"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Güzellik, mükemmellik ve hayır hükmedecektir

Atilla YILMAZ
27 Haziran 2017, Salı
Yaşadığımız şu yeryüzünde insanoğlu; yaptığı zulümlerle hayatı Cehenneme çevirerek beşerin mutluluğunu ve huzurunu yok etti.

Asırlardan beri kaybolan saadetimizi geri getirmenin mücadelesini iman atmosferinde veren Bediüzzaman Said Nursî; bir ömür boyu emek verdiği Risale-i Nur Külliyatı isimli Kur’ân tefsiriyle; kaybedilen saadeti ve mutluluğu günümüz insanı için tekrar yakalamanın peşinde koşmuştur.

Bu konuda, acze, zaafa ve ümitsizliğe düşen günümüz insanına Said Nursî; bakın nasıl bir iman ve ümit aşılamaktadır:

‘’İnsanın vazife-i fıtriyesi taallümle tekemmüldür. Duâ ile ubudiyettir yani, ‘Kimin merhametiyle böyle hakimane idare olunuyorum? Kimin keremiyle böyle müşfikane terbiye olunuyorum? Nasıl birisinin lütuflarıyla böyle nazaninane besleniyorum ve idare ediliyorum?’ bilmektir. Ve binden ancak birisine eli yetişemediği hacatına dair kadiü’l-hacata lisan-ı acz ve fakr ile yalvarmaktır ve istemek ve duâ etmektir. Yani, aczin ve fakrin cenahlarıyla makam-ı ala-i ubudiyete uçmaktır. Demek insan bu âleme ilim ve duâ vasıtasıyla tekemmül etmek için gelmiştir’’ 1 demektedir.

İnsan yaratılış bakımından bilgi yoluyla kendini geliştirmeye, olgunlaştırmaya, mükemmele ulaşmaya müsait bir kabiliyette yaratılmıştır. İnsana verilen duygulara, organlara kabiliyetlere baktığımızda, fıtratında öğrenmenin, bilgi sahibi olmanın varlığını görüyoruz. Ve insanın bu bildikleriyle kendini geliştirdiğini hayatını kolaylaştırdığını, varlıkların sırlarını, kâinatın düğümlerini çözdüğünü görüyoruz. Bunu da ilim yoluyla gerçekleştirdiğini anlıyoruz.

Mükemmele doğru bir yolculuk yapmak, daha iyiye, daha güzele ulaşmak, insanın yaratılış açısından bir görevidir diyen Bediüzzaman; Olgunlaşıp mükemmele ulaşmanın gereklerini de belirtiyor. İlim, duâ ve ibadet şartını mükemmel olmanın bir gereği olarak görüyor.

Bu gerekliliğin sebeplerini de okuyucuyla paylaşıyor. İnsanın nazarını kendi varlığına kendi vücuduna ve azalarına çeken Said Nursî; aciz ve zayıf olan insanın, aza ve cihazat olarak mükemmel olduğunu ve hayatın şartlarının ve devamının bir başkası tarafından karşılandığını nazarımıza sunduktan sonra; İnsanla yaratıcı arasında bağ kurarak, bütün bunları yaratan ve hayatı insana bahşeden Yaratıcıyı tanımak ve O’na ibadet etmenin gerekliliğine vurgu yapıyor.

İnsan, ilim öğrenerek hayatın sırlarını keşfedecek. İlmi öğrenirken de ilmin sahibine itaat ederek, mükemmel insan olmanın erdemine ulaşacaktır.

Peki ‘’Tekemmül etmek’’ mükemmele ulaşmak nedir? İnsanın konumunu bu şekilde aktardıktan sonra Bediüzzaman; Yaratıcıyla insanı buluşturarak, insanın nazarını kâinata çevirmektedir.

Yaratıcının; kâinatı, insanı, varlıkları ve bütün nesneleri yaratmadaki gayesini şöyle açıklamaktadır:

‘’Kâinatın nizamında galib-i mutlak ve maksud-u bizzat ve sani-i zülcelâlin hakikî maksatları, hayır ve hüsün ve güzellik ve mükemmelliyettir.’’ 2

Kâinatın her şeyin mükemmel yaratıldığını ve güzel olduğunu söyleyen Said Nursî; Celâl ve Azamet sahibi olan yaratıcının da maksadının güzellik ve mükemmellik olduğunu belirtiyor.

Varlıklardaki yaratılışın mükemmel, noksansız ve kusursuz olduğunu izah eden Bediüzzaman; varlıkların yaratılışındaki mutlak mükemmelliği nazarlara sunarak, yaratıcının yaratıştaki maksadının iyilik, güzellik hayır ve mükemmellik olduğunun izahını şöyle yapıyor: ‘’Kâinatta hakikî maksat ve netice-i hilkat, istikra-i tamme ile ispat ediyor ki, hayır ve hüsün ve tekemmül esastır ve hakikî maksat onlardır.’’ 3

Said Nursî kâinattaki ve yaratılan varlıklardaki mükemmelliğe işaret ettikten sonra, kâinattaki mükemmelliği bir gün insan türünün de yakalayacağı sonucunu şu çarpıcı ifadelerle açıklıyor ve varlıklara ve de insana farklı bir bakış açısı getiriyor.

‘’Elbette beşer, bu kadar zulmü küfriyatlarıyla zemin yüzünü mülevves ve perişan ettikleri halde, cezasını görmeden ve kâinattaki maksud-u hakikiye mazhar olmadan dünyayı bırakıp ademe kaçamayacak.’’ 4

Kâinatta ve varlıklardaki mükemmel yaratılışı nazarlara verdikten sonra insan türünün de mutlaka yaşayış ve davranış olarak mükemmelliği yakalayacağını söyleyen Bediüzzaman’a göre; yeryüzünde ve kâinatta her şey mükemmel olduğuna göre, Yaratıcının da esas maksadının güzellik iyilik hayır ve mükemmellik olduğuna göre, İnsan türü de mutlaka Yaratıcının bu maksadına mazhar olacak, o da mükemmelliği yakalayacaktır.

Bediüzzaman bir gün mutlaka bu mükemmelliğin gerçekleşeceğini; insanın zulümden, kandan, kargaşadan kurtularak, kâinattaki diğer varlıklar gibi bu mükemmel sonuca ulaşacağını şu çarpıcı sözlerle ifade etmektedir: ‘’Ahirette Cennet ve Cehennemin zarurî vücutları gibi hayır ve hak din istikbalde mutlaka galebe edecektir. Ta ki, nev-i beşerde dahi sair neviler gibi hayır ve fazilet galib-i mutlak olacak, ta beşer de sair kardeşlerine müsavi olabilsin.’’ 5

Öyle ya; kâinattaki en kabiliyetli, en akıllı, en mükerrem, en şerefli varlığın insan olduğu; insanın yaratılışından ve kabiliyetlerinden anlaşılmaktadır. Said Nursî’ye göre; kâinattaki cansız varlıklar dahil, bütün mevcudat bitkiler, hayvanlar bütün varlıklar yaratılış ve davranış açısından muazzam bir mükemmellik gösterdiklerine göre; bu varlıkların büyük kardeşi konumundaki İnsan türünün de amel açısından, davranış ve yaşayış açısından elbette diğer varlıklardan geri kalması düşünülemez ve bir gün mutlaka insanoğlu da bu mükemmelliğe ulaşacaktır.

Dipnotlar:

1- B. Said Nursî, Sözler, s. 286. 2- B. S. Nursî, Hutbe-i Şamiye, s. 44. 3- Age. s. 45. 4-Age. s. 45. 5- Age. s. 48.

Okunma Sayısı: 2466
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı