Hem yıldızları görmek istiyorsun hem de geceden korkuyorsun!
«
Okuyazsus:
Kendini bilmek istiyorsan oku; görmek istiyorsan yaz; duymak istiyorsan sus!
«
Kayıp kaçak:
Sana bir sen lâzım...
«
İrtica:
Topa, tüfeğe yakınlık; kaleme, kâğıda uzaklık... irtica değilse ne?!...
«
Tercüme:
Kendini, kendine tercüme edemedikten sonra... istediğin dili istediğin dile tercüme et; neye yarar!
«
İmtihan:
Tecrübe tecrübe; tercüme oluyoruz zahir!
«
Sıra:
“Sıradan” olursan... sıra—dan çıkarırlar; [sen yine de sıraya girme!]
«
Ümit:
Çare kapısı yani ümit bitmez; bir daha, yeniden, aynı ve veya başka şekilde...
«
Bakış:
Yan bakış neyimize;
Can bakış gerek bize.
«
Kusur döngü:
Zamlardan zengin etkilenmez ki... Yine dar gelirliden; bol gider isteniyor. Bu döngü nasıl bir döngüdür?!...
«
Pasta:
Bir ülkede ekmeğin birden bu kadar artması; fakire fukaraya “pasta” aratır. Bunun şakaya gelir yanı da yok.
«
Kitap:
Ekmekler kitaplardan çok satıyorsa; orada ekmekler kokusuzdur ve aslanın midesindedir.
«
Meslek seçimi:
Büyüyünce “çocuk” olmak isteyenler parmak kaldırsın.
«
Zarar kâr:
Zarar eden fabrika kapatılır. Zarar eden eğitim ne yapılır; bilen var mı?
«
Bakış:
İnsanlar... ah...
Hep yeni vakitlere “aynı” bakanlar...
Hep aynı şeylere “yeni” bakanlar...
Hep değişir zamanlar diye...
Hayatı satır satır okuyanlar...
«
Kendi olmak:
Beni anlasalar diye çırpınıyorsun; kendini yaşa; bugün değilse yarın... anlarlar; yüzüne demeseler de... demesinler; sen kendinsin ya!
«
Fark:
İnsandan insana “şükür farkı” var.
«
İnsan fotoğrafları:
Sen insansın; ipekten daha yumuşak... Çelikten de çelik... Mevsimlerden daha konuşkan; daha sessiz... Sen insansın; denizlerden daha dalgalı... Göklerden daha hür... Sen insansın; yollardan daha uzak; daha yakın... Dağlardan daha tenha; şehirlerden daha kalabalık... Sen insansın; anla artık!
«
Soru:
Bir yol bulmak, cehalet bataklığından çıkmak, daha bir insan olmak içindir sorular.
«
Şey:
Çok şeyin bu kadar şey olduğu bir zamandayız.
«
Hayret makamı:
“Hayret Makamı”na uğramadan hangi makamlara göz diktin?!...
«
Türkçe:
Önce Türkçe düzelmeden; eğitim düzelmez.
«
Cehalet:
Kalemi nerdeyse konuşmayan; savaş naraları atan bir dünya... Cehaletin meyvelerini mi topluyoruz; evet, evet... Cehalet böylesine kolay işte; sonuçları ağır mı ağır...
«
Şaşırtmaca:
Hep karşıya söylenip duruyorsun da aynaya baksan biraz; bu dediklerin kendin olmayasın!
«
Şehir bıkkını:
Şu binalar sussun artık şu Neron ışıkları sönsün; gökyüzü, yıldızlar, bulutlar konuşsun.
«
Asfaltbetondemir:
Toprağın, çiçeklerin, kuşların, nefesin, sükûnetin, bereketin, iktisadın düşmanı...
«
Para:
Para hürriyetin olduğu yöne kanat çırpar.
«
İnsanlık:
Ne olursa olsun; sonuna kadar insanlık...
«
Yaşarken:
Dalından düşmeden bir şeyler söyle!
«
Cağaloğlu:
Cağaloğlu bir kültürün hafızasıydı ve öyle kalmalıydı.
«
Yaşamak:
Bin hasret...
Bin özlem...
«
İkiz:
Et-tırnak gibidir; insanlık ve hürriyet; biri birisiz olmaz.
«
İksir-i kebir:
İlerleyeceksek birinci şart hürriyet; insanlığın iksir-i kebiri...