"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bu adam kim?

Ayşenur AKAY
09 Aralık 2018, Pazar
Şanlıurfa’da düzenlenen kitap fuarında, bu yıl biz de Yeni Asya Neşriyat olarak yerimizi aldık. Açıkçası Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ilk defa bu kadar büyük bir organizasyon yapılıyordu.

Her yıl başka şehirlerde neşriyatımızı görmek bizi sevindirirken, “Buralarda da yapsak ne güzel olurdu.” diye çok duâ ettik. Rabbim de kabul etti. Fuarda ilk defa görev almıştık. Bir yandan çok heyecanlıyken, diğer yandan Türkiye’de okuma oranı en az olan ilimizde talep az olur diye düşünüyorduk. Fakat fuar beklentilerimizin çok üzerinde ilgiyle karşılandı. Fuarların “Bu zamanda Nurlar’la hizmet-i imaniye, her tarafta ilânatla ve muhtaç olanların nazar-ı dikkatlerini celb etmekle olur.” sözünün bir tezahürü olduğunu düşünüyorum. Öbür türlü bir cam fanusun içinde yaşarken, farklı kesimden insanlara Risale-i Nurlar’ı ve Üstadı tanıtmak, anlatmak, sorulan pek çok soruya cevap vermeye çalışmak, özellikle zor günler geçirdiğimiz bu zamanlarda bunu başarmak çok önemliydi. İnsanların Risale-i Nur üzerindeki yasak kitap algısını kırdığımız gibi, hakkın yanında haksızlığın karşısında olan herkesin dayanak noktası ve medar-ı iftiharı oldu Yeni Asya. Fuar süresince o kadar güzel olaylara şahit olduk ki, hepsini anlatmaya ne kelimeler yeter ne de sayfalar. Ben hakkalyakin yaşadığımız bazı olayları size anlatayım istiyorum ki, bu güzellikler dalga dalga yayılsın yurdun dört bir yanına ve şevk olsun hepimize...

Güzel giyimli bir hanımefendi yaklaştı standımıza. Mahcup gözlerle bize bakarak: “Ben kendimi çok cahil hissediyorum. Yıllardır okumadığım kitap, tanımadığım yazar kalmadı. Fakat ben ilk defa bilmediğim birini ve kitaplarını görüyorum. Eşime “Bu adam kim?” diye sorduğumda “Bediüzzaman Said Nursî” dedi. Ve ben ilk defa duyuyorum bu ismi. Bana anlatır mısınız kim bu Zât? Kitaplarında nelerden bahsediyor?” dedi. Yarım saate yakın konuştuk kendisiyle. Hayretler içerisinde dinledi. Kendisine okuması için bazı kitaplar ve hediyeler verdik. Okuyacağına söz vererek tekrardan geleceğini söyledi ve ayrıldı standımızdan. Sadece bu hanım için bile geldiysek değer dedim kendime. Şaşkınlığım gün boyu devam etti...

Bir abla vardı. İsmini vermeyeceğim, ama o okursa bu yazıyı -ki muhtemelen okuyacak- kendisini tanır. İlk günden itibaren her gün gelip standımızdan kitap aldı. Sonra hapishanelere göndermek için aylardır biriktirdiği parasını bize verip oralara Medrese-i Yusufiye setini gönderdi. Gazetemizi ve diğer yayınlarımızı sıkı takip ediyormuş. Gazete ve dergilere abone olmak istedi. Aynı zamanda derslere gelmek istediğini belirtti. Cemaatimizin duruşundan dolayı tebrik etti bizleri. Cemaatin bir ferdi gibi o kadar çok destek oldu ki bize, hayretler içerisinde kaldım günlerce, etkisi hâlâ devam ediyor...

Uzun saçlı, uzun sakallı ve modern giyimli bir beyefendi standımızın kenarından geçiyordu. Ben de içimden “Bu adam buraya bile bakmaz, kesin karşıt görüşlü biridir.” diye geçirirken bir baktım ki Risale-i Nurlar’ı inceliyor. Yüzüme bir tokat yesem bu kadar sarsılamazdım her halde. 

Şaşkınlıkla yanına yaklaştım. Sözler kitabını almak istediğini söyledi ve aldı. “Okur muyum bilmiyorum, ama sizi sosyal medya üzerinden takip ediyorum. Duruşunuzu çok takdir ediyorum. Şu anda hakkı söyleyen tek yayın organısınız. Sırf destek olmak için almak istiyorum.” dedi ve gitti. Ben de kalbini açıp bakmadığım bu insana sû-i zan beslediğim için kendimden çok utandım...

Bir polis memuru standın yanından geçerken yanımıza geldi. “Sizin duruşunuz bize ümit veriyor. Gazetenizi takip ediyorum. Allah sizlerden razı olsun” dedi. Çocuğuna ve eşine bir kaç kitap aldı. Sonra Kâzım Güleçyüz Ağabeyin ne zaman geleceğini sordu. Sivil olduğu bir gün tekrar uğrayacağını söyledi ve gitti. Sonraki günler o polis memurunun gelmesini bekledim. Kâzım Ağabeyin imza gününe de gelmedi. Ben de unuttu her halde diyordum. Son gün bir arkadaşıyla tekrar standımıza uğrayıp selâm verdi. Gelmeyi çok istediğini, fakat hiç izin alamadığını söyleyip özür diledi ve helâllik istedi. Bizi hiç tanımayan bir insanın gösterdiği bu vefa ve muhabbet örneği beni çok duygulandırdı...

Mağdurlardan ve mazlûm insanlardan gelen büyük bir kesim oldu. Yaşadıkları sıkıntıları bizimle paylaştılar. Gözlerin dolduğu o günlerde birbirimize teselli kaynağı olduğumuzu düşünüyorum. Allah hepsinin yar ve yardımcısı olsun...

Yaklaşık bir buçuk yaşında olan birkaç çocuk standın önünden geçerken “Anne bak, dede!” demesi, fıtratı tertemiz olan bu yavruyu gören bizlere tebessüm ettirdi.

Ailelerin çocuk yayınları için direkt bizim standı seçip “Size güveniyoruz.” diyerek kitap alması bizi çok mutlu ederken, öte yandan bu yayınların çoğaltılması yönündeki büyük talebi iletmemizi istediler...

Diğer standlara kıyasladığımda, bizim stanttaki herkesin vazifesine bakıp Risale-i Nur’un neşrine odaklanması ve mahremiyet meselesine azamî derecede dikkat etmesi takdire şayandı. Gençlerimizi bu hassasiyetlerinden ötürü ayrıca tebrik etmek istiyorum...

Bizim diğer standlardan ayıran çok önemli bir fark da şuydu. Hemen hemen hepsi kitapları para kaynağı olarak gördüğü için işin sadece ticarî boyutuna bakıyordu. Bizim amacımız ise insanların sadece Risale-i Nur okumasına vesile olmak olduğundan dolayı (Cesim Ağabey duymasın) çoğu zaman gereğinden fazla indirim yaptığımız da oldu, kitabı almaya gücü yetmeyenin parasının üstünü tamamladığımız da. Cesim Ağabey kızmasın, daha sonra kendisinden öğrendiğimiz bazı taktiklerle zararı elden geldiğince kapatmaya çalıştık.

Kitap fuarı vesilesiyle derslerimize gelmek ve gazeteye abone olmak isteyen pekçok kişi oldu. Her birine irtibat adresi verdik.

Hizmet hayatımın tamamını toplasam bu kadar insana Risale-i Nur’u tanıtmamışımdır. Zübeyir Ağabeyin “En az 25 kişiye Risale-i Nur’u tanıtın.” demesini şimdi daha iyi anlıyorum. Şanlıurfa’nın Risale-i Nur’a ve Üstada muhabbetinin güzelliğini, her standın önünden geçenin orada fotoğraf çektirmesinden anlıyorduk. Konuşmaktan ve tebessüm etmekten çenemizin ağrıdığı ve bedenimizin yorulduğu, fakat vicdanımızın, kalbimizin ve ruhumuzun çok rahat olduğu bir ortamdı. Doktorundan mimarına, mühendisinden ilahiyatçısına, her kesimden genç kardeşimin aynı dâvâ peşinde koşması, adeta İttihad-ı İslâm’ın küçük bir versiyonu gibiydi. Şanlıurfa cemaatinin, ablalarımızın ve ağabeylerimizin fedakârlığı muhteşemdi. Bir dâvâda ittihad etmiş bu dâvâ erlerinin uhuvvet ve tesanüdle neler yapabileceğinin bir numunesiydi bu fuar. Gereksiz vesveselerden ve tereddütlerden uzak durup şahs-ı mânevînin ruhunu oluşturduğumuz 1111 kuvvetini başka hiçbir şekilde elde edemeyiz. Bu ruhu meydana getiren her bir ferde binler tebrik ve duâlar, maşallahlar. Bu sırrın her yerde ve her zamanda yakalanması duâsıyla..

Okunma Sayısı: 2510
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mikail Yaprak

    9.12.2018 19:58:06

    Tebrikler. Çok duygulandım. Bu samimi ve yürekten yazıyı yayarken, şunu ilave ettim: Bu zor dönemde Nur'un neşir ve ilanı için seferber olanlara biz de oturduğumuz yerden dua edelim bari. Rabbim bu çalışmaları onlar için kolay kılsın, manileri def etsin ve muhtaçların gelip bulmalarına vesile kılsın. Amin.

  • Necati

    9.12.2018 15:43:00

    Tebrikler,nurun kahramanlarını rahmetli Halil Uslu ağabeyin dediği gibi ayakta alkışlıyoruz. Darısı ve daha güzel hizmetler inşaallah diğer fuarların başına. Yeni Asya'a daha çok sahip çıkmak ve maddi manevi azami fedakarlık ile bu istikametli yolun daim yolcusu olmanız, olmamız duasıyla...

  • Firdevs

    9.12.2018 01:25:10

    Allah razı olsun kardeşim ne kadar güzel şeyler yaşamış ve insanların yaşamasına vesile olmuşsunuz siz ve sizin gibi hizmet dairesindeki kardeşlerimizin sayısını artırsın ve davada sadakatten ayırmasın inşallah Rabbim

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı