"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ahlâkın kaynağı imandır

Caner KUTLU
04 Ekim 2018, Perşembe
Öğretmeni yenen “talebe!” - 23

Francis Fukuyama’ya göre; ahlâkî ilerleme olmadan tekniğin kazanımları, kötü amaçlar için kullanılabilir ve insanlığın durumu eskisinden daha kötüye gidebilir. Dolayısıyla, teknoloji ve ahlâk alanlarındaki gelişmeler birbirine paralel olarak yürümelidirler. O halde öğrenmenin son aşaması, ulaşılacak ideal noktası, ahlâktır denebilir. Nitekim Amerikalı psikolog Jerome Bruner’in çalışmaları üç basamaklı öğrenme prosesini ortaya çıkarıyordu: somut, görsel ve soyut. Soyutun da anlamı en nihayette “hakikati ders veren” iman ve ahlâk olması gerekir. Bediüzzaman’a göre ise ahlâkın kaynağı imandır; toplumsal dinamikleri düzenleyen ise özellikle “ahirete iman” üzerinde ısrarla durmakla gerçekleşebilir.

Bertrand Russel “Eğitim ve Toplum Düzeni” kitabında, “Eğer bir insanın hayatı ister kendi bakış açısına göre, isterse genel olarak dünyanın bakış açısına göre tatmin olacaksa, iki tür uyum gereklidir” diyor: “Zekâ, duygu ve iradenin içsel uyumu ve diğerlerinin iradeleriyle dışsal uyum.” Russel’a göre şu anki eğitim bu her iki alanda da kusurludur. İçsel uyum çocuklukta ve gençlikte (tek başına) verilen dinî ve ahlâkî öğretiler tarafından engellenir; zekâya değil duygulara hükmetmeye devam eder ve bu arada irade, o anda duyguların mı yoksa zekânın mı üstünlük sağladığına bağlı olarak bir o yana bir bu yana sallanır. Russel’in tavsiyesi ise, gençlere yetişkin zekâsının kabul edebileceği öğretiler verilseydi, bu tür çatışmalar engellenebilirdi, şeklinde. Bu özel okullarda belki bir ölçüde yapılabilir, fakat devletin işbirliği olmadan, deneysel önemi olan bazı kazanımların ötesinde sonuçlar üretecek kadar geniş bir ölçekte yapılamaz.

Russel’e göre diğerlerinin iradesiyle dışsal uyum meselesi daha güçtür ve tam olarak çözümü mümkün değildir. Rekabet ve işbirliğinin her ikisi birden fıtrî insan eylemleridir ve benliği yok etmeden rekabeti tam olarak bastırmak güçtür. Fakat modern dünyada zararlı olan şey bireysel ve örgütlenmemiş rekabet değildir. Modern dünyadaki uyumsuzluğun tehlikeli biçimi uluslar ve sınıflar arasındaki örgütlenmiş rekabettir. Bu tür bir uyumsuzluk var oldukça, dünya bilimsel ve teknik becerilerin mümkün kıldığı avantajlardan faydalanamayacaktır. Bilim tekniğimizi dünyayı tek bir ekonomik birim haline getirebilecek kadar değiştirmiştir. Fakat bizim siyasî kurumlarımız ve inançlarımız tekniğimizin gerisinde kalmıştır ve her ulus ekonomik tecrit yoluyla kendisini yapay bir şekilde fakirleştirmektedir. Bütün bu kötülükler tek bir kaynaktan doğuyor; tekniğimiz bütün insan ırkının üreten ve tüketen tek bir birim olarak işbirliğini gerektirirken tutkularımız ve siyasî inançlarımız hâlâ rekabete ihtiyaç duyuyor. Russel için “sorunun çözümü” insanların aklını başına almalarıdır ve bunun için de akla yatkın bir şekilde eğitilmeleri gerekir. 

Risale-i Nur Talebeleri tarafından “Teşrin-i sâni 1950’de Ankara Üniversitesi’nde, profesör ve meb’uslarımız ve Pakistan’lı misafirlerimiz ve muhtelif fakülte talebelerinin huzurunda, Fakülte Mescidinde gece yarısına kadar devam eden bir mecliste verilen ve büyük bir alâka ve ehemmiyetle dinlenmiş olan bir konferans”ta da açıklandığı üzere:

“İnsan, saray gibi bir binadır; temelleri, erkân-ı imaniyedir. İnsan, bir şeceredir; kökü esasat-ı imaniyedir. İmanın rükünlerinden en mühimmi, İman-ı Billah’tır; Allah’a imandır. Sonra Nübüvvet ve Haşir’dir. Bunun için, bir insanın en başta elde etmeye çalıştığı ilim; iman ilmidir. İlimlerin esası, ilimlerin şahı ve padişahı; iman ilmidir.” 

Bediüzzaman’a göre eğitimin her aşaması imanın inkişafını netice vermelidir. Dinin emrettiği ahlâkın, medeniyet sahasındaki “etikle” karşılaştığında yaşadığı Alia’nın vurguladığı “bilgi ve eleştiri” eksikliği Bediüzzaman’ın doğru mezcin üç şartı gördüğü cehalet, fakirlik ve ihtilâflara karşı marifet, san’at ve ittifak unsurlarının kullanılmamasıdır. Bunun için de akıl ile kalbin, ruh ile cesedin, madde ile mânânın, fenle dinin, teknikle ahlâkın... gibi füzyonlara ihtiyaç vardır. Russel: “Hatırlayabildiğim kadarıyla İncil’de zekâyı öven tek kelime bulunmaz ve bu konuda dinî otorite İncil’in sözünü diğer konulara kıyasla daha büyük bağlılıkla izler” diye eleştiriyordu. Ona göre bu husus Hıristiyan eğitim kurumlarında öğretilen ahlâk anlayışının önemli bir kusuru olarak görülmelidir. İslâm dinî, demek ki, bu hususta tek “kutsal” seçenektir. Kur’ânın aklı doğrudan muhatap alması, iradeyi akla teslim etmesi ve insana sürekli bir “düşünme eylemi” ile “talim ile terbiye” ilişkilerini kurması “mezcleri” gerçekleştirecek yegâne “kutsal bağlar bütünü” vermesi bunu açıkça gösteriyor. Eğitimin millî sınırlardan kurtularak enternasyonal düzeye açılmasının başka yolu görünmüyor. Nitekim Ashab-ı Suffa’dan başlayarak yayılan Peygamber Efendimiz’in (asm) hadis dersleri ile ümmetin Kur’ân, hadis gibi nasslar ile birlikte kıyas ve icma sistematiklerini kurması ve uygulamış olması İslâmın doğruluk ve ahlâkı üretecek gerekli ve yeterli biricik “kutsal” olduğunu yeterli ispat eder. Bediüzzaman’ın medreselere bu anlamda önemli bir yer verdiği anlaşılıyor: 

“Neşrettiğim fihriste-i makasıddan terk ettiğim bir fıkradır. Şöyle ki:

Zahiren hariçten cereyan eden maarif-i cedidenin bir mecrası da, bir kısım ehl-i medrese olmalı. Tâ gıll ü gıştan tasaffi etsin.

Zira bulanıklığıyla başka mecradan taaffün ile gelmiş ve atalet bataklığından neş’et ve istibdad sümûmu ile teneffüs eden, zulüm tazyiki ile ezilen efkâra bu müteaffin su, bazı aksü’l-amel yaptığından, misfat-ı şeriat ile süzdürmek zarurîdir. Bu da ehl-i medresenin dûş-u himmetine muhavveldir.” (Hutbe-i Şamiye)  

Okunma Sayısı: 2203
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı