"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Said Nursî’yi konuşmak cesaret ister!

Atilla YILMAZ
27 Aralık 2018, Perşembe 00:24
Said Nursî’yi konuşmak gerçekten de cesaret ister.

Öyle her önüne gelen onu konuşamaz. onda öyle bir ilim ve hakikat kisvesi var ki, ne leke tutar, ne çamur bulaşır. Müftüoğlu olmak yetmez; Müderrisoğlu olsan ne yazar.

Onu konuşanda çap lâzım. Çapı yetmeyenlerin haddi değil konuşmak.

Said Nursî; lokal bir şahsiyet değil, mevzi bir şahsiyet hiç değil. O, ulusal ölçekte dâvâsını dillendiren; evrensel normlarda İslâm’ın ve imanın mücadelesini veren abide bir şahsiyettir.

“Bir tek gayem vardır:

“O da mezara yaklaştığım bu zamanda İslâm memleketi olan bu vatanda bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. Bu ses, âlem-i İslâm’ın iman esaslarını zedeliyor. Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor… Bu iman düşmanlarına karşı mücahede açan dindar kuvvetlerle el ele vermek benim için mukaddes bir gayedir. Beni serbest bırakınız, el birliğiyle, komünistlikle zehirlenen gençlerin ıslahına ve memleketin imanına, Allah’ın birliğine hizmet edeyim.’’ 1 

Diyordu ve ateizmle, sosyalizmle, bolşevizmle, komünizmle, bu memlekette ulusal ölçekte ilk mücadeleyi başlatıyordu.

Ve aynı zamanda, bütün dindar cemaat ve oluşumlarla ortak mücadele azmini ortaya koyarak, ittifak ve ittihadı önceliyordu.

O, insanlığın ve İslâm’ın baş belâsı dinsiz ve ateist; Kuzeyin kızıl yangınıyla mücadeleyi fikren, ilmen ve kitabî olarak verirken, sadece bu vatandaki dindarlarla değil, evrensel ölçekte topyekûn birliktelikten yana olan geniş ufuklu bir mücadele adamıdır.

“Şimdi, ehl-i iman, değil Müslüman kardeşleriyle, belki Hırıstiyanın dindar ruhanileriyle ittifak etmek ve medar-ı ihtilâf meseleleri nazara almamak, niza etmemek gerektir. Çünkü küfr-ü mutlak hücum ediyor.’’ 2

Yine evrensel ölçekte çaplı ve ufuklu düşünen Üstad Bediüzzaman diyor ki:

“Hatta hadis-i sahihle, ahir zamanda İsevîlerin hakikî dindarları ehl-i Kur’ân ile ittifak edip, müşterek düşmanları olan zındıkaya karşı dayanacakları gibi; şu zamanda dahi ehl-i diyanet ve ehl-i hakikat, değil yalnız dindaşı, meslektaşı, kardeşi olanlarla samimî ittifak etmek, belki Hırıstiyanların hakikî dindar ruhanîleri ile dahi, medar-ı ihtilâf noktaları muvakkaten medar-ı münakaşa ve niza etmeyerek, müşterek düşmanları olan mütecaviz dinsizlere karşı ittifaka muhtaçtırlar.’’ 3

Komünist bloka karşı kurulan NATO’ya ve dahi, Avrupa Birliği’ne de bu zaviyeden bakmak gerekir.

Said Nursî, Vatikan’daki Papalık makamına Zülfikar adı verilen, Kur’ânın mu’cize oluşunu anlattığı ve aynı eserde Peygamber Efendimizin (asm) mu’cizelerini ve peygamberliğini konu alan eserini gönderirken, İslâm’ın tebliğini, Hırıstiyan dünyaya yapmış oluyordu. Ve papalık kendisine bu eserinden dolayı ‘teşekkür’ ediyordu.4

 Aynı Said Nursî;

İstanbul’un İngilizler tarafından işgali yıllarında, İngiliz Anglikan Kilisesi’nin Meşihet-i İslâmiye dairesi tarafından cevaplanması istemiyle sorulan altı aşağılayıcı suale de;

 “Bana dediler ‘ Bir cevap ver’. Onlar altı suallerine altı yüz kelime ile cevap istiyorlar. Ben dedim; altı yüz kelime ile değil, altı kelime ile değil, hatta bir kelime ile değil, belki bir tükrük ile cevap veriyorum.’’ 5 diyerek tebliğin yerine ve zamanına, hangi makamda kime göre, nasıl yapılması gerektiğinin ölçüsünü de ortaya koyuyordu.

Ayrıca Müftüoğlu’nun bahsini ettiği, Zülfikar mecmuasını Said Nursî, kendisinin değil de, Hz. Ali’ nin yazdığını beyan ettiği yalanı, yüzüne çarpılan bir iftira olarak tescillenmektedir.

Kim, nerede, ne zaman böyle bir ifade kullanmış? Said Nursî, hangi eserinin, hangi cümlesinde böyle bir şey söylemiş. 

Cevap verilmediği takdirde bu iftira Müftüoğlu’nun yakasına yapışacak bir çamur olarak kalmaya devam edecektir.

Görüldüğü üzere Said Nursî’yi konuşmak gerçekten cesaret ister! 

Çapı yetmeyenler said Nursî’yi konuşamazlar!

Dipnotlar:

1- Said Nursî. Şuâlar. YAN. s. 427.

2- Said Nursî, Emirdağ Lâh, YAN. s. 179.

3- Said Nursî, Hizmet Rehberi, YAN. s. 72.

4- Said Nursî, Emirdağ Lâh. YAN. s. 303.

5- Said Nursî, Tarihçe-i Hayat. YAN. s. 124.

Okunma Sayısı: 2449
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yüksekdağ

    27.12.2018 19:31:53

    Evet gerçekten de Said Nursî'yi konuşmak cesaret ister. Allah razı olsun. Yüreğine sağlık Atilla Ağabeyim 👏

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı