"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ubudiyette kaliteyi yakalamak

Dr. Aytekin COŞKUN
25 Ağustos 2018, Cumartesi 00:07
Kulluğumuzun altında yatan, Cenâb-ı Hakk’ın isteği doğrultusunda yaşamayı başarmak olmalı. Davranışlarımızı ‘’ahsen-i takvîm’’ sırrına taşımak olmalı. Kaliteli insan olmak, ya da ‘kalitatif nesli’ yakalamak olmalı.

Peki bunu nasıl başarabiliriz? Akıl, ruh, kalp ve nefis dairesindeki ubudiyet ve kulluğumuzun kalitesinin, davranışlarımıza yansımasını nasıl temin edebiliriz? Şu şekilde açıklamak mümkün: “Kalite nedir?” sorusu ile başlayalım. Dünya boyutu tanımıyla kalite; değişkenliği pozitif yönde azaltan, standart hale getiren, devamlılık, verimlilik, dengeli sonuçlar elde etmemize yarayan ve geleceğe yatırım yaparak bir programa uymaktır diyebiliriz. Kalitenin yaşantımızın her yönü ile bağlantılı olduğunu aslında pek fark etmeyiz, oysa bütün hayatımızın ve fiillerimizin içindedir.

Hayatımızın her anındaki davranışlarımız da kalitenin yer aldığını ve etkin olduğunu önemsemeyiz, ama her şeyde kaliteyi ve onun faydalarını görmek mümkündür. Arkadaşımla, salaş bir restoranda balık yerken birden hayatımızdaki var olan standartları konuşmaya başladık. Standartları yakalayamamanın ve sistemsizliğin insanın kendisinin iç dünyasında boşluk oluşturduğunu, yaptığı işten keyif almadığını ifade ederken, bir çözümün olması gerektiğini de konuşuyorduk. Sistemsizliğin, getirmiş olduğu bıkkınlığın çaresini bulduğunu ve yakın zaman önce okuduğu bir kitaptan etkilendiğini ifade etti. Kitap, Bediüzzaman’ın yazmış olduğu İhlâs Risalesi idi. İlk sayfasındaki yer alan ve hayata yön veren dört prensibin, standart dışı yaşamanın ve sistemsizliğin çaresi olabileceğinden bahsedince düşünmeye başladık. 

Yanında olan kitabı çıkarıp birinci prensibin başlığını okuması ile “Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı” ikimizin de düşünce dünyasında açılımlar oldu. Standartlarla kalite arasındaki bağlantı aklımıza geldi. Dolayısıyla kalite ile rıza-yı İlâhî ve kulluk arasındaki bağı ve nasıl bir ilişki olduğu hakkında düşüncelerimizi konuşmaya başladık. O yüzden kafamızdaki ana tema; kalite ve ubudiyet (Rıza-yı İlâhî) olarak belirdi. 

Hem dünyevî, hem uhrevî bütün işlerimizde ne kadar önem arz ettiğini bir kez daha fark etmeye başladık. Dünyevî işlerimizde modern çağın getirisi olan internetin etkisi ile hayatımızın standardının uzaktan bir kumanda ile yönetilir durumda olduğunu fark ettik. Burada asıl olması gereken, Rahmanî kumandanın etkisinde olmaktı. Yoksa ubudiyetten ve rıza-yı İlâhîden giderek uzaklaşılmakta, ne yazık ki. 

Bütün dünya özellikle gelişmiş ülkeler kalite konusunda inanılmaz çalışma içindeler. Özellikle EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) Avrupa odaklı mükemmellik modeli olarak birçok sistemin başarılı olmasında etkin olmuş bir model. 

Bu model, başarının asıl hedefi, sürekli olarak “değer oluşturabilmektir.” der. Başarının altında, hem “Doğru işin yapılması” hem de “İşin doğru yapılması” ile mükemmelliğe ulaşılır diyerek yol gösterir. İşte dikkate vermek istediğim tavır da bu. Doğru işin yapılması, işin doğru yapılması, yani kulluğumuzu bilmemiz ve bunu en üst seviyede yapabilmeyi başarmamız; bütün maksadımız bu olmalı. 

Maddî âlem de devamlı ve sürekli başarılı olmak için standartlara uymak gerekiyorsa mana âleminde de bu başarıyı yakalamak için aynısı gerekli değil mi? Peki, ortada bir örnek, bir misal var mı? Elbette, Peygamberimizin (asm) tarzı ve hali en yüksek kaliteli kulluğun örneği. Yapabilirsek kulluğumuzdaki en yüksek kaliteli tavır ve davranışları, standartları yakalayabilir miyiz? Evet elfü elfi kez evet.

Kalite yönetiminde kantitatif yani sayısal veriler, kalitatif bir anlayış için gerekli. Bütün bunlar kaliteyi nasıl yakalarız ve devam ettiririz noktasında geliştirilmiş yönetim sistemleridir. Peki, bu davranışların kuralları ya da ortak dilleri var mı? Evet, bunlar başta da ifade ettiğimiz gibi, Performans, Güvenilirlik, 

Uygunluk, Dayanıklılık, Niteliklilik, Estetik, Devamlılık, Takip Edilebilirlik, Etkinlik, Verimlilik. 

Bunlar arttırılabilir belki, ama temel olarak bu kavramlara herkesin katılımını sağlamak, sürekli iyileştirme yolu ile uygun fayda elde etmek esas yaklaşımdır. Bunun için standartlaşmaya gidilmesi ana prensiptir. Buradan yola çıkarak, kalitenin, inancın ve kulluğun temellerinden biri olduğunu anlamak hiç de zor değil.

İhlâs Risalesi’nin ilk cümlelerini bu anlayışla birlikte okuyalım. “Bu dünyada, hususen uhrevî hizmetlerde en mühim bir esas, en büyük bir kuvvet, en makbul bir şefaatcı, en metin bir nokta-i istinad, en kısa bir tarîk-ı hakikat, en makbul bir duâ-yı manevî, en kerametli bir vesile-i makasıd, en yüksek bir haslet, en safi bir ubudiyet: İhlâstır. Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.”     

Risaleyi, uhrevî anlamda, yani mana âlemi ya da bilinmeyen âlemin ya da bilinen ve şahit olunan âlemlerin gözü ile okumaya başladığınızda pencereler açılmaya başlıyor. Neden böyle tasvir ediyorum, aslında her iki âleminde aynı mühür ve kanunlarla işliyor ve aynı anahtarlar ile açılıyor olması.  

Amelimizde rıza-yı İlâhî olmalı. Yani ihlâs olmalı. Peki, ihlâs bizi nereye taşıyor? Allah’ın rızasını almaya. Peki ,rıza nasıl alınmalı? İşte burada Allah’ın razı olduğu, memnun olduğu beğendiği sevdiği ölçüler devreye giriyor. Yani her şeyde olduğu gibi Allah’ında memnun olacağı fiiller. O’nun isim ve sıfatlarında gizlenmiş, insan ruhunda, kalbinde, aklında, düşüncelerinde ve bedeninde açığa çıkmasını istediği ölçüler. Peki, ölçü dediğinizde modern anlamda ya da dünyevî anlamda standartlar bunun karşılığı mıdır? Evet. Standart dediğiniz şey ise kalitenin birinci çıkış noktası değil midir? Evet. Herkesin katılımını sağlayarak, sürekli iyileştirme yolunu benimsemek. (Adeta hep birlikte ihlâslı olmayı yakalamak).

Üstadı yeniden bu gözle okumaya devam edelim, 

1- Mühim bir esas: Dünyevî meşgalelerde üzerinde durulması gereken temel prensipler, asıl yöntemler, herkesin aynı standardı uygulamasındaki eşit kurallar,

2- Makbul bir şefaatçi: Yaptığınız işlerde kaliteyi yakaladığınızda önemli bir referans, size kol kanat geren geçmişiniz, 

3- Makbul bir duâ: Yaptığınız işlerde amelî ya da fiilî başarı,

4- Safi bir ubudiyet: Sonuçta kaliteyi yakaladığınız için saf ve cüruftan uzaklaştırılmış bir kulluk,

5- En kuvvetli bir dayanak noktası: Hata yapıldığında ölçülebilir, tartılabilir, konumlandırılabilir bilgi ve becerilere sahip olma, veri havuzunun oluşması,

6- Büyük bir kuvvet: Hata unsuru taşıyanlara tedbir alınması ‘önlenebilir kusur’ haline getirme, doğruları göstermede ya da benimsetmede eldeki var olan ortak kriterler,

7- En kerametli bir vesile-i makasıd: Özellikle maddî ve manevî âlem de başarılı olmak ve bir seviyeye ulaşmadaki hedef tayini, maksat,

8- En yüksek bir haslet: Bu standartlara ve bu kaliteye uyanlarda en güzel hal ve tavırlar, Örnek; Efendimiz (asm) değil mi?

9- En kısa tarik-i hakikat: Ulaşmamız gereken maddî ve manevîâlemler de ya da işlerde en kısa yol. 

UBUDİYET = İHLÂS = ALLAH’IN RIZASI = ÖLÇÜLER = STANDARTLAR = KALİTE;

Kısacası, anlatmak istediğim ve kendi nefsime de aynı şeyleri telkin ettiğim hadise şu; kalite aslında bizim temel inancımızın ta kendisi. Maddî âlemin bakış tarzı ile bakıldığında kalite olarak önümüze konan kriterler, Allah’a ulaşmadaki tarikin kriterlerini bir nebze olsun bize göstermiş oluyorlar. Bunlara sahip çıkmak ve uygulamak ana hedefimiz olmalı. Hem davranışlarınız da kalitatif olacaksınız, kaliteyi, yani mükemmel ubudiyet kriterlerini yakalayacaksınız hem de her yaptığınız işte Rıza-yı İlâhî adına yapma niyetinde olduğunuzdan, uhrevî âlemde kazanımda da olacaksınız. İşte hem dünyevî, hem uhrevî saadet böyle kazanılıyor. Bu anlamda kaliteli bir hayat diliyorum ve kaliteli kulluğun ilk adımı Bismillah’ı selâm ve duâ ile.

Okunma Sayısı: 1981
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı