"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Unutmamak İçin

Bilal Said PARLAKOĞLU
27 Ekim 2018, Cumartesi
Unutmak insaniyetin iktizasıdır. İnsan nisyandan geldiği için unutmaya müptelâdır. “İnsan” kelimesinin “nisyan” kelimesi ile kök itibariyle bir bağlantısı vardır.

İnsan olan elbette bazı şeyleri unutacaktır. İnsaniyetin iktizası olan unutmak kimi zaman nimet kimi zaman da musîbettir. Unutmak hem tehlikeli hem de faydalıdır bu yüzden. Meselâ, dertli insan için derdini unutup bir nebze dinlenmek, yaralı insan için bir nebze yarasını unutup istirahat etmek büyük bir nimet iken, insanın ihtiyacı olan şeyi ihtiyaç anında unutması ve hatırlayamaması ise musîbettir. Unutmanın en şiddetli ve en tehlikeli olanları ise Rabbini unutmak ve nefsini unutmaktır. Rabbini unutan ubudiyetini de unutur, günahlara severek girebilir. Nefsini unutan insan nefsinin ayıplarını görmezden gelir, kendisini kusursuz görürken olmadık hatalara düşebilir. Bu unutkanlıklar neticesinde insan, ebedî hayatını tehlikeye atar ve imanını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalır. 

Unutmak her ne kadar insaniyetin iktizası da olsa bu durum insan için bir özür değildir. Zira unutulmaması gerekenleri unutmamak, daima hatırlamak da hakikî insaniyetin iktizasıdır. Rabbini unutmak insanî bir hal değildir. Nefsini unutmak, kusursuz görmek de insanî olana değil şeytanî olana yakın bir haldir. Unutulması gerekenleri unutmak, hatırlanması gerekenleri her daim akılda tutmak insaniyete en uygun haldir. İnsan unutmanın ölçüsünü ancak böyle tutturabilir. 

Unutmayı şiddetlendiren hallerden birisi harama nazar etmektir. İnsan, harama nazar ettikçe unutulmaması gereken şeyleri aklında tutması zorlaşır. Harama nazar ile şiddetlenen unutkanlık bir noktadan sonra tedavisi güç bir hastalık haline gelir. Çağımızda özellikle biz gençlerde bulunan unutkanlık hastalığının temelinde de harama nazar etmek vardır. Farklı medya kanallarının, çeşitli yayınlar ile her türlü platform üzerinden servis ettiği ahlâksızlık ve müstehcenlik ise bu unutkanlık hastalığına kapılmamayı güçleştiriyor. Unutkanlığın kaynağını ve hakikî sebebini tesbit edememek de bu hastalığı teşhis ve tedavi etmeyi zorlaştırıyor. Tabiî bu, her unutkanlığın harama nazar etmekten kaynaklandığı anlamına gelmez, fakat harama nazar etmenin unutkanlık hastalığını doğurduğu kesindir. Çünkü insanın fizyolojik bedenî his ve hevesin sevki ile bedenî ihtiyaç olarak gördüğü müstehcen görüntüleri öncelerken, öteki bilgileri geri plana atar ve bazen de bellekten siler. Bir noktadan sonra bu önceleme ve silme neticesinde bellekte hasar oluşur, bu durum unutma hastalığına sebep olduğu gibi öğrenmeyi de zorlaştırır. Ayrıca insanın her gün sürekli maruz kaldığı görüntüler yığılarak bellekte bilgi karmaşası oluşturur ve bilgiye bellekten ulaşmayı zorlaştırır. Bu da bir nev’î unutkanlıktır. 

Medya kanallarının her kademesine yerleştirilmiş olan bu müstehcenlik furyası ve gençlikteki his ve hevesin de şiddetli olmasının tesiri ile bu hastalığa düşme tehlikesinin en yüksek olduğu grup biz gençleriz. Zaten bu görüntüleri servis edip, müstehcenliği yayanların da öncelikli hedefi gençlerdir. Gençleri heves ve his cihetinden tutup gençliği şekillendirmek, gençliğin önceliklerini değiştirmek toplumu idare etmeyi ve tüketimi arttırmayı kolaylaştıracaktır. Peki, gerçekten bu anlık zevkleri elde etmek için bu unutkanlık hastalığına düşmeye değer mi? Göze güzel gelen, hayvanî hisleri besleyen menfi şeyleri görmek için gaflete düşmek, Rabbini unutmak akıl kârı mı? İnsan olan insan bunu yapar mı? Üstüne kazanılan günahlar da cabası. Gençlikte günahlar her ne kadar cazibedar olsa da yaratıcının büyük bir ihsanı olan hafızayı feda etmeye değmez. Haramdaki küçücük lezzet için, büyük çabalar ile elde edilen ilim feda edilmez, harama nazar etmekle ne ilim ne de ilmin izzeti muhafaza edilemez. 

Düşünmeliyim, harama nazar etmenin bana daha bu dünyada iken neler kaybettirdiğini düşünmeliyim. Kendimi haramlara nazar etmekten muhafaza etmeliyim, manen gözü çıkarmak anlamına gelen harama nazardan gözümü sakınmalıyım, maddî gözümü zarardan sakındığım gibi manevî gözümü ve penceresi olduğu hafızamı ve zihnimi de zararlardan muhafaza etmeliyim. Ayrıca unutmamak için bolca okumalıyım, zihnimi menfi şeylerden uzak tutmalı, okuyarak müsbet olana yakınlaştırmalıyım.    Rabbim hepimizi unutulmaması gerekenleri aklında tutanlardan eylesin. Amin.

 

Okunma Sayısı: 2729
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    27.10.2018 02:42:17

    ilmen ispatlandi ki insan hicbirseyi unutmaz ancak bazi seyleri uzun zaman hafizasindan hatirlamasi zaman alabilir. Elinize gecen herseyi alip bir depoya koydugunuzu farzedin. Belli bir zaman sonra depodaki esyalarin herbirini hatirlamazsiniz ama ararsaniz bulursunuz. Daha önceleri bu konuda Üstadimizdan misal de getirmistim. Mutlak unutmak yoktur!

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı