"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hissiyatımızı meşverete feda edelim

Bilal Said PARLAKOĞLU
06 Ekim 2018, Cumartesi
Risale-i Nur hizmetinde çok güzel bir sistem var.

Nur Talebesi bir sıkıntıya düştüğünde, bir problem ile karşılaştığında ilk önce Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye esaslarına müracaat eder, eğer orada içinde bulunduğu sıkıntı ile ilgili bir hüküm yoksa ya da kendisi bulamadıysa, onların bu asırdaki en güzel tefsiri olan Risale-i Nurlar’a müracaat eder. Eğer Risale-i Nur içerisinde de derman bulamadıysa ya da var olan hükmü kendi sorununa tatbik edemediyse Bediüzzaman Hazretleri’nin hayatından nakledilenlere bakar, fakat onları önce aklın ve düsturların mihengine vurur. Çünkü nakledilen her rivayet doğru olmayabilir, ya da zaman içerisinde hakikatin sureti değişmiş olabilir. Eğer kendi gayreti ile bulamadıysa Nur Talebesinin yapacağı en doğru şey elbette meşveret etmektir. Bediüzzaman Hazretleri Nur Talebelerine bu dersi vermiştir. Sorunlarını meşveret ederek çözmek Risale-i Nur hizmetini diğer hizmet usûllerinden ayıran önemli düsturlardan birisidir. Öteki türlü kimse ile meşveret etmeden şahsî gayret ile sorunlarını çözmeye çalışanların savrulmadan kendilerini muhafaza etmesi pek de mümkün görünmemektedir. Nur Talebesinin niteliği budur. Nur Talebesi her meselesini meşveret ederek çözer.

Meşveret etmek veya meşveret edildikten sonra kararı tatbik etmenin önündeki en büyük engel hiç şüphesiz enaniyetimizden kaynaklanan hissiyatımızdır. İnsanlar olarak “ben bilirim, ben yaparım, kimseye ihtiyacım yok, kendi aklım bana yeter” dedikçe meşveretin ve şahs-ı manevinin sırrı ile 20 gözle görmek 10 akılla düşünmek hakikatinden ve seçimlerimizde isabet etmekten mahrum kalırız. Hissiyatın akla galip olduğu ve enaniyetin kuvvetlendiği insanlarda bu hâl yaygın olarak görülür. Bu, bizler gibi Nur dairesi içerisinde bulunan insanlar için büyük bir tehlikedir.

Gençlikte hissiyatımızın daha ağır basması ve enaniyetimizin nispeten daha kuvvetli olması dolayısıyla bu tehlike biz gençlerde daha büyüktür. Biz gençler hissiyatımızın tesirinde kaldıkça kendi başımıza yol bulmaya çalışmakta ve bu süreç içerisinde çok derin iç çelişkiler, çok ağır imtihanlar yaşamaktayız. Başka akıllara müracaat etme ihtiyacı hissetmediğimiz zaman kendi cüz’î akılcığımız ile yolumuzu ne kadar aydınlatabileceğimiz, kendimizi ne kadar muhafaza edebileceğimiz meçhuldür. Zaten insanın gücü ve yapabileceğinin sınırları bellidir. Fiziki güç olarak ne kadar kuvvetli de olsak, yolumuzun üzerindeki büyük bir kayayı kaldırmak hususunda tek başımıza kalırsak çok yorulmamız, hatta o kayanın altında ezilmemiz mümkündür. Aynen öyle de akli meselelerde de aklımızın ve fikrimizin belli bir sınırı vardır. Karşılaştığımız bir sorunda, sorunu her yönden kavramak her açıdan değerlendirmek tek bir akıl için mümkün görünmemektedir. Tek akıl ile meseleye ancak tek yönden bakılabilir. Aklımızın sınırlı olduğunu ve meselelerimizin mühim olduğunu idrak edip, mümkün olduğu kadar Risale-i Nur ile aklı nurlanmış ve meseleye farklı yönlerden bakabilecek insanlara danışmakta, sorunlarımızın çözümü için onlardan yardım talep etmekte büyük bir fayda var. Hissiyat ağır basıp enaniyet yönünden bizi yakaladığı zaman akıl ve vicdanın sesine kulağımızı açmak bize meşveret ahlâkını kazandıracaktır. “Evet, ben biliyorum, fakat bilgim beni bu yükün altından kaldıracak kuvvette değildir, hem ne kadar akıl yardım ederse o kadar mesele kolaylaşır. Ben, bizden daha kuvvetli değildir” diye düşünmek ve gençliği bu düşünce üzere geçirmek ehemmiyetlidir. 

Gençlik elimize bir kere geçecek ve imtihanlar ile dolu dolu geçecek. İleride “keşke gençliğim geri dönseydi de aynı hataları yapmasaydım, keşke her meselede ağabey ve kardeşlerim ile meşveret etseydim” diye düşünmemek ve gençlik dönemini pişmanlıklar dönemi olarak hatırlamamak için meşveret edelim. Hissiyatımızı meşverete feda edelim. Çok gözler ile görüp çok akıllar ile düşünelim ki isabet edelim. Ahirzaman fırtınaları içinde savrulup, mağlûp ve pişman olmayalım. 

Rabbim bizi her meselesini meşveret ederek gençliğini istikametle muhafaza edenlerden eylesin. Amin.

 

Okunma Sayısı: 1789
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    6.10.2018 21:30:23

    Tebrikler kardeşim güzel bir yazı olmuş.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı