"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Put meselesine farklı bir bakış

Asım ARSLAN
03 Mart 2015, Salı
Risale-i Nur’u, yine Risale-i Nur ile anlamak ve onun başka eserlere benzemeyen üslubunu kendine sormak bize farklı bir ufuk açacağı kanaatindeyim.

“Put mu, pot mu?” tartışmasında herkes birşey söylüyor. Ağabeylerin fikirlerini beyan edenler de var, konuyu lügat ile çözmeye çalışanlar da… “Hangi putu kırıyor?” diye itiraz edenler olduğu gibi “Üstad, pot kırar mı?” diyenler de var. Lakin, bu meseleyi “Risale-i Nur’dan soralım” diyen yok! Haydi gelin, bu sualin cevabını, Risale-i Nur’da arayalım ve ondan soralım.

Öncelikle mevcut hali beyan edelim. “Pot” olduğu iddia edilen kelime, el yazması eserlerde “pe-vav-te” şeklinde yazılıyor. Risalelerde farklı yerlerde de “put” kelimesi geçtiği için “put” kelimesinin de aynı “pe-vav-te” harfleriyle yazıldığını görüyoruz. Demek ki bu kelimenin “put” olarak okunması risalelere göre mümkün ve ortak kanaat o ki; bu kelime “put” veya “pot” olarak okunabiliyor.

Peki hangisi doğru okunuşu?

Risale-i Nur Külliyatına alıcı bir gözle bakalım. Teknolojinin de yardımıyla kelime kelime analiz edelim. Şöyle ki; Külliyatın içinde başka yerlerde acaba “put” veya “pot” kelimeleri geçiyor mu, diye arayalım.

Bütün külliyatta “pot” kelimesi, şüpheli yer haricinde hiç geçmiyor. “Pota” veya “ahtapot” gibi alakasız kelimeler şeklinde geçiyor, ama “pot” veya çekimlenmiş hali olarak veya “pot kırmak” olarak hiçbir yerde geçmiyor. Bu durumu zayıf bir hüccet olarak bir kenara yazalım ve yalnız başına yeterli delil olmaz deyip devam edelim.

“Put” kelimesini arattığımız zaman, muhtelif yerlerde geçtiğini görüyoruz. “Put” kelimesinin çok yerde geçiyor olması da elbette bir delil kabul edilemez, ama Osmanlıca “pe-vav-te” şeklinde yazılan kelimeyi tüm Külliyatta “put” okuyup, malum şüpheli yerde “pot” olarak okumak büyük bir soru işareti oluşturur.

Gelelim asıl can alıcı kısıma, “put kırmak” tabirine. “Lügat”lerde yok diye kabul etmeyenlere inat bu ifadeyi, yine Risale-i Nur’dan soralım. Karşımıza Tarihçe-i Hayat’ın “Giriş” bölümünde bir ibare çıkıyor: “Nefsindeki enaniyet ve gurur putunu kırmakla kalmamış; âlemdeki tabiatperestlerin putlarını dahi târümar etmek gibi bir vazife gördüğü, dost ve düşman, herkesin malûmu olmuştur.”

Öncelikle, bu cümlede geçen “putunu kırmakla” ifadesinin Osmanlıca yazımının, çekim ekleri hariç tartışmalı yerle aynı olduğunu belirtelim. İşte belgesi diye haber yapanlara soruyoruz: Orayı “pot kırmak” diye okursak, yukardaki ifadeyi de “gurur potunu kırmakla kalmamış...” şeklinde mi okuyacağız? Elbette hayır. Nasıl okunacağı cümleden ve ifade edeceği mânâdan anlaşılabilir.

Bu cümleden Üstadın, nefsindeki enaniyet ve gurur putunu kırdığını anlıyoruz. Ayrıca tabiatperestlerin putlarını kırmak gibi bir vazife gördüğünü ifade ediyor. Başka bir anlam olarak da, “enaniyet, gurur ve tabiatperestlik” kırılması gereken putlardır ve Üstad bu konuda vazifelidir.

İşte Bediüzzaman’ın “Dehşetli bir put kırdım” dediği ortamda, enaniyet, gurur ve tabiatperestlik had safhadadır. Üstad ise, dost-düşman herkesin malumu olduğu vazifesini ifa etmiştir ve karşısındaki bu putu kırmıştır.

Yazının devamında geçen “Bütün hissiyatını ve prensibini rencide ettiğim halde” ibaresi de bunu destekler mahiyettedir.

Üstadın, bu sözü söylediği ortamdaki “dehşetli bir put”un da olduğunu, müdakkik akıllarınıza havale ediyoruz.

Velhasıl-ı kelâm, Risale-i Nur’u, yine Risale-i Nur ile anlamak ve onun başka eserlere benzemeyen üslubunu kendine sormak bize farklı bir ufuk açacağı kanaatindeyim.

Rabbim bize, Üstadımızın put kırma vazifesini, en başta kendi nefis ve enaniyet putlarımızı kırmakla ifa etmeyi nasip etsin. (Âmin)

Okunma Sayısı: 4175
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Rıdvan GÜL

    3.3.2015 20:22:20

    Tez burada, anti-tez nerede?

  • kamil dağıstanlı

    3.3.2015 15:52:35

    Bu güne kadar put olan bir mesele, bu gün pot'a dönüşüyorsa, kin ve enaniyet devreye girmiş demektir. Biz üstadın varisiyiz. Biz ne dersek o.

  • kamil dağıstanlı

    3.3.2015 15:52:20

    Sn. yazarı tebrik ediyorum. Son cümlesinden yola çıkarak yorumlamak istiyorum. Evet; Allah, en başta kendi nefis ve enaniyet putlarımızı kırmayı nasip etsin. Bu pot kırma olayının serencamı da böyle başlıyor. Siyasi fitne hareketinin anaforuna kapılan nurcular da nefis ve enaniyet putlarını bir türlü kıramadıklarından üstadın da bu putu kırmasına razı olmuyorlar. Vaktiyle kendilerine verilen verasetlerden yola çıkarak etbalarını da hipnotizme etmeyi ustalıkla başarıyorlar. Ama artık yolun sonuna gelindi. Bir kişi hariç, hepsi sekerattalar. O kişi de, Zübeyr Gündüzalp ağabeyin vefatından beri hiç bir zaman şimdi ağabey denilen kişilerle geçinememiş, hiç bir zaman yıldızı barışmamış kişidir. Ama siyasi fitne anaforunda onları bir araya getirmeyi başarmış, ve Yeni Asya Gazetesine, onun mümtaz takipçilerine duyduğu kini inatla sürdürmüştür. İşte olay budur.

  • Garib Doğu

    3.3.2015 15:15:04

    Tebrikler asım kardeş.Risale kaynaklı ve güçlü bir muhakeme ile mesele mükemmel izah edilmiş.Ağzına yüreğine sağlık...

  • Muhammed Said

    3.3.2015 13:52:00

    Büyük bir pot kırdım denilir, pot kırdım denilir... Dehşetle kırılan put olur. Bazı arkadaşlar orada maddi bir put mu kırılıyor ki Üstad bunu kullansın diyorlar. Nefis putunu kırarken, küfrün belini kırarken nefis maddi mi? Küfrün beli mi var? Üstad'ın burada veciz bir ifade ile kırdığı putları pota çevirmek büyük bir pot kırmaktır. Asım abi söze gerek bırakmadı... 90 kitabı ezberleyen ve belagat ilminin inceliklerine vakıf olan Üstad nerede ne kullanacağını mı bilemeyecekti? Onu orada rencide ettim derdi... Hem madem Üstad "pot kıracak" şekilde hata etti bu potu iki parmağı ile o zatın gözün içine haykırarak mı kırdı? Dar düşünceler dar görüşler... Selam olsun put kıran Üstad'a!

  • öğretmen

    3.3.2015 13:40:52

    Süper, müthiş bir analiz ve müthiş bir bakış. Akılane...

  • Alaeddin

    3.3.2015 13:39:44

    Her türlü itirazı izale edebilecek güzel bir tespit ve yorum olmuş. Asım kardeşimizi tebrik ederim.

  • Bekir

    3.3.2015 13:17:56

    Asım Kardeşimizi tebrik ediyorum. Allah razı olsun. Güzel ve yerinde bir tesbit. Nasıl bizler kaynak olarak Risale-i nur'u Baz alıyor isek. Diğer Nurcu ağabeyler ve Nurcuyum diyenlerinde kaynağı Risale-i Nur olmalı ki İhtilaflar bertaraf olsun. Herkes farklı mihenglere giderse elbette ki orta yol bulunmayacaktır. Selam ve Dua ile...

  • ZAFER BARAN

    3.3.2015 12:51:11

    Güzel ve yerinde bir tesbit tam 12 den vurmuş denilebilir ALLAH razı olsun istifade ettik

  • Malik Atom

    3.3.2015 11:48:09

    Asım Kardeşimizi tebrik ediyorum. Allah razı olsun. İsraf-ı kelâma da gerek bırakmıyor...

  • Ahmet Zeki

    3.3.2015 10:57:28

    Tebrikler Asım kardeş. Bu güzel çalışmanızdandan dolayı sizi kutluyorum.

  • Okur

    3.3.2015 09:15:57

    Muhteşem bir tesbit. Tebrik ediyorum. İşte müdakkik akıl bu!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı