* Benim derdim; derdimi söylemek... Benim derdim, ah; derdimi diyememek...
* Uzaklara gitmeli; evet; şehrin tuzaklarından... Yakınlara gitmeli; evet; ta içine kalbin/in.
* Bir nefesçik olsun kendini duyduğun oluyor mu arada?
* Şu nefesine bir kulak verdin mi hiç?
* Gözlerimiz gözlükten, sözlerimiz sözlükten çıktıysa... hep topluyor; dağıtmıyorsa ellerimiz... farkında değilsek nefeslerimizin... kusur abdestinin vakti gelmiştir!
* İnsanın bin bir penceresi, tezatı, tenasübü var; dur hemen kapatma kapıları.
* Şairler, nerdesiniz; dünyayı kabalık götürüyor.
* Yok, yok; uzağız; yakın bildiklerimize bile; önce kendimize...
* Gerçek gündem: Şu ân (ve ölüm) ken... borçlar, taksitler, diplomalar... bunca... kof... şeyyy... öfff... bir şey de-miyorum... heyyy...
* Buralara kim getirdi insanlığı ki... dünya; aç, susuz, perişan, kan, gözyaşı...
* Demek ki sahteymiş gülücükleriniz. Gözleriniz kin çanağı imiş. Dünyanın bu son fotoğrafı kan kırmızısı imiş. Gecikmiş naralarını mı atıyor dünya ki zulüm boy atıyor! Sahnede herkes yerini aldı; perde açıldı demek!
* Hepsi bu: Her nefes ilk ve son!
* Nefes aldıran sözler söyle.
* Sen sesini duy/ur; duyan olur.
* Kişi, kimle arkadaşsa... odur; devletler de...
* Ah, çok dağıtmışım kelimeleri; toplayayım derken dünyayı ve kendimi!
* Yalan söyleyecekseniz; önce insanlığınızdan istifa edin!
* Doğru er geç doğrulur; yalana bulaşma!
* İnsan okuya okuya... Üzüm üzüme baka baka... Su aka aka...
* Sigara alır gibi kitap aldığımızda; dünyanın rengi nasıl olur?
* Kitaba uzaklar; tehlikenin her ân yanındadır.
* Risale okuyanlar, kim ne diyor diye birilerinin ağzının içine bakmaz; açar kitaba bakar.
* Kafana takıldıysa sor; kitaplara e mi; artık o kişi/ler geldi, gitti.
* Her nefes yeni bir adres; kapıyı iyi çal! Vazgeçme! Kapı kapı gezme; bunca yıl gezdin de n’oldu! Kaç kapıdan çevrilmedin mi! İyi bir dilenci ol; her şeyi olana git!
* Doktor, ha(s)tasını; muallim, talebesini; hoca, cemaati/ni tanımıyor; gördüğüm kadarıyla. Peki, nasıl olacak teşhis ve tedavi?!..
* Lütfen, tarihî eserleri tamir etmeyin; ne hatıra bırakıyorsunuz ne estetik...
* Gelişmekte olan ülkeler arasındayız, lâfından bıktım; siz de bıkın! Ne demekse gelişmek?!...
* Gelir seviyesinin eğitimle paralel gittiğini söylemek kehanet değil ki...
* Basının yasını tutsun birileri! Gazetelerin kâğıt olduğuna bakmayın; çoğu naylon...
* Savaşa karşı çıkmak; ucuz politika, imiş ama savaş da çok pahalı politika...
* Savaş için acele etmeyin; barış için acele edin.
* Dünya, savaşsız da yaşanır; aklınız başınızda, kalbiniz yerindeyse...
* Diplomasi yani kavl-i leyyin yani yumuşak, güzel, edebî sözler bitmez ki... İnsan sözdür, ruhtur, akıldır, kalptir... “Cihad...” denince hemen savaş anlıyorsanız; biraz okuyun!
* Biliyorum zalimler rahat uyku uyumaz da... ya bu, insanlığın gaflet uykusu? Soru işareti, ünlem, üç nokta...