Sofralarımız cimri...

Dünyanın cazibesi, ah!

Kudüs; sen orda mıydın!

Miraç... yol denince...

Yolculuk denince işte bu!

Miraç... başımızda sonsuz taç...

Kudüs... biz kalbimizden uzaklara düştük!

Ümitsiz değilim Kudüs; kardeşlerimi bekliyorum.

Üslubumuz insan olunca çalarız kapını.

Boşuna değil bu hâl biliyorum; diyemediklerim var.

Bekle; Şefkat Saltanatı’nı kuralım da gör bizi!

Okunma Sayısı: 1888
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı