Malatya’nın Darende ilçesine bağlı Günpınar Şelâlesi ziyaretçilerine tefekkürlük bir mekân sunuyor. Burada Cenâb-ı Hakk’ın pek çok esmasını hayretle temaşa etmek mümkün.
Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin de veciz bir şekilde ifade etmesi duygularımıza tercüman oluyor: “Eğer o yüksek hakikatleri yakından temaşa etmek istersen, git fırtınalı bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor, ‘Ne diyorsunuz?’ de; elbette, ‘Yâ Celîl, yâ Celîl, yâ Azîz, yâ Cebbar’ dediklerini işiteceksin.”1
Evet bu hakikatleri bilip dikkat eden herkes bu sesleri adeta işitiyor, işitmese bile hissediyor. Yine Bediüzzaman’ın dediği gibi: “Sen de dikkat etsen, okuyabilirsin. Güya kâinat azim bir musika-i zikriyedir; en küçük nağme, en gür nağamata karışmakla, haşmetli bir letafet veriyor.”2 “Bir saat tefekkür, bir sene ibadetten daha hayırlıdır”3 hadis-i şerifini yaşadığımız bu harikulâde mekânda Üstad Bediüzzaman yine bize çok güzel bir tefekkür penceresi açıyor ve diyor ki: “Şimdi bak çeşmelere, çaylara, ırmaklara; yerden, dağlardan kaynamaları tesadüfî değildir. Çünkü, onlara terettüp eden âsâr-ı rahmet olan faydaların ve semerelerin şahadetiyle ve dağlarda bir mizan-ı hikmetle gönderilmelerinin delâletiyle gösteriliyor ki, bir Rabb-i Hakîm’in teshiriyle ve iddiharıyladır. Ve kaynamaları ise, Onun emrine heyecanla imtisal etmeleridir.”4
Kâinattaki bu musika-i İlâhiyeyi dinlemeye ve izlemeye doyamayacağınız bu seyrangâhı bütün dostların gidip görmesini tavsiye ederek sözlerime yine Üstadın Lemaat’taki veciz ifadeleriyle son vermek istiyorum:
“Dinle, havadaki demdeme, kuşlardaki civcive, yağmurdaki zemzeme, denizdeki gamgama, ra’dlardaki rakraka, taşlardaki tıktıka birer manidar nevaz. Terennümat-ı hava, naarat-ı ra’dıye, nağamat-ı emvaç, birer zikr-i azamet. Yağmurun hezecatı, kuşların secaatı birer tesbih-i rahmet, hakikate bir mecaz.”5
Dipnotlar:
1- Sözler, Yeni Asya Neşriyat 2012, yeni Külliyat, s. 534.
2- A.g.e. s. 535.
3- Hadis-i Şerif, Keşfü’l-Hafâ, 1:1004.
4- a.g.e. s. 1093
5- a.g.e. s. 1211.