"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İnsan ektiğini biçer

Cahit ÖZPINAR
01 Nisan 2018, Pazar
Günün birinde kimseciği olmayan ihtiyar bir kadıncağız, bütün varlığı olan ineğinden elde ettiği sütü, tereyağı yaparak komşu bakkala günlük olarak satar, geçimini sağlardı.

Teyze, kanaatkâr ve mütevekkil biriydi. Kimseye avuç açmaz, minnet etmezdi. Hâline şükreden mütevekkil bir insandı. O hâliyle, insanlara yardım etmeye çalışırdı. Çevresinde pek sevilirdi. Bakkal da teyzeye epey güvenirdi.

Bakkal teyzeye güvendiğinden, getirdiği ürünü tartma gereği duymazdı. Teyze, çevrede bilinen, tanınan saygın ve itibarlı birisiydi. Eşinin vefatından sonra tek evlâdı da Çanakkale’de şehit olunca, öylece kalakalmıştı. Zaman geçip gitmekte, hayat apartmanı yıkılmakta, fani dünya ahiret yurduna doğru hızla gitmekte, insanlar da değişmekteydi. Bir gün nasılsa bakkalın içine bir şüphe düşer ‘acaba teyze tereyağını bana tam olarak getiriyor mu?’ diye o güne kadar hiç tartmadığı tereyağını alıp tartar. Aaa, bir de ne görsün, tereyağı bir kilodan yüz gram eksik gelir. Bir kilogram olarak aldığı tereyağının dokuzyüz gram olduğunu görünce epey sinirlenir. Gerçi devir değişmiş hile-hurda ile iş yapanların sayısı artmıştır. Lâkin, teyzeden böyle bir şey beklenemez. Nihayet, ertesi gün ihtiyar kadın dükkâna gelince bakkal, “Bir daha senden tereyağı almayacağım” diye çıkışır, kadıncağızı azarlar. Yaşlı kadın pek üzülür, büker boynunu “Efendim der, bir yanlışım mı oldu? Bir kusurum mu var? Tereyağını beğenmiyor musun?” diye merakla sorar. Bakkal “Senin bana verdiğin yağ 900 gram geldi ayıp değil mi bu yaptığın?” diye sorunca, “Efendim, benim evimde kilom yok, daha önce sizden bir kilo şeker almıştım, onu tartı olarak kullanıyorum.” diye cevaplar. Tabi bakkal kızarır, bozarır, utancından ne yapacağını şaşırır.

İşte dünya böyledir, ne ekersen onu biçersin. Kime ne verirsen onu alırsın. Ne doğrarsan çanağına, o gelir kaşığına... Evet bizlere büyüklerimiz duâ ederken “Allah (cc) sizleri iyilerle karşılaştırsın” derlerdi. Ne güzel duâ değil mi? En büyük hazine sıdktır, dürüstlüktür. İslâmiyet’in esası da dürüstlüktür. Çünkü bir tane sıdk, bin harman yalanları yakar; bu bağlamda Üstad Bediüzzaman, “Yaşasın sıdk, ölsün yeis. Muhabbet devam etsin. Şûrâ kuvvet bulsun” diye biz Müslümanlara çok önemli dürüstlük dersini vermiştir. Yaşarken daima işlerimizde doğruluğu ve dürüstlüğü kendimize rehber ittihaz etmeliyiz. Yaşlı ihtiyar kadıncağızın sergilediği dürüstlük şu günümüzde herkese daha çok lâzımdır.

“Selâm Hüda’ya tabi olanlara olsun. Bütün levm ve itab ve nefret heva ve hevese tabi olanlara olsun.” Yüce Rabbimiz ise, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” âyetiyle bizleri ikaz etmektedir.

Okunma Sayısı: 4079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı