“Müzik evrensel ise bana düşen, müziği Evrenin Sahibi’nin rızası doğrultusunda yapmaktır.”

Öncelikle ilk albümünüz hayırlı ve nice albümlere vesile olsun. Sizi tanıyabilir miyiz Duha Bey?

İstanbul doğumluyum. Profesyonel manada yaklaşık olarak 10 yıla yakındır müzik ile ilgileniyorum. İki çocuk babasıyım.

Müzikle olan ilişkinizi anlatır mısınız? Nasıl başladınız ve müziğin sizdeki yeri nedir?

Müziğe ilk olarak babamızın teşvikleri ile başladık. 28 Şubat öncesi ve sonrası sancılı dönemlerde sohbet halkaları olurdu. Dinî konular üzerine tahliller yapılır, hadis dersleri olurdu. Biz de o zamanlar babamızın elinden tutar, o halkalarda yer almak için yola çıkardık. Her sohbet ve toplantı sonrasında “Hadi bakalım çocuklar bir marş söyleyin dinleyelim” denirdi ve ilk o zamanlar bir topluluğa karşı eserler seslendirmiştik. Tabiî o zamanlar ağabey kardeş olarak marşlar, ezgiler söylerdik. Bu da dinleyenlerin dikkatini çekerdi.

Sanırım ilk eserinizi sekiz yaşındayken söylemişsiniz... 

Evet. O zamanlarda marşlar, ezgiler o dönemin sıkıntılarını yaşayan insanlara biraz olsun moral veriyor, dirayet sağlıyordu. Anılarım bu şekilde olduğundan müzik benim için farklı olmuştur. Biraz daha müziğin içine girdiğimde ise herkesin hemfikir olduğu bir durumu fark ettim. “Müzik evrenseldir.” O zaman ben de sanatımı icra ederken evrenin Yaratıcısı rızası doğrultusunda hareket etmeliyim, dedim kendime. Ve bu düstur ile devam ettim yıllarca. Müzik bende insanlara ulaşmak ve onlara Hak olanı anlatmak için bir araç. Aksi taktirde zaten bu alanda muvaffak olamayacağım, bunu biliyorum. Eğer aksini yaparak muvaffak olduğumu zannediyorsam da zaten şöhret denen toz gözlerimi çoktan karartmış ve ahiretimi kaybediyorum demektir. 

Grup Nesil’den tanıyoruz sizi. Peki bir albüm için neden bu kadar beklediniz?

Grup Nesil benim için plansız programsız oluşan bir topluluktu. Grup Nesil’den önce müziğe ara vermiştim ve tiyatro ile ilgileniyordum.

Uzun süre oyun yazmakla meşgul oldum. Daha sonra çevremdeki arkadaşlarımın dostlarımın ısrarı ile Grup Nesil’i kurduk. Belli bir süre ara verdiğim için müzik ile olan bağım zayıflamıştı. Bu nedenle biraz zaman geçmesini isterken bir kitle oluşturmayı hedefledik. Bu süre zarfında “Bunun Adı Özgürlük mü?” eserimi tamamladım ve demo albüm olarak çıkardım. Daha sonrasında da sevgili Yusuf Meral’e ait olan “Yak” isimli eseri yeniden düzenleyip seslendirdik. Bu kadar beklemiş olmamızın sebebi bu alanda biraz daha tecrübe kazanmaktı. Sabırlı davranmamızın da meyvesini “Cemre” albümü ile aldık çok şükür.

“Cemre” albümü cemrelerle birlikte dinleyenlerin kulaklarına düştü.  Hem cemreler zamanında hem de Kutlu Doğum’a yakın çıktı albüm. Neden Cemre?

”Cemre” benim ilkim. Hayallerimi gerçekleştirdiğim ilk çalışma. Müzik dünyasına solist olarak ilk adım atışım. Benim için bir çok ilkin ismidir “Cemre”. Ve bu albümde ilk yazdığım sözlerin ve bestelerin olması da etken tabiî ki. Ama en önemlisi “Cemre” bir duâ ile hazırlandı; her eseri seslendirmeden önce Besmeleden sonra “Allahım senin sevgilin, merhamet ve rahmet peygamberi Hz. Muhammed Mustafa’nın (asm) ümmeti olduğumuzu bizlere unutturma. Bana Seni ve Sevgilini hatırlatan bir eser ortaya koymayı nasip eyle”  diye duâ ederdim. Ve bu duâların kabulüdür belki de bilemiyorum, ama bir çok mesajda dinleyenler “Teşekkürler bizlere Allah’ı ve Peygamberimizi hatırlatan eserler sunduğunuz için” diyerek beğenilerini sunuyorlar.  

Albüm hazırlık sürecinden biraz bahseder misiniz?

Albümün hazırlık süreci aslında çok sancılı geçti. Üç seneye yakın bir hazırlık süreci yaşadık. Fakat bu kadar uzun sürmesinin sebebi doğru zamanları beklememizdir. Öncelikle eserleri seçmekte biraz zorlandık. Çünkü bu albümden sonrasında arayı fazla açmadan yeni bir albüm daha yapmanın doğru olacağını düşündük. Bu nedenle seçeceğimiz eserleri durumları göz önüne alarak seçmeliydik. Son olarak zaten Grup Nesil zamanından da dinleyen kitlenin ve bizim de konserlerde seslendirdiğimiz eserlerin kullanılmasını kararlaştırdık. Eser seçiminden sonra her aşamanın profesyonel olarak ilerlemesine dikkat ettik. Caner Gökdemir gibi iyi bir aranjörle çalıştık. Sedat Sakarya, Serdar Seçme gibi başarılı müzisyenlerin stüdyolarını kullandık. Son olarak tabiî ki iyi bir yapım firması ile çalışmamız gerekiyordu. Bu konuda da sevgili Metin Haboğlu yapımcılığımızı üstlendi ve Hasan Talha da konser ve menajerlik alanında bize destek oldu. Sizin vesileniz ile yeniden emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Kutlu Doğum Haftası’na ilişkin neler söylemek istersiniz ve gençlere mesajınız ne olur?

Kutlu Doğum organizasyonlarının olması çok güzel bir durum. Tabiî ki bir kaç hafta âleme rahmet olmuş bir doğumu anlatmaya yetmez. Ama yeni nesili ve gelecek nesli bilinçlendirme açısından gerçekten güzel bir imkân. Hele ki Diyanetin ve üst düzey yöneticilerimizin bu konularda öncülük etmesi takdir edilesi bir durum. Gençlerin bu durumda kıymet bilmesi ve imkânları bâki hayat üzerine kullanmaları doğru olacaktır. Bir dost arkadaş ya da kardeş olarak onlara tavsiyem, Peygamberimizi (asm) anmamız, o programlarda bulunmamız güzel, fakat ondan daha önemli bir durum var: Peygamberimizi (asm) anlamak. Onun (asm) hayatını öğrenip ümmet ruhuna sahip olmamız gerekiyor. Çünkü ümmet ruhuna ulaşamadığımız her gün, her an ziyandayız, kayıptayız. Zalimin karşısında ancak ümmet ruhu ile dimdik durabiliriz.

Vakit ayırıp gönlünüzü bize açtığınız için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz. 

Ben teşekkür ederim. Ben de çalışmalarınızda başarılar dilerim.