"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sadâkatin dengesi

Aslınur Akçay Torun
21 Ekim 2018, Pazar
Bugün tıp tabibleri bedenin sağlıklı çalışabilmesi için dengeli beslenmeye ihtiyaç duyduğundan bahsetmektedir. Manevî tabipler de maddî hayatta geçerli olan bu düsturun manevî hayatta da cari olduğunu defaatle zikredegelmişlerdir.

Nasıl ki insanın maddî cesedinde her uzvun kalp, beyin, akciğer gibi organların ayrı ayrı gıdalara ihtiyacı varsa, manevî bedenimizdeki akıl, ruh, manevî kalp ve lâtifelerinde ayrı gıdalara ihtiyacı vardır. 

Burada da dengeli beslenmeye ihtiyaç olduğundan, birinin gıdasını eksik ya da fazla vermek manevî birçok problemi beraberinde getirir. Yani “dengesiz bir beslenme” olur.

İşte bu hikmete binaendir ki Bediüzzaman’ın sadık talebesi Zübeyir Gündüzalp “bir insan her gün bir defa Cevşen okuyacaksa, bunu da adet haline getiriyorsa, en azından elli, altmış sayfa da Risale-i Nur okumazsa o tarikatmeşrep bir insan olur.” (İşte Hayatım) diyerek Risale-i Nur’un hizmet tarzına dikkat çekmiştir.

Ve yine Bediüzzaman Hazretleri, “bu fakir kardeşiniz yirmi seneden evvel kesret-i mütalâayla bazan bir günde bir cilt kitabı anlayarak mütalâa ederken, yirmi seneye yakındır ki Kur’ân ve Kur’ân’dan gelen Resailü’n Nur bana kâfi geliyorlardı. Bir tek kitaba muhtaç olmadım, başka kitapları yanımda bulundurmadım. Risaleti’n Nur çok mütenevvi hakikate dair olduğu halde, telifi zamanında, yirmi seneden beri ben muhtaç olmadım. Elbette siz, yirmi derece daha ziyade muhtaç olmamak lâzım gelir.” (Kastamonu Lâhikası) dediği gibi, hariçte Nur aramak Risale-i Nur’un şahs-ı manevisine büyük bir zulüm ve istihfaftır.

Lâhika mektuplarında defaatle “aziz, sıddık kardeşlerim” diyerek hem manevî âlemden talebelerini taltif edip uyaran asrın Bedi’sinin verdiği “sadıkıyet” makamından düşmek olan evrad ve ezkâr ve manevî sıkıntılarda farklı yollara süluk etmek üzücü bir durum olsa gerektir. Hele ki elimizde Tesbihat ve Cevşen gibi manevî koruyucu ve ”zırh “ın olduğunu düşünürsek, en âlâ olanı bırakıp, kıymetini tenzil etmek gibi bir hezimete düşmüş oluruz.

Bediüzzaman’ın Talebelerinden rahmetli Bayram Abi Kore Savaşı’na giderken Üstadın kendisine  “korkma” “sıkılır daralırsan Cevşeni oku seni muhafaza eder” demesi Cevşendeki kuvvetin değil, manevî elemlere, maddî sıkıntılara dahi kâfi geldiğinin bir misalidir.

Hizmet Rehberi’nde geçen “şu zamanın yaralarına devadır” ve “tam şu zamandaki ihtiyaca muvafık ve derde lâyık bir ilâç hükmüne geçiyor” hakikatini tam anlamalı başka tabipler arama ufunetine düşmemeliyiz. Doğru ve yanlışı süzüp ayırt edebilecek mizanı Risale-i Nur’daki muhakemeler dikkatli okuyup, içimize sindirmeliyiz. Üstadımızın, ”çok silik söz ticarette geziyor, fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Her söylenen sözün kalbe girmesine izin vermeyiniz” ikazlarını dikkate almalıyız.

Cenâb-ı Hak hepimizi sırat-ı müstakimden sapmayan, İslâmiyete lâyık doğruluğu yaşamaya çalışan mü’minlere ilhak etmesi temenni ve duâsıyla...

 

Okunma Sayısı: 1766
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı