"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Nerede saadet; orada devlet

Armağan Bahtiyar
24 Kasım 2018, Cumartesi
-1- Millet devletin değil; devlet milletin hizmetinde olur, olmalı, olacak. Bu işin olmazsa olmazı bu... Devlet... “saadet” demek... Saadetin -asgarî yüzde elli bir- olmadığı yerde devlet yaralı berelidir.

-2-

Millet, vekile hizmet etmez; milletvekili, millete hizmet eder. Nefsülemirde bu böyle... Bunu bil de... hizmete, emre talip olacaksan sonra şaşırma. İdareci emir vermez; emir alır. Sözlükleri tersinden okuma. İstersen biraz tarih oku!

-3-

Namuslu yani tam buğday unu ekmek çıkacaktı; ne oldu? Torbaya, poşete konacaktı? Ne oldu? 

-4-

İstanbul gibi suyun bol olduğu yerde; paralı su içiyoruz. Eski sular kurutuldu. Gökdelen lâzım bize! Sular, ekim alanları, ormanlar, göletler çok oldular, ha! Ha, unutmadan; biz su medeniyeti idik; değil mi?!

-5-

Bazı şeyleri, belki çok şeyi, tenkit ettiğim için çok çok ümitsiz olduğumu söyleyenler de var. Bir kere ümitsiz olsam, amaaan, der, geçer giderim. Ümitliyim ve olayların görünmeyen, kapatılan yanlarına ışık tutmaya çalışıyorum. Hem edebiyat denilen dünya ahiret bu güzelim sonsuz çarşıda taşlama/hiciv de var; güzelleme de... Tahrip edilenleri diyelim ki tamir edile! Sonra aynalara, sonra fotoğraflara kızılmaz ki cancağızım!

Hesapların, her şeyin bu kadar şaşacağını...

Dünyanın bu kadar sanallaşacağını...

Helâl ve haramın bu kadar karışacağını...

Yalanlarla doğruların canciğer kuzusarması olacağını...

Kimi yakınlarınızın ne kadar uzak;

Kimi uzakların ne kadar yakın duracağını nerden bilecektiniz! 

Bu yaşananlara kaos diyorlar yani buhran, zelzele.

Neyse... nar mevsimi geldi. Birçok rahatsızlığa iyi geliyor. Sanatkâr’ına teşekkürü unutmadan... Ha, suyunu zeytinyağı ile karıştırırsanız; sosyal kansere değilse de doktorların henüz çaresini bulamadığı birçok kansere kemoterapiden iyidir. Anneme faydası olmadı. Daha başka yakın-uzak tanıdıklarıma da o kimyasallardan çare olmadı.

-6-

Ey dünya! Biraz sükûnet istiyorsan; şu cimriliği bırak! Yani ben, ben deyip durma! Serveti tek ellerde toplama! Adaletli ol! Dağıt! Dünyanın geçici olduğunu düşün! Şu yarınıma, şu torunuma diye mal toplamaktan vazgeç! Olandan olmayandan vergi alma! Yoksa keyfin kaçar; uyuyamazsın. Ötekini de düşün; kendini düşünmüş olursun.

-7-

Büyük devlet, zayıfların hakkını koruyabilen devlettir. Büyükler kendini bir türlü koruyor. Zengin, daha zengin oluyor; fukara ekmeğin hesabını yapıyorsa; orada dengeler şaşmış demektir. 

Bir de mimarisi olur büyük devletin, kendine has musıkîsi... Kedilere, kuşlara yuvası olur. Heey; ne çok zormuş “devlet” yani saadet olmak; heey!

Milyonlarca öğrenciden birkaç kişi çıkmaz mı? Çıkmaz! Tam çıkacağı sırada ya biz köreltiriz onu ya da Avrupa’sı, Amerika’sı kapar da kaçar! Bize de, şair olmaktan sanık Orhan Veli Kanık’ın dediği gibi nutuk atmak düşer.

-8-

Sayıları sayacaksak... onlara kızmayacaksak... şu vehamet ürkütücü... Doktorların yazdığı ilâçların yüzde yetmişi tutmasın; halkın yüzde yetmişi mahkemeye güvenmesin; eğitim neredeyse yüzde yüze yakın vaziyette iflâs etsin; öğretmenlerin çoğu aylar geçsin bir tek kitap almasın, okumasın... sahi bu yol-culuk nereye; bilen var mı?!...

-9-

Bunca vergi nereye mi gidiyor?!... Kitaba, kültüre gitmiyor da... sorabiliyorsan sor yine de!

-10-

Para bu kadar mı öne çıkacaktı! Bu kadar cimri mi olacaktık; zenginleştikçe! İyi sofraları kendimize; engin sofraları başkasına mı serecektik! Kalbimizi bu kadar mı terk edecektik! Akıl bu kadar mı “ukalâ” olacaktı! O kadar hesap yapıp bir o kadar yanılacak mıydık! Telâşe, endişe, kargaşa, şamata, gürültü, yalan, propaganda, riyakârlık, göz boyamacılık, değer bilmezlik bu kadar mı tavan yapacaktı!

-11-

Okulların yüzde ellinin çok üstünde oyalama yuvaları olduğu anlaşıldığında... vakit çok geç (olmuş) olmasın?!...

-12-

Seksen milyon içinde dertlerimize dermana dair bir şeyler söyleyecek üç beş kişi yok mudur dersiniz?! Meclis var, üniversiteler var, iş adamları var, pırıl pırıl gençlerimiz var. Var, var; bir çare var bu dertlere. Ümitle, sabırla bekliyorum. Diplomalar duvar süsü olmasa gerek...

Okunma Sayısı: 1716
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı