"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Söz söyleme adabı

Cahit ÖZPINAR
24 Haziran 2018, Pazar 00:40
Yalan, iftira, gıybet, alay, nifakçılık gibi insanın işlediği günahların önemli bir kısmının dil ile ilgili çirkin ve kötü konuşmanın neticesinde meydana geldiği bilinen bir hakikattir.

Şeytan çirkin ve kötü sözlerle insanların arasını bozmak ister. Zaten şeytanın işi daima insanları kötü yola sevk etmektir.

Kur’ân-ı Hakîmde ‘’Kullarıma da de ki. Sözün en güzelini söylesinler. Çünkü şeytan söylenen kötü sözlerle aralarını bozmaya çalışır, diye bizleri şeytanın oyunlarına karşı uyarıyor. Bir Müslüman olarak, sürekli Allaha dayanmalıyız. Onun emirlerine iyice bağlı kalmalıyız. Nefis ve şeytanın şerrinden ve kabir azabından kurtuluşumuz ancak İslâm’ın İman esaslarına bağlı kalmakla mümkündür. Toplum halinde, cemiyette yaşayan kişiler, birbirlerine saygılı ve merhametli olmak zorundadırlar. İnsanoğlu mecliste dilini, sofrada elini iyi kullanmalı . Çünkü konuşmak bir san’attır. Konuşmak rastgele olamaz. Söz vardır keser savaşı. Söz vardır ağulu aştır, tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır. Düşmanımızı yenmek istiyorsak, tatlı dille ve güler yüzle muamele de bulunmalıyız. Bu bağlamda Rehberimiz Peygamberimiz (asm) Efendimiz kötü çirkin sözün insanı Cehenneme götürdüğünü şöyle ifade etmektedir. İnsanları, Cehenneme yüz üstü düşürecek şey, dillerinden başkası değildir. Kim, Allaha ve Ahiret gününe inanıyorsa, Ya hayır söylesin, ya da sussun. Evet Allaha inananlar her zaman hayırlı işler yapmalı ve insanlara güler yüzle, tatlı sözle, yumuşaklıkla muamele etmelidir. Bu bir tebliğ metodu. 

Yine bu meyanda Peygamberimiz (asm) Efendimiz: bir Hadisinde kendisiyle Cennet’te buluşmak isteyenlere şöyle seslenir: “Biliniz ki siz de bana kavuşacaksınız. Buluşacağımız yer de Kevser Havuzu’nun kenarıdır. Orada benimle buluşmak isteyenler, ellerini, dillerini günahlardan çeksinler.” diye mü’minleri en etkili bir tarzda uyarmaktadır. El yarası geçer, dil yarası geçmez. Bu sebeple hiç kimseyi kötü sözle, çirkin kelâmla incitmemeliyiz. Daima müsbet hareket etmeli, insanlara pozitif yaklaşmalıyız.

Kur’ân-ı Kerîm de Hz. Musa ve kardeşi Hz. Harun’u, Firavun’u hak yola dâvet için gönderirken ‘Gidin ona yumuşak sözlerle anlatın belki düşünüp kendine gelir’ buyurmakta. 

Burada tebliğ edilecek yeryüzünün en azgın kişisidir. Ancak Cenâb-ı Hakk’ın Rahman ismi celilinin umuma şamil olduğuna bu âyetle de şahit olmaktayız. Bu sebeple her yerde insanlara tatlı dille ve güler yüzle hitap etmeliyiz.

Okunma Sayısı: 2549
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı