"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Toker’in ifadelerine son söz

Atilla YILMAZ
22 Kasım 2018, Perşembe
Risale-i Nurlar’ı ‘Anlaşılmaz bir takım büyük lâfların altalta yazılması’1 olarak tanımlayan Metin Toker; işin aslına bakarsanız, Said Nursî konusundaki hazımsızlığının gerçek sebebi; Risalelerin anlaşılmazlığı falan değildir.

Sayın gazetecinin asıl derdi; Said Nursî’nin Mustafa Kemal’le olan anlaşmazlığıdır. “Gerçi o anlaşılmaz sözlerle söylenilen şey, bir noktada, pek o kadar da anlaşılmaz değildir.’’2 diyen Metin Toker’in anladığına bir bakalım:

“Said Nursî İstiklâl Savaşı sırasında, Ankara’nın Halifeyi kurtaracağına inandığı için Ankara’ya gelmiş, laik bir devlet rejiminin ve Cumhuriyetin kurulması üzerine Atatürk’e kızarak Vana gitmiştir.’’3

Bu ifadelerde bir çok sakatlık olmasına rağmen, doğru olan şey Mustafa Kemal’le, Said Nursî’nin dost olmadığıdır.

Bir kere Said Nursî, cumhuriyete niçin karşı olsun? Tâ 1908 yılından beri Meşrûtiyetin, parlamenter sistemin ve cumhuriyetin savunuculuğunu yapan bir adamı, cumhuriyet düşmanı olarak göstermek sapla samanı karıştırmaktır.

Sayın Toker eğer art niyetli olmamış olsaydı, Bediüzzaman’ın hayatına bir göz atar; onun ne kadar demokrat ve cumhuriyetçi bir anlayışa sahip olduğunu görürdü:

“Benden sordular ki: ‘Cumhuriyet hakkında fikrin nedir?’

“Ben de dedim: ‘Eskişehir mahkeme reisinden başka daha sizler dünyaya gelmeden ben dindar bir cumhuriyetçi olduğumu elinizdeki tarihçe-i hayatım ispat eder. Hülâsası şudur ki: O zaman şimdiki gibi, hali bir türbe kubbesinde inzivada idim. Bana çorba geliyordu. Ben de tanelerini karıncalara verirdim, ekmeğimi onun suyuyla yerdim. İşitenler benden sordular. Ben de derdim: Bu karınca ve arı milleti cumhuriyetçidirler. O cumhuriyetperverliklerine hürmeten, tanelerini karıncalara verirdim.’’ 4

Bu yazılıp çizilenler geçmişte kalsa bile, Türkiye’de çok uzun bir dönem çarpık eğitim sisteminin hegemonyasında, bu milletin çocuklarına, bu tür gazeteci araştırmacı  tiplemelerin, bu yobazca fikirleri adeta bir ninni gibi pompalandı. Yeni yetişen nesillere, Said Nursî düşmanlığı aşılandı. Onun için bunların iftiralarının temelsizliğine vurgu yapmak durumunda kaldık.

“Ondan başka her akım (Nurculuğu kastediyor) gâvurluk, kâfirlik şeklinde nitelendirilmiştir.’’ 5

Şu iftiraya bakar mısınız? Said Nursî ki; meşrûtiyetin ilânı yıllarında Şark’taki aşiretlerin kendisine sorulan bir sualde der ki:

‘’Sual: Bir kısım Jön Türk der: ‘Demeyiniz Hırıstiyanlara hey kâfir! Zira ehl-i kitaptırlar. 

“Neden kâfir olana kâfir demeyeceğiz?

“Cevap- Kör adama, hey kör demediğiniz gibi… Çünkü eziyettir. Eziyetten nehiy vardır.’’ 6 

Kâfire bile kâfir  demekten imtina eden, böyle ulu bir şahsiyete, bu denli  bir iftira atmak sahibine yapışan bir çamurdan başka bir şey değildir.

Nurcuların veya Said Nursî’nin kendileri dışındaki gruplara, cemaatlere böyle söylediklerini, onların ağzından veya kaleminden bulabileceğiniz bir tane örnek gösterebilir misiniz acaba?

Bir de şu söylediklerine bakınız:

“Müslümanlara Kur’ân dışında bir anayasa lâzım değildir. 1347 tarihinde felsefenin tahakkümü ile bu dindar millete ehemmiyetli tahayyüşler duçar kılınmıştır. Ve Anayasada, devlet dininin İslâm olduğu konusundaki hüküm kaldırılmıştır. Bu şekilde gerçek Kanun-i Esasî tatbik edilmediği gibi, Kur’ân’da belirtilen şer’i inkılâpta tahakkuk ettirilememiştir. Halbuki  Kur’ân, cumhuriyet anayasası gibi birkaç kişinin değil, İlahî bir iradenin sonucudur.’’ 7

Sayın yazar bu ifadeleri, Bediüzzaman’ın Mu’cizat-ı Kur’âniye Risalesi’nden alıntı yaptığını belirtmektedir.

Bu ifadeler tamamen Metin Toker’in hayalinden uydurduğu cümlelerden başka bir şey değildir.

Bediüzzaman’ın Asa-yı Musa isimli eserinde bu tarihle ilgili kayda bir bakalım:

“Hem meselâ ‘ve min şerri hasidin iza hased’ cümlesi (şedde ve tenvin sayılmaz) yine bin üç yüz kırk yedi (1347) edip, aynı tarihte, ecnebi muahedelerin icbarıyla bu vatanda ehemmiyetli sarsıntılar ve felsefenin tahakkümüyle bu dindar millete ehemmiyetli tahavvüller vücuda gelmesine..’’8 

Bediüzzaman bu âyetten yola çıkarak, Hz. Ali’den (ra) kendisine tevarüs eden cifir hesabını kullanarak; bu âyetin, bu vatandaki o tarihe tekabül eden tarihi ve olağandışı değişikliklere parmak basmaktadır.

Güya alıntı yaptığı paragraftan sadece bu cümleyi almış, ama diğerlerinin hepsini uydurmuştur.

Sayın Toker, hızını alamayarak hezeyanlarına devam etmektedir:

“Bütün Nurculuk, bir hayat felsefesi ve Said Nursî ciddî bir filozoftur-hatta peygamberdir- iddiası..’’ 9

Bak sen.. Nurcuların böyle bir iddiası mı varmış? Sümme haşa..

Nurculara ait olan veya ben Nurcuyum diye tarihinden beri yazan çizen, Nurculuğa aidiyet hisseden hiçbir şahsın, hiçbir Nurcunun yazılı veya sözlü, böyle bir ifadesi olmuşsa, bunu isbat etmeyen Toker kocaman bir iftiracı ve yalancıdır.

Yoksa bunlar; Toker’in işkembesinin uydurmalarından öteye geçmeyen yalan ve hezeyanlardır.

Toker ve onun gibi düşünenler bu memlekette marjinal olarak kalmışlar ve kalmaya mahkûmdurlar. Ama hazmedemedikleri Said Nursî ve onun Çağdaş Nur Risaleleri sadece Türkiye’nin değil yer yüzünün ufuklarını İslâm’ın Nuruyla aydınlatmaya devam edecektir.

Bakalım sıradaki kim? Haftaya buluşmak ümidiyle.

Dipnotlar:

1- Metin Toker. Solda ve sağda vuruşanlar. Akis yayınları. Ankara-1971. s.146 2- age. 3- age. 4- Bediüzzaman Said Nursî. Şuâlar. YAN. s. 378. 5- Metin Toker. Solda ve sağda vuruşanlar. Akis yayınları. Ankara-1971. s. 146. 6- Bediüzzaman Said Nursî, Münâzarât. YAN. s. 72. 7-Metin Toker. Solda ve sağda vuruşanlar. Akis yayınları. Ankara-1971. s. 148. 8- Bediüzzaman Said Nursî. Şuâlar. YAN. s. 238. 9- Metin Toker. Solda ve sağda vuruşanlar. Akis yayınları. Ankara-1971. s. 149.

 

Okunma Sayısı: 1631
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı