Kuşlar, ağaçlar şehirlere yük...
* Annelere “şefkat kahramanları” deniyor. Demek; kahramanların şefkati oluyormuş.
* Analar neler doğurur da bir daha “seni” değil... Bir sefer doğdun; ne yap et insanlığını öldürmeden yaşa bu fani yerde.
* İş başa düşünce, olmadık kapılar açılıyor da... iş başa düşmesin diye olduk olmadık kapılar çalıyoruz; elimiz böğrümüzde dönüyoruz. Yok; yoktan isteyince işte böyle oluyor.
* Gecenin fısıltısı ne kadar duyuluyor!
* Mevsimlerin iç içe olduğu yerdedir hayat.
* Üslûpsuzlar konuşur oldu. Her şeyin bir üslûbu var. Benim bildiğim konuşmak; anlaşmak içindir. Üslûbu, tonu, vurguyu, kurguyu ayarlayamıyorsan; sus, sus!
* Yerinde konuşmak, yerinde susmak edebiyat... Gevezelik, edebsizlik; sus pus olmaksa korkaklık...
* Biliyorum, demekle başlar; cehalet!
* Gerçeği görmek mi dostum; öyle kolay değil; inci derinlerdedir!
* Kömür yürekliler bir ömür anlayamaz ne şefkati ne nezaketi.
* Doğru yaşamayı seçmek; ikinci tura kalmıyor; ilk turda seçtin, seçtin... Sonsuz hayatı; bu hayat şekilleyecek.
* Bir çiçek ister gönlüm;
Ardından bahar...
Solmaz ümitlere ihtiyacım var.
* Hüzün ve Hüsün... diye bir kitap keyifle okunur diye düşündüm.
* Dünya bir rüya ise;
Rüya bitince başlıyor hayat.
* Bir çiçek ister gönlüm;
Ardından bahar...
Solmaz ümitlere ihtiyacım var!
* Hep seslenir kalbimiz ince, ince:
Ben senin kalbinim;
Beni dinle!
* Meselâ, Türkçeyi “Türkçe” konuşamayana diploma verilmemeli.
* Meselâ, Kainat Mektebi’ne kayıt yaptırmalı dünyadaki bütün okullar.
* Uykumu uyanıklığımı böler!
Ellerimde birikmiş hatıralar...
Ne varsa köşe bucak...
Toz toprak... savrularak...
* Her şeye rağmen şahsiyet galip gelecek; insanlık yani...
* Bildiğim kadarıyla hür bir ülkenin camisi -hele bir de simge/sembol ise- kapalı olamaz! Olursa eğer; “hürriyet” kelimesi ne demek diye sözlüğe bakılır!
* Bir açığımız mı var ki Ayasofya kapalı?!...
* Dünya yanlışı durdurmazsa; yanlış dünyayı durdurur.
* ?/!/... (Sırayla: Soruların bitmesin! Hayretini getir! Hayat devam ediyor.)
* Hayatın hep değişen rengi;
Belki de budur ahengi!
* Art arda ölüm haberleri geliyor.
Derken bir gün fani haberler de ölecek.
Gülecek bütün gözyaşlarım;
Öyle inanıyorum.
* Nedense duruyor zaman;
Donuklaşınca aynalar!
* Evet, evet; hatıralar çalıyor kapıları durmadan.
Durmadan dolup boşalıyor aynalar.
* Gazete, manşetten: “Bir kalp aranıyor!” diye çığlık atıyor. Bir çocuk için kalp arandığını duyuruyor. Tamam da... bunca kalpsiz dünya için de arada böyle başlıklar atın lütfen!
* Kelimelerimiz olmayınca; dertleşirken; derdimiz azalacağına; çoğalıyor!
* Hayret, yine sabah oldu!
Yeniden doğdu.
Hayat mı?
Aşk olsun!
Cevabı içinde bir soru;
Her nefes cevaplıyorsun!
* Ötekini “öteki” görme
* Şimdi bir cenazeye gidiyorum; ölümün nabzını tutmak için.
* Bir yolcu uğurlarken...
Ve bütün ayrılık vakitlerinde...
Zamanların bestesini dinlerken...
Her şey vaktinde gelip giderken...
Gülerim telâşelere...
* Canı çekilir gecenin; kalbine bir ışık düşse
* Can da acımasın; camlar da kırılmasın!
* İnsan/lar konuş/a konuş/a; hayvanlar koklaşa koklaşa... yaklaşır, yaklaşır, paylaşır. Paylamakla varılan bir yer yok. Uyanınca vakit geçmiş olmasın!
* Her şartta yine de konuşabilmeliyiz. Sözün bittiği yer, denir ya... söz biter mi! Açık bir kapı mutlaka vardır. Ve şeytan sevindirmeyelim.
* Doğruları “doğru” söyleyenlere selâm olsun.
* Görür gözün kapalıysa... gönül gözünde mi?!...
* Biraz aynalaşmamız gerekiyor; niye dünyadayız? Kısacık hayata bu kadar hırs sığmaz ki... Ya bir de dünya ölümsüz olsaydı; hırsı kaçla çarpardık! Fani dünya; ne güzel sıfatın var.
* Eğer bunca gürültü;
Unutturacaksa kendimi;
Ve uzağım/da kalacaksa yaşamaklar...
Kalbimin sesini duymayacaksam...
Eee?!...
* Dostlar! Huzur nerelere gitti; bilen var mı?!
Takıntı: Asrın hastalığı
* Her an bir yolculuksa... Şu an neresindesin yolun?
* Küçükken birine su verdiğimizde:
“Allah, su gibi devlet versin!” derlerdi.
Anlamazdım “devlet” ne demek.
“Saadet” bir/inci anlamıymış.
Yani devletin olduğu yerde;
Pırıl pırıl su gibi saadet olur.
“Dağda bir kurt kuzuyu kapsa;
(Hakkı) Ömer’den sorulur.”
* Kritik bir durumdayız;
Hayat ve ölüm arası...
Salınmaktayız!
Kritik bir durumdayız;
Arzularımız sonsuz;
Dünya kısa!
Kritik bir durumdayız;
Kalbimiz terk et, diyor fânileri;
Biz çoğaltıyoruz fakatları, yanileri.
* Çalışmak hayata şekil vermektir.
* Anladım; iyi anladım; dünya rahat yeri değilmiş!
* Şaşırtan bir şey yok; kitap okumayınca nerede olunursa; ordayız!
* Demokrasinin olmadığı yerlerde kanunların ne dediğine değil; kişilerin ağzına bakılır!
* Fısıltıyla konuşur çok şey; kalp kulağın nerde?