"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bir Özgecan

Cemil GÜNVAR
21 Şubat 2015, Cumartesi
Bir şeyler söylemek gibi bir derdiniz varsa eğer, sanırım bunun tam zamanı, bütün yüzlerin aynı istikamete döndüğü andır.

Herkesin aynı yöne bakıp dikkat kesildiği bir zamanda bu dar satırlara ne sığdırabilirim, olayın neresinden tutup ne anlatabilirim diye çok düşündüm. Şahsen omuzlarına böyle bir yük yüklendiği zaman, evlâdımın öldürülmesinin ardından hissiyatımın kaldıramayacağı, benim yapamayacağım bir konuşmayı yapan babanın hissiyat ve derinlik kokan konuşmaları hakkında bir şeyler mi yazsam; yoksa her ne kadar bir kız evlât sahibi olamasam da yıllardır içimde biriktirdiğim bir kız evlât isteğimin etrafında bir şeyler mi söylesem… Doğrusu böylesi duygu yoğunluğunun yaşandığı bir olayın akabinde, hissiyat kanallarımda biriken duygularım kelimelere dökülmek için kaynasa da, sanırım kalıcı bir şeylerin varlığı için duygularımı bu satırlardan uzak tutmak gerekiyor. Her ne kadar bir baba, her ne kadar ben de bir evlât sahibi olsam da…

Aslına bakarsanız geçen hafta duygusal patlamaların yanında, bu konu üzerine o kadar güzel tesbitler yapıldı ki, dizilerin toplum üzerindeki etkisinden, cıvık bir hayat tarzının dizilerden hayatımıza aktığından tutun da, eğitim sistemimizin her gün çark eden yönlerine kadar… Tesbitlere katılmamak mümkün değil; ama benim bu doğru ve yerinde tesbitlerin yanına eklemeden geçemeyeceğim birkaç şey var. Bunlardan ilki, ölen gencimizin ardından olayın sadece bayanlara yönelik saldırı ve şiddet bağlamında değerlendirilip oluşan hassasiyetin bu konunun içinde erimesi, işin sadece bu yönüne takılıp kalınması kanaatimce yanlış bir yönlendirme. Çünkü ülkemizde şiddet her türlüsüyle o kadar basitleşmeye, genelleşmeye, yayılmaya, kanıksanmaya başladı ki, bundan yaşlısında tutun da çocuğuna, erkeğinden tutun da kadınına kadar toplum olarak etkilenmeyen kalmadı.

Çok basit şeyler için kızmaya, çok basit şeyler için kırmaya, çok basit şeyleri için vurmaya ve öldürmeye başladık artık. Bunda tabiî ki cezaların caydırıcılığının olmaması da etkilidir, ama unutulmaması gereken bir yön de şu ki, cezalar ne kadar ağır olursa olsun, var olan yapının korunması ve devamı içindir. Oysa asıl olması gereken kötü giden bir şeylerin değişmesidir. Maalesef cezaların bir şeyleri değiştirme, yenileme gibi kudretleri yok sanırım gözden kaçan en önemli nokta bu olsa gerek.     

Bir şeyleri değiştirmenin, kalıcı hale getirmenin yolu geçmişte olduğu gibi bugün de eğitimden geçiyor. Yarış haline dönüştürdüğümüz eğitim sistemimizi A, B, C, D şıklarının arasından çıkarıp içine en azından eline, beline, diline hâkim olmak gibi, insana saygı ve sevgi gibi öğretiler katıp bunları anlatabilseydik bugün daha huzurlu bir toplum olabilirdik sanırım.   

İşin bu yönünün yanında bu üzücü olayın akabinde dikkatimi çeken şeylerden bir tanesi de artık siyasetin bizim kanımıza kadar işlemesi… Siyasetin açtığı mecraların dışında fikir beyan edemiyoruz, siyasetin oluşturduğu kelimeler olmadan düşünemiyoruz artık. Oysa hayat denen şey asıl siyasetin dışında olan, siyasetin dışında gelişen bir şey. İşin daha korkunç yönü, biz sadece düşüncelerimizi siyasete yaslamadan ifade edememekle kalmıyor, duygularımızı da siyasetsiz ifade edemiyoruz.

Oysa ölüm gibi, annelik gibi, babalık gibi, evlât gibi herkesin üç aşağı beş yukarı aynı hissiyatları paylaştığı konularda insanların bir yeteneğinin, bir birikiminin, bir siyasî düşüncesinin, bir yere bağlı olmasının gereği yok. Sadece içinden geçenleri anlatması yeterli insan olarak… 

Okunma Sayısı: 1723
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı