"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kriz kendisini ne zaman gösterir?

Bilal Said PARLAKOĞLU
17 Ekim 2018, Çarşamba
Ekonomik krizler birdenbire gelmez.

Ülkeyi krize götüren süreç hep iki ayaklı olmuştur. Krizin bir ayağı ekonomik buhran öteki ayağı ise siyasî belirsizliktir.

Mevcut durumda krizin birinci kısmı olan buhranı şiddetli bir şekilde yaşıyoruz. Hükümetin almaya çalıştığı tedbirler, açıkladığı programlar da bunun en büyük göstergesi. Krizin siyasî kısmı ne zaman kendini gösterir bilemiyoruz. Yerel seçimler, ya da hükümetteki gizli koalisyon ortaklarının anlaşmazlığı ile kriz her an gerçek yüzünü gösterebilir.

AKP’nin iktidara gelmesinde büyük payı olan ekonomik kriz de hatırlarsanız dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile dönemin Başbakanı olan Bülent Ecevit arasında yaşanan tartışma ve “anayasa kitapçığı” fırlatma meselesi ile derinlik kazanmış ve bir gecede piyasalar alt üst olmuştu. Her krizin bir tetikleyicisi olur. Bu kriz döneminin fıtratında vardır. Bu seferki krizin nasıl açığa çıkacağını elbette zaman gösterecektir.

Hükümet travma yaşıyor

Psikolojide “Kübler-Ross modeli” denilen bir model vardır. Bu model kendisinin az bir ömrü kaldığının ya da bir yakınının vefat ettiğinin haberini alan bir insanın göstereceği beş aşamalı tepkileri sırasıyla; inkâr, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme olarak belirlemiştir. Bu aşamalar ne kadar hızlı atlatılır ve insan kabullenme dönemine ne kadar hızlı geçer ise durum ile o kadar hızlı baş edebilir ve üstesinden gelebilir.

Mevcut iktidar da bu kriz döneminde aynı aşamaları yaşıyor muhtemelen. İlk başta dövizin ve enflasyonun yükselmesi ile iktidarı kaybedeceği tehlikesi açığa çıkan iktidar önce bu durumu inkâr etme yoluna gitti. “Kriz yok, durumumuz çok iyi” gibi beyanlar da bunun göstergesi. Fakat iktidar henüz “inkâr” aşamasını aşabilmiş değil, yine de “öfke” aşamasına geçmiş durumda.

McKinsey&Company ile olan anlaşmanın iptal edilmesi de bu yüzden. Ayrıca enflasyon rakamları açıklandıktan sonra TÜİK Başkan Yardımcısı’nın görevden alınması da bu “öfke aşaması”nın tezahürü olsa gerek. 

Sonraki aşama olan pazarlık aşaması da “Enflasyonla Topyekûn Mücadele Programı” ile kendisini gösterdi. Hükümet varlığını inkâr ettiği krizi hafifleterek ve ertelemeye çalışarak kendisini rahatlatmaya ve iyi olduğuna ikna etmeye çalışıyor. Pazarlığın bir diğer ciheti de millete “dişinizi sıkın daha güzel günler gelecek” diye verilen vaadlerde kendisini gösteriyor.

Sonraki aşama ise “çaresizlik ve depresyon” aşaması. Depresyon kelimesinin ekonomik literatürde aynı zamanda ekonomik buhranı ifade etmesi de manidar. Bu aşamanın da gelmesi elbette yakındır.

Son aşama olan “krizi kabul etme aşaması” ne kadar erken gelirse o kadar iyi. Çünkü yanlış teşhis yanlış tedaviyi netice verir. Kriz ile krizin varlığını kabul etmeden mücadele edilmez. Ancak krizin neticeleri olan bazı göstergeleri muvakkaten düzeltebilirsiniz bu da uzun vadede krizi derinleştirmekten başka bir işe yaramaz. Krizi aşmak için önce krizin var olduğunu kabul etmek lâzım. Umarız çok geç kalınmaz.

Enflasyon ile bu şekilde mücadele edilmez

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sonunda çok beklenen “Enflasyon ile Topyekûn Mücadele” programını açıkladı. Fakat açıklanan program maalesef hastalığın kökten tedavisi yerine semptomlarını tedavi etmeye çalışan bir reçete gibi. Kanser hastasına ağrıları rahatlasın diye aspirin yazılması gibi bir şey...

Muhtemelen seçime kadar piyasa fiyatlarının milleti rahatsız etmesini engellemek ve zamları olabildiğince geciktirmek için alınmış bir tedbir. Zaten yüzde 25 oranında TÜFE üstüne yapılan yüzde 10 oranında “gönüllü” indirim, ateşi nefesle söndürmeye çalışmaktan başka bir şey değil.

Acilen daha ciddî, hem üreticiyi hem de tüketiciyi rahatlatacak tedbirleri Merkez Bankası işbirliği ile almak lâzım. Zaten enflasyonla mücadele de esasında Merkez Bankası’nın işi...

Okunma Sayısı: 2728
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı